Londra'nın sanat - kültür başkenti olmasının yanı sıra ,dünyanın en önemli - ve pahalı alışveriş merkezlerinden biri sayılması, alışveriş düşkünü olmasanızda mağazalara kayıtsız kalamayacağınız anlamına geliyor. Müzeleri gezerken , bazı mağazaları da müze niyetine adımlıyorsunuz. Sokaklarda , alışveriş mekanlarında vakit geçirirken , buradaki insanlar nasıl yaşıyor konusunda da ipuçları edinebilmek mümkün.
Londra'ya geldiğimiz gün otelimize yerleştikten sonra hemen metroya koşup Gloucester istasyonundan, Piccadilly Circus'a ulaştık. Gecenin karanlığında ışıl ışıl bir meydan. Küçük Eros heykeli çevresinde bekleşen insanlar , yerler izmarit dolu . Reklam panolarının renkleriyle cadde boyunca gidip gelen kalabalık Shaftesbury ' e doğru ilerliyor.
Biz Regent Street'e doğru gittik, gece oldukça tenhaydı. Ama gündüz çok canlı ve kalabalık. Türkiye'de olan markaların- Zara Home, Habitat, Burberry, Champer, Godiva - yanı sıra , Hamleys , Liberty ve National Geographic mağazaları görülmeye değer. Ayrıca cadde üstünde Çin ve İngiliz porselen çay takımlarının satıldığı bir dükkan var ki buradaki ürünler yıllar öncesinde Türkiye 'de sosyete -semt pazarlarında satılırdı. Çiçek desenli bardaklar ve çaydanlıklar meraklılara ilginç gelebilir.
Hamleys, Regent Street 'te bulunan 7 katlı , her katı tıka basa oyuncak dolu bir mağaza. Her yaş çocuk , hatta büyük olup çocuk ruhlu olanlarda kendileri için fazlasıyla birşeyler bulabilir. Özellikle kızlara ayrılmış olan pembe bir kat var.
Liberty , Regent Street ' de müze niyetine gezilebilecek bir mağaza. Ben mimarisine hayran kaldım.1875 yılında açılmış .
Liberty'de çok şık tasarım kıyafetler var. Özellikle kordela, kumaş, diki-nakış, iplik gibi elişine yönelik malzemelerin bulunduğu kat, daha önce görmediğim çeşitlilikte ürün içerdiğinden dolayı benim için etkileyiciydi.
Regent Street , pek çok mağazanın bulunduğu bir başka cadde ile , Oxford Street 'le kesişiyor. Regent Street 'ten Oxford Street 'e geldiğinizde inanılmaz bir kalabalıkla karşılaşırsanız şaşırmayın. Oxford Street 'in Tottenham Court 'a doğru uzanan bölümünde ilgiç bir şey bulamadım. Diğer bölüm yani Hyde Park tarafına uzanan kısımda ise müthiş mağazalar var.
1 GBP =2,5 TL olduğu düşünülürse, Londra 'da alışveriş yapmak kolay değil. Türkiye 'den daha uygun fiyatlı ürünler , özellikle tekstilde bulmak nerededeyse imkansız derken, işte Oxford Street 'in Hyde Park 'a yakın kısmında Primark a rastladık. Burada gerçekten kaliteli ama çok ucuz fiyata her çeşit giyim eşyası var. Kasalarda ise uzun kuyruklar. Bu mağazada Türkçe konuşan müşterilere rastlamanız da fazlasıyla mümkün.
John Lewis Oxford Street 'te en sevdiğim mağaza oldu. Bu aydınlatmayı orada buldum, çok beğendim ama maalesef satın alamadım. :( Aklım kaldı. House of Fraser , Selfriges , BHS geze geze bitmeyecek , çok büyük mağazalar.
Londra'dan alınacak en uygun şey : Kitap
Çok kaliteli yemek kitapları , çocuk kitapları , dergiler, popüler romanlar, değişik konularda kitapları, Türkiye 'den daha uygun fiyata edinmeniz mümkün. Bavuluma sığdığı kadar kitap aldım. Hatta yetmedi havaalanında bile almaya devam ettim. Büyük mağazaların kitap reyonlarından, Oxford, Soho , Nothing Hill bölgelerindeki kitapçılardan, müzelerin alışveriş yerlerinden iyi kitaplar seçilebilir.
İşte Harrods ! Vakit geçirmek için çok zaman ve alışveriş içinse bavullar dolusu para gerektiren yer. Kapıdan girer girmez 5000 GBP lik çantalar karşıladı bizi. Knightsbridge en zenginlerin alışveriş yaptığı bölge. Lükse düşkünlüğün açıkça görüldüğü bir adres burası. Harrods'da tüm katları gezemeyeceğimizi anladıktan sonra, alt katta yer alan yiyecek -şarküteri kısmını keşfedebildik.
Dünyanın dört bir tarafından gelmiş yiyecekler , meyveler , hazır yemekler, şarküteri , et , balık bölümü inanılmaz zengin.Tariş' in zeytinyağını görmek ise ayrı bir mutluluk.
Harrods 'da küçük bir sepet physalis 1 pound. İşte alabildiğim tek şey:)
Harrods yiyecek reyonunda regarenk , kavanozlar dolusu şekerler... Mutfak eşyaları bölümünü de gezmeden çıkmadım. Elime bir Harrods kartı tutuşturdular , dünyanın neresinde olursanız olun istediğinizi gönderiyorlarmış.
Şimdi Kensington High St deyiz. High Street Kensington durağında inip buradaki Mark & Spencer 'a uğrayın. Oxford Street de de büyük bir Mark & Spencer bulunuyor. Türkiye'ye göre ürün çeşitliliği ve fiyat farklılığı var. Ayrıca bol bol hazır yiyeceklerin satıldığı market mağazaları da sokaktaki insanın nelerle beslendiğini görmek açısından incelenebilir.Londralıların evde yemek pişirmediği kesin. Mark &Spencer ,Tesco ve Waitrose hazır yiyeceklerin satıldığı marketler. Yemekler , salatalar paketlenmiş. Bu marketlerde vakitin nasıl geçtiğini anlamıyor insan. Güzel yemek kitapları da satılıyor.
India Jane şık ev eşyaları, aydınlatma, mutfak malzemeleri , ev aksesuarları satan bir mağaza. Oldukça pahalı ve hoş. Kensington High Street te , Laura Ashley de görebilirsiniz. Türkiye 'deki mağazalardan daha ucuz buradaki , indirim de var.
Alışverişin bir diğer adresi Apple Maket , Covent Garden bölgesinde . Haftasonları çok kalabalık ve eğlenceli bir yer. İnsanlar kendi ürettikleri ürünleri sattıyor. Fiyatlar uygun ve beğenirseniz pazarlık yapmayı ihmal etmeyin.
Marketin alt katında bulunan iki dükkanı sevdim. Biri değişik krem rengi ferforje hediyelik eşyaların satıldığı dükkan , diğeri rengarenk cupkeklerin sergilendiği butik.
İngilizlerin kayda değer bir yemek kültürü olduğunu söyleyemeyeceğim. İngilizlere özgü kek, puding, reçel , marmelat türü yiyecekler çok güzel özellikle kek ve pudingle ilgili pek çok kitap da mevcut. Kahvaltıda yağda yumurta , pastırma, haşlanmış fasulye yeniyor. Türk , İtalyan , Hint, Fransız ve Çin mutfaklarına sıklıkla rastlamak mümkün . Özellikle Hint ve Arap mutfağı çok yaygın..
Gezi notları tutmayı yaptıklarımı, gördüklerimi unutmamak için önemsiyorum. Diğer yandan bir yolculuğa çıkmadan önce , özellikle "Gördüklerini ayrıntısıyla paylaşan kişisel günlükler" den çok faydalanıyorum.Kısaca hem unutmamak hem de belki faydalı olmak amacıyla bu yazdıklarım.
Perşembe, Kasım 19, 2009
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
10 yorum var, siz de yazabilirsiniz:
Fortnum and Mason'a da bir ugrasaymissiniz keske! Ozellikle Christmas icin hazirlanan vitrini cok guzel oluyor! (http://berceste.blogspot.com/2007_12_01_archive.html) Liberty patchwork kumaslari ile cok meshurdur. Ama kumaslarin metresi 18 pounddan baslar. Ayni desenleri Turkiye'de 6YTL/m bulmak mumkun olmakla birlikte,kalite tutmaz :(
Bir minik ilavem daha olacak... Apple Market, Covent Garden icindeki kucuk bir alan. Tumune bu ismi vermek yanlis olur. Gordugunuz eski cicek ve meyve pazari disinda bir bolgenin de adi Covent Garden ama o binanin dahi adi Apple Market degil benim bildigim...
Sevgili Berceste,
Daha gezemediğim o kadar çok yer var ki!
Bir anda birkaç müze gezmek zaten insanın aklını başından alıyor. Alışveriş yerlerine daha kısıtlı zaman kaldı.Liberty nin kesinlikle tarihi olmasına ve mimari özelliğinin korunmasına hayran kaldım.Fortnum and Mason'ı çok güzel anlatmışsınız.Kesinlikle görülmeye değer. Gezilecek yerler arasındaydı ama vakit yetmedi.
Aslında ben Covent Garden da bulunan Apple Market demek istemiştim :)Apple Market orada kurulan pazarın adıymış.Orası da hoşuma gitti tabii. Zaten insan tatildeyse ve daha önce hiç görmediği değişik yerlerde dolaşıyorsa herşeyden genelde olumlu etkilenme eğiliminde oluyor. İkinci kez gittiğimde daha eleştirel gözle bakabileceğim.
Londra ile ilgilenenler sizin yazılarınızı da okumalı: www.berceste.blogspot.com
londrada yasayan biri olarak londrayi birbaska gozden dinlemek cok zevkli imis..tskler izlenimlerinizi bizlerle paylastiginiz icin... julide
merhaba zeytin ağacı senin takipçin nasıl olabilirim lütfen yardım et
ayrıca benim sitemin adı : mintininmutfagi.blogcu lütfen beni ekle
merhaba,
beğenip muhtemelen taşıma sorunundan dolayı almadığınız avizeni çok ama çok benzerini kullanıyorum evimde, İKEA dan aldım. Haberiniz ola :)) sevgiler...
hocam ben 7/ B den Şevval çok güzel bir site yamışsınız.. Tebrikler .. Harikaa yemekler var ve Müthiş gözüküyorlar .. IMmmm ! lezzizz :D aslında bu cuma kermesimiz var sitenizden tarif alıyorum teşekkürler.. :) iyi günler hocam <3
merhabalar, blogunuza bayıldım..ben de bu yaz öğrencilerimi de yanıma alarak ,ikinci kez gitme fırsatı buldum LOndra'ya..kesinlikle çok sevdiğim bir kent...hem düzen , hem karmaşa..özellikle covent garden...alışveriş ve özellikle fotoğraf çekmek için muhteşem renkli bir yer....bu arada mutfağınız harika görünyor...
sevgiler...hmm unutmadan benim de ingiltereden en çok getirdiğim şeyler, şeker, tabak-çanak ve magnettir...harrods'a pek uğramam..:))
çok güzel bir anlatım olmuş nerdeyse gitmiş kadar olduk :)
Yorum Gönder