Bu inançla Litvanyadayız. Aslında bu ülkeye yolculuk yaparken bizi neyin beklediğini gerçekten bilmiyordum.Meğer orada saygılı , misafirperver, huzurlu, kendi halinde ülkesi için çalışan insanlar yaşıyormuş.Hiç ummadığımız kadar sıcakkanlı ve eğlenceli insanlar...
Litvanya 'ya Türkiye 'den direkt uçuş bulunmuyor, Luthfansa havayoluyla 3 aktarma yaptıktan sonra , Vilnius havaalanına ulaşmayı başardık. Bizi en çok şaşırtan durum havaalanında kimsenin pasaportumuzu sormaması oldu. Pasaportumuzda bu ülkeye giriş ya da çıkış yaptığımıza dair bir ibare yok. Daha da ilginci otelde de kimlik ve pasaport kaydı yapılmadı. Gecenin ilerleyen saatinde taksiyle Otelimize giderken, yolların çok ıssız oluşu ve etrafta hiç arabanın olmaması bizi biraz ürküttü. Ne de olsa kalabalık ve çok hareketli bir ülkeden geliyoruz, sessiz ve ıssız sokaklara alışık değiliz. Litvanya 'da geçirdiğimiz bir haftanın sonunda , ülkede güvenlik sorunu olmadığına karar verdik. Sanırım bu nedenle rahat davranıyorlar.
Dar sokaklar, gotik , barok, rönesans ve klasik mimariyi yansıtan yapılarıyla, geçmişi , tarihi, eskinin ince zarafetini hissettiriyor.Tarih çok iyi korunmuş, her yer tertemiz ,düzgün ve yemyeşil. Başkent Vilnius UNESCO dünya miras listesinde.Litvanya 'nın toplam nüfusu 3.5 milyon. Vilnius'da ise 500 bin civarında insan yaşıyor.Para birimi "Litas ".Litvanya henüz Euro 'ya geçmediği için diğer Avrupa ülkelerine göre oldukça ucuz .
St . Anne Kilisesi Litvaya'nın ve hatta dünyanın en güzel gotik kilisesi. Efsaneye göre Napolyon bu kiliseyi öyle muhteşem bulmuşki avucunun içine alıp Paris'e götürmek istemiş.
"Vilnia " Neris nehrinin küçük bir kolu. Bu küçük akarsu üzerinde bulunan bir köprü de karşımıza çıktı rengarenk kilitler. Sevgililer, evlenecek olanlar aşklarının sonsuza dek sürmesi için isimlerini kilitlere yazıp köprüye asıyorlar.
Katolik Katedrali ve Katedral meydanı, şehrin en büyük meydanı ve merkezi , tüm sokaklar buraya açılıyor.Katedral 13. yy da Kral Mindaugas tarafından inşaa edilmiş.
Meydanda bulunan çan kulesi bir çok kişinin buluşma noktası. Vilnius 'un en hareketli noktası burası.
İnanışa göre Katedral meydanında bulunan bu taşın üzerinde üç kere dönüp bir dilek dilerseniz gerçekleşebilirmiş.
Katedrale , Gediminas kalesinden bakış...
Neris nehri Vilnius şehrini ikiye bölüyor. Eski şehir nehrin sol yakasına yayılmış. Fotoğrafta da gördüğünüz gibi nehrin sağ tarafında modern , yüksek binalar, alışveriş merkezleri var. Sol taraf ise ortaçağdan kalma haliyle korunmuş.
Vilnius'un en ünlü ve en çok turist çeken caddesi, " Pillies" . Cafeler , restaurantlar ve alışveriş mağazaları burada. Göz alıcı gotik yapılar dikkat çekiyor..
Pillies 'de bir cafe önü... Cuma ve Cumartesi akşamları çok kalabalık ve cadde boyunca gençler sık sık gösteri yapıyor.
Bir başka ünlü caddede , Gedimino caddesinde bulunan opera ve tiyatro binasının girişi.
Gedimino caddesinde ulaşımı sağlayan troleybuss görülüyor... 1993 yılında Sovyetler Birliğinden ayrılan ve bağımsız bir devlet olan Litvanya geçmişin izlerini tam anlamıyla silememiş. Şehrin dış mahallelerinde bulunan sevimsiz yapıların, ulaşım araçlarının , yolların eskiliği göze çarpıyor. Eğitim ülkedeki en önemli konu.
Kadın erkek herkesin şık ve güzel olduğu , adım başı çiçekçi dükkanına rastlanılan , elinde çiçekle yürüyenlerin fazlaca görüldüğü , 1 lita karşılığı aldığınız ürüne sıradışı bir hediye paketi yaptırabileceğiniz, telaşın, kalabalığın , ve trafiğin olmadığı bir ülke burası.
TRAKAI ŞATOSUŞanslıyız ki güneşli bir günde buradayız ve fotoğraflar harika çıktı. Bir masal diyarından alınıp konulmuş gibi duran bu şato ,Vilnius 'a 28 km uzaklıkta, Belarus sınırına yakın Trakai şehrinde bulunuyor.
Şato, Galve gölünün ortasında bir adada inşa edilmiş , etrafı tamamen su ile çevrili ve tahta köprü ile şehre bağlantılı. Efsaneye göre 13. yüzyılda bir av partisinden dönen Dük Gediminas , gölün ortasındaki adayı görmüş ve buraya muhteşem bir şato inşaa ettirmeye karar vermiş. Şato müze olarak ziyerete açık.
Trakai 'de evler...Burada Ruslar, Litvanyalılar, Polonyalılar , Tatarlar ve 15 yy. da bu bölgeyi koruma amaçlı Kırımdan getirilen Musevi Karay Türkleri birarada yaşıyor.
LİTVANYA ' DA NE YENİR - GELENEKSEL YEMEKLER
Otelimizin önerisiyle , Pillies sokağında bulunan, geleneksel yemekleriyle ve klasik dekorasyonuyla bilinen " Forto DVARAS" restorana gittik. Geleneksel Litvanya mutfağı oldukça yağlı ve kalorili. En bilinen yemek " Cepelinas " içinde et veya peynir olan ve zepline benzetilen patates toplarından oluşuyor. Pek çok yemekte patates var . Patates ve peynirin birleştiği yemekleri ben çok beğendim.
Patatesli pankek ve lor peynirli sarımsaklı sos.
Çikolata ve bademden oluşan geleneksel tatlı.
Kayısılı , üzeri kremalı cheesecake. Tarifini alamadığım için hayıflandığım muhteşem lezzet.
Bu böreğin adı " Karıncaların Evi" içi peynirli , üzerine haşhaş tohumu serpilmiş ve yağda kızartılmış.
Orjinal ismi " Skruzdelynas". Bizim puf böreğini andırıyor , çok lezzetli.
Bizim Kıbın diye bildiğimiz kibinas (Tekili kibinai) , Litvanyalı dostlarımızın dediğine göre Ermeni mutfağından.Ama pek çok kaynağa göre Litvanya mutfağına Karay Türkleri vasıtasıyla geçmiş. İçi genelde etli hazırlanmakla birlikte , burada bize ikram edilen peynirliydi ve enfesti. Tarifini bizim için yapan arkadaştan aldım en kısa zamanda " zeytinağacında " olacak...
Sebzeli omlet veya sade omlet kahvaltı için sunulan alternatifler...
İçi peynirli patates topları.
Kek ağacı,marketlerde değişik boylarda çokça satılıyor, heryerde bulmak mümkün, sivri uçları koparılarak yeniyor, bisküvi sertliğinde ve çok tatlı değil.
Markette ekmek reyonu. Litvanyalıların zeytin ve zeytinyağı tüketiminin, markettlerdeki ürün çeşitliliğine bakarak , bir kuzey ülkesinden beklenmeyecek kadar fazla olduğunu söylemek yanlış olmaz..
Dziugas , Litvanyanın geleneksel peynirinin adı.Bu peynir 12, 18, 36 veya 48 ay sabırla bekletilip olgunlaştırılıyor.
Rengi ve kokusu ile tamamen orjinal , sert , pürtüklü ve bekletildiği süreye göre kavuniçine dönen rengiyle , Litvanya 'nın gururla sunduğu geleneksel peyniri.
LİTVANYA 'DA ALIŞVERİŞ
Tasarım seramik eşyaların satıldığı mağaza Pillies' de. Litvanya'nın hand made seramik markası "Interios " un Paris , Vilnius ve Kaunas da şubeleri bulunuyor.
Bardaklar yine aynı mağazadan tasarım ve oldukça kullanışlı.
Katedral meydanına yakın bir yerde rastladığımız bu seyyar ahşap işleri standında , daha önce görmediğimiz güzellikte , tasarım ahşap ürünleri sergileniyor. Usta Adomas Kausinis , hiçbirşey satın almadığımız için üzüldü sanırım.
Yine Pillies sokağında rastladığımız " Linen " mağazası, kumaş , örtü, geleneksel çizgiler taşıyan kıyafetler satıyor.
El işlemeli runner ve yastıklar gerçekten dikkat çekiciydi.
Amber (Kehribar) , Litvanya ile bütünleşmiş bu parlak ve değerli taş , heryerde var. Öğrendiğim bir gerçek beni oldukça şaşırttı . Litvanya 'da sadece yaşlı kadınlar amber takıyormuş. Gençler ve kendini yaşlı hissetmeyenler amberden uzak duruyormuş.
VILKAVISKIS
Vilkaviskis , başkent Vilnius 'a 170 km uzaklıkta 14 bin kişinin yaşadığı bir şehir. Burada da sevimsiz apartmanlar yok değil ama insanların oturduğu evler genelde bahçeli. Yukarıdaki fotoğraf 100 yıllık bir eve ait.
Bir evin bahçesinde gördüğüm ahşap baykuşlar. Baykuş , Litvanya 'da erdemin simgesiymiş.
Şehir kilisesi.
Şehir kütüphanesi.
Çarşamba günü kurulan yerel pazar. Teyzeler çiçek soğanı ve fide satıyorlar.
Nergisler . Nisan ayında bahçeler ve çiçekçiler nergislerle dolu. Sarımsak turşuları ve saf bal.
Litvanya'nın amblemi.
Vilkaviskio Krasto Muziejus
Asil Gavronskiene ailesine ait olan ev şu an müze . Yerel kıyafetler sergileniyor.
Mobilyalar 19. yy. da Chichago dan getirtilmiş.
Müzede yerel ekmeklerin ve tereyağının tanıtımı.
Ve gezimizin sonu...Vilnius havaalanından geri dönüş. Hoşçakal Litvanya !
9 yorum var, siz de yazabilirsiniz:
Merhaba, Litvanyalı bir arkadaşım kendi adetlerinden bahsetmişti ve "İyi ki Türkiye'de böyle bir adet yok" demişti. Şöyle:
Adete göre Litvanya'da evlenecek delikanlı gelin hanımı şehrin en uzun köprüsünden kucağında geçirmek zorunda, yoksa kız mız yok.
ne guzel resimler.tesekkurler paylasim icin
Yazınız, fotoğraflarınız için çok teşekkürler. Zevkle okudum. Sanki ben de gezdim.
Aslı Hanım merhaba,
Öncelikle teşekkürler anlatımınız,fotoğraflarınız için.
Öğrenmek istediğim siz bir tur şirketiyle mi gittiniz yoksa kendi imkanlarınızla mı?
Arkadaşlar çok teşekkür ederim yorumlarınıza,
Yunkabu, bende gezdim dedin beni çok mutlu ettin. Gezi yazısı yazmak zor. Ben diğer gezginlerin yazılarından çok faydalandığım için kendim de hem unutmamak hem de yararlı olmak için yazıyorum.
Rüya, turla gitmedik. Genelde o bölge için turlar birkaç ülkeyi birden kapsıyor. Ben de kısa zamnda çok yer gezmeyi sevmiyorum. Uçak bileti ve Vilnius oteli kendim ayarladım. Otel "booking.com" dan ve çok memnun kaldım.Uçağı ucuz almaya çalıştım o yüzden biraz aktarmalı oldu.Vilnius 'da kendimiz gezdik. Vilkaviskis şehrinde bir okulu ziyaret ettik.Oradaki arkadaşta bizim için program yaptı. Turla gidilmesi gereken bir yer değil , rahatlıkla özgürce gezebilirsiniz. Tavsiye de ediyorum. Hiçbir sorunla karşılaşmadık ve çok olumlu duygularla ayrıldık. İnsanları çok sevdik.
Merhabalar , çok tatlı bir yazı olmuş. Ben de gezmeyi çok seven biriyim. Böyle küçük ve sevimli ülkeleri görmeyi çok istiyorum.Şimdiye dek Almanya,Belçika ve Hollanda'yı gezme şansı yakaladım ve tam bir Avrupa aşığıyım denebilir. Litvanya'da listeme eklendi sayenizde. Sanırım yaşanılası bir yer. Ellerinize sağlık.
Merhaba, Litvanyalı olarak size teşekkür ediyorum, çok güzel anlatınız memleketimi, resimlere bakıp sanki gitmiş oldum, yemekleri yemiş oldum. Haklısınız Kibin bize Karayı Türklerle geldi. Çiğ börek ( čeburekas) bizim mutfağımıza yer almış, nasyonal yemek olmuş, yani Eskişehir yerinde çiğ böreği Litvanyada yiyin :) Ellerinize sağlık
İyi günler , çok güzel anlatmışsınız, Mayıs ayında gitmeyi düşünmeye başladım sayenizde.
Küçük bir düzeltme :)
Katedral meydanında bulunan bu taşın üzerinde 3 değil 8 kez dönülmesi gerekiyor ve kare taşın içinden çıkmamanız gerekiyor inanışa göre. Ancak 8.tura gelene kadar bir yalpalama yaşamanız aşikar. Uzun bir süredir Litvanya'da yaşıyorum ve euro kullanımına başlandığından beri ekonomi çok iç açıcı değil açıkçası.
Yorum Gönder