Pazar, Nisan 27, 2008
Ters Lale ve Bahçeden Notlar
Nisan ayında bahçemizin en değerli çiçeği ters lale... Anavatanı Hakkari /Cudi dağı ve endemik yani yalnızca bu bölgeye özgü nadide bir bitki. İşin ilginç yanı ,ters lale soğanını Hollanda 'dan alırken Ankara 'da yetişir mi diye düşünmemiz ve biraz araştırma yapınca, aslında anavatanının Türkiye olduğunu öğrenmemiz. Değerlerimizi koruyamıyoruz, yeterince tanıtamıyoruz diye hayıflanmamak elde değil. Bir dalında altı adet ters büyümüş lale var. Tek soğandan ekim yaptık ve çoğalmasını umut ediyoruz:)
Kırmızı kadife yapraklı lale öbeği ...
Mor Salkım...
Akçaağaç-Japon bahçelerine özenerek diktik, bahçeye uyum sağladı.
Geçen yıl -2007 baharı- bahçeden hiç bahsedemedim. Ankara 'da kuraklık nedeniyle belediye meclisi bahçe sulama kısıntısı getirmişti. Susuzluğun getirdiği moral bozukluğuyla bahçeyle hiç uğraşmadık, ekim dikim yapmadık. Ama bu yıl umutluyuz. Bahçemiz yemyeşil. Meyva ağaçlarımız çiçek dolu. Pembe domates başta olmak üzere birkaç sebze yetiştirmek için can atıyoruz.
Değerli Tansug ailesi tarafından başlatılan ve gün geçtikçe büyüyen Pembe Domates Ağı(PDA), gen oyunlarına, suni yiyeceklere, kimyasala boğulmuş tarıma karşı adeta bir başkaldırı...
Pembe domates tohumlarını fidelemek amacıyla ektim. İnanın her sabah , acaba bir değişiklik oldu mu , çıktılar mı diye merak içindeydim. Sonunda beklenen gerçekleşti. Herşey yolunda giderse Haziran ayında bahçedeki yerlerine taşıyacağım. Bu yaz pembe bir yaz olacak.
Sizde www.pembedomates.blogspot.com adresini ziyaret edip PDA ailesine katılın.Bahçeniz olmasa bile evde, saksıda kendi sebzenizi yetiştirebilirsiniz. Kendi yetiştirdiğiniz sebzenin zevkini ve lezzetini tadabilirsiniz. Taze soğan , maydanoz, fesleğen, kekik yazın mutfak balkonu saksılarında inanın çok işe yarıyor.
Kekik ve mor fesleğen ...
Pazar, Nisan 20, 2008
Tarte Tatin- Bonjour Paris!
Bonjour Paris!
Fransa 'da Besançon 'dan sonraki durağımız Paris oldu. "Gar De Lyon" tren istasyonuna geldiğimizde tarihi gar binası ve ayak üstü sandviç yenilen yerlerdeki tartlar, muffin ve süslü püslü pastalar " burası Paris ! " diyordu. Tamamıyla korunmuş taş binalar, heykeller, cafeler ,ince ince işlenmiş ferforje balkonlar , korkuluklar, bulvarlar, caddeler, butikler, şık insanlar ile Paris gerçekten çok çekici bir şehir .Tüm bunlar bir tarafa, Paris 'de yiyeceklerin cazibesine karşı koymak mümkün değil.
Tarte Tatin klasik bir Fransız tartı. Lezzetten önce sunum ve mekanlar insanı etkiliyor , herşey bir bütünlük içerisinde. Larousse Gastronomique 'in verdiği bilgiye göre , "hamurdan oluşan bir kapak altında ters pişirirlen ama düz yani hamur altta elma üstte servis edilen elmalı bu tatlı 20. yy başında restourant işleten Tatin kardeşler tarafından meşhur edilmiş". Hikayeye göre Tatin kızkardeşlerden biri fırında pişen tartı yanlışlıkla kızgın yüzeye ters düşürmüş ve elmalı yüzeyin karamelize olmasına sebep olmuş. Larousse Gastronomique 'in yazdığı tarif ise şöyle:
Foto:Cafe Zimmer Tavan Süslemesi
"8-10 golden elma soyulur. 6'şar veya 8'er dilime ayrılır. 22 cm çapında , 6 cm yüksekliğinde bir tavada, 300 g tereyağı 200 g şekerle tabana yayılır. Elma dilimleri boşluk kalmayacak şekilde tavanın tabanına üstüste dizilir. Karıştırılmadan ateşin üzerine konur. Tereyağı ve şeker karışımı tavadan taşana kadar pişirilir. 8 saat dinlendirilir. Üzerine yufka (milföy hamuru olabilir) yayılır ve 180 C de pişirilir. Sıcak servis edilir."
Le cafe zimmer tarihi 1870 lere kadar uzanan güzel bir cafe. Place du chatelet de bulunan cafe mekan tasarımıyla oldukça etkileyici. Tarihi dekor korunarak menude Fransaya özgü seçeneklere yer verilmiş. Tatlı menüsünün başında da Tarte Tatin geliyor. Fransa 'da AB kuralları gereği tüm kapalı yerlerde sigara yasağı var, cafelerde de kesinlikle sigara içilmiyor.
Galeries Lafayette opera bölgesinde bulunan geçmişi 1800 'lere dayanan bir alışveriş merkezi. Fotoğrafta görünenden daha şaşalı üç ayrı binadan oluşuyor. Ev dekorasyon binasının en alt katı mutfak malzemelerine ayrılmış. Satın almak istediğiniz eşyayı denemeniz için bir de mutfak kurulmuş . Örneğin limon sıkacağı alacaksanız , önce limonu sıkıp sonra kasaya yönelebiliyorsunuz. Burada pasta ve kitaplar bölümü hariç Türkiye' de bulunmayan bir malzemeye rastlamadım. :)
Yaklaşık 30 cm boyunda mini ve rengarenk seçenekleri olan merdane mağazadan çıkarken elimdeydi.
Notre Dame kilisesi yakınlarında Quai De La Corse da bulunan ve bahçe ile ilgili her türlü ürünü satan irili ufaklı dükkanların bulunduğu çiçek pazarı , bahçe severler için çok güzel. Pek çok bitki ve tohumun yanısıra, ferforje bahçe ürünleri ile çeşit çeşit kuş yuvaları , aksesuarlar, taş suluk ve çeşmeler yüzünden arkama baka baka ayrıldım. Aldıklarım, değişik türde domates , kabak tohumları , ferforje bir sabunluk ve parlak bir suluk, aklımda kalanlar ise ağaçlara asılabilen kuş yuvaları ve taş bahçe çeşmesi oldu...
Daha fazla Paris fotoğrafını Photo Günce de görebilirsiniz!
Çarşamba, Nisan 16, 2008
Kadın Olmanın Zorluğu
Ankara /Kızılay civarında kırmızı ışıkta beklerken önümdeki araba dikkatimi çekti; çok lüks ve sıradışıydı, içinde genç olduklarını tahmin ettiğim iki insan oturuyordu. İster istemez arabaya bakarken sürücü koltuğundaki erkeğin yan koltukta oturan genç kadına birdenbire tokat attığını gördüm. Lüks bir araba, genç iki insan, güneşli bir gün ve o tokatın ardından kararan herşey. Ülkemizde kadına şiddet artarak devam ediyor. Şiddet sadece tokat ve kaba kuvvetle sınırlı değil, sözle taciz, küfür , herhangi yer ve zamanda kötü muamele görmek şiddetin sınırları içerisinde sıkça yaşanıyor. İşin en kötü tarafı artık bunların kanıksanmış olması. Son olay barış elçisi olan İtalyan sanatçı Pippa Bacca'nın kadın olduğu için katledilişi. Pippa Bacca Filistin’de yaşanan insanlık dışı olaylara saflığın ve sevginin sembolü gelinlik ile dikkati çekip , güveni ve barışı tüm risklerine rağmen otostopla yolculuk yaparak kanıtlamak istemişti. Kendi ülkesinde kadın olduğu için dikkat etmesi gereken şeyler çok daha azdı, bu nedenle yanıldı Pippa ...
Cumartesi, Nisan 12, 2008
Elmalı Fırdöndü Kurabiye
Bu kurabiyeleri Kuki House 'da gördüm ve çok sevimli buldum, evde denemeye karar verdim.Tarifi zeytinyağıyla, doğaçlama olarak yaptım. Kurabiyenin tek püf noktası içine sürülen elmayı suyunu çekene kadar pişirmek. Elmalı tatlar listesine giren "fırdöndü kurabiyenin" tarifi çok kolay,yumuşacık , tadı ve kokusu gerçekten nefis.
Malzemeler
Hamuru için:
(ölçüde küçük çay bardağı kullanılmıştır, yaklaşık 17 adet kurabiye)
1 yumurta
1 çay bardağı toz şeker
1 çay bardağı yoğurt
1 çay bardağı zeytinyağı
250-300 gr kadar un(unu yavaş yavaş ekleyin)
yarım paket kabartma tozu
vanilya
Elmalı İç:
4-5 adet elma
1 yemek kaşığı toz şeker
tarçın
Yapılışı:
Öncelikle elmalı içi hazırlayın. Elmaları rendeleyip, bir kaşık toz şekerle birlikte suyunu çekene kadar pişirin, (bu aşama çok önemli elmalı harcın sulu olmaması gerekiyor). Bir kenarda soğumaya bırakın.Tüm hamur malzemelerini karıştırarak kulak memesi kıvamında pürüzsüz bir hamur elde edin.280 gr un miktarı bana tam geldi ama siz unu yavaş yavaş ekleyerek kıvamı tutturun. Hamuru buzdolabında yarım saat kadar bekletin. Sonra dikdörtgen şeklinde ince açarak elmalı içi her tarafına yayın ve rulo şeklinde sarın.Daha kolay kesebilmek için derin dondurucuda en az 20 dakika bekletip , bir parmak kalınlığında parçalara bölün . Tepsiye dizerek 180 C de pişirin. Soğuduktan sonra üzerine pudra şekeri serpebilirsiniz.
Cumartesi, Nisan 05, 2008
Boulongerie Patiserrie Besançon
Fransa'nın kuzeydoğusunda İsviçre sınırına yakın biryerde Besançon.Dar sokakları, tarihi taş binaları, etkileyici ferforje balkonları, rengarenk çatıları, gökyüzüne uzanan ulu ağaçları ve şehri saran "Le Doubs" nehri ile adeta zamanın durduğu bir şehir. Kimsenin acelesi yok; insanlar, arabalar, sahibiyle gezen köpekler, güvercinler, hatta nehirde yüzen ördekler bile çok sakin burada. Grand Rue bölgesini çevreleyen sokakları adımlıyoruz. Cafeler, restaurantlar, ev dekorasyon mağazaları, çiçekçiler, pek çoğu butik küçük dükkanlar tarihi yapıların arasında başımızı döndürüyor.
Fransız mutfağının hakkını vermek lazım.
Fransız pastaneleri renk cümbüşü ile birlikte olağanüstü bir görsellik sunuyor. Herşey çok estetik. Ama gözümü ayırmakta zorlansam da ağır tereyağı kokusu ve tadından dolayı yalnızca çatal ucuyla tadıp , daha fazla ileri gidemiyorum. Fransız mutfağın temel unsuru olan malzeme : Tereyağı.
Masal da mıyım yoksa ben? Hansel ve Gratel gibi gördüğüm her şeker-çikolata dükkanına koşturuyorum.
Monsieur Pierre krema karıştırıyor. Kalıpla hayvan figürlü çikolata yapıyor.Seyretmek ve fotoğraf çekmek için "bonjour " demek yeterli.
Fransa da tavuk- horoz simgesine pek çok dekoratif malzemede rastlamak mümkün. Çikolatada bunlardan biri.
Envai çeşit meyveden oluşan tartlar gerçekten göz doyuruyor. Fransızların asla vazgeçemediği bu tatlıya, ayak üstü yenilen "sandwich baguette" ile birlikte gar , havaalanı , sokak arası gibi değişik yerlerde bile rastlamak mümkün. Tart hamurunun ana malzemesi un ve tereyağı. Hamurun tutması için un miktarı kadar tereyağı kullanmanız gerekli.:)
Fransız mutfağında 600 farklı çeşit peynir olduğu söyleniyor. Kaşar peynirinin iri boşlukları, ne kadar makbul olduğunu gösteriyor. Rokfor ise dünyaca ünlü bir küf peyniri, olgunlaşması için 1 yıl gerekli. Keçi peynirleri, beyaz camembert, fromage blanc ülkenin önde gelen peynir çeşitlerinden. Besançon Beaux Arts müzesinin hemen yanında bulunan ve yerel lezzetlerin satıldığı bir dükkan keşfediyoruz. Peynir fotoğraflarını buradan çektim.La Cave Aux Fromages adlı bu dükkan Fransa'nın değişik bölgelerinden gelen peynirleri , reçelleri , kurabiye, bal ve türlü yerel gurme malzemeyi barındırıyor.
Albert Menes markasıyla satılan, Nice bölgesinde yetişen zeytinler küçük ve yeşil halde toplanıp , şarapta bekletilerek siyahlaştırılıyor. Bu da gerçekten ilginç. Fransa'ya en fazla İspanya ve İtalya 'dan zeytinyağı geliyor, Türkiye maalesef Fransız pazarına girebilmiş değil. Provence bölgesinde bulunan zeytinağaçları dünyanın muhtemelen en kuzeyinde yetişenlerden. Fransız zeytinyağları elma ,üzüm va hatta fındık ile aromalandırılıyor, bu nedenle renkleri bizimkilere göre daha açık.
1873 yılında açılmış Restaurant Brasserie Du Commerce de et yemek-ana menü olsada - aklımdan bile geçmedi. Vejetaryenim dediğim için önüme konan tabakta ratatouille, börülce, pilav ve soslu közlenmiş domates aperatifi bulunuyor. Province bölgesine ait bir sebze yemeği ratatouillede, fesleğen ve sarımsak bol miktarda kullanılmış. Kabak , patlıcan ve havuç iyi pişmemiş olsada lezzetliydi. Pilav yağsız haşlanmış pirinçten oluşuyor. Börülce tereyağında kızartılmış.Közlenmiş yarım domatesin üzerine ceviz sarımsak ve tereyağı sosu dökülmüş.Yemek yediğimiz mekan tavan süslemeleri, avizeleri ve dekorasyon anlayışıyla Fransızların, gösteriş ve estetiğe olan düşkünlüğünü gösteriyordu.
Besançon 'da alışveriş mekanları öyle zevkli ve keyifli ki... Yalnız önemli bir sorun var; herşey çok pahalı. Tahmin edeceğiniz üzere alışveriş hakkımı mutfağım için kullandım. Besançon 'da en beğendiğim mağaza ise Casa oldu. Horoz şeklinde masa örtüsü mandalları, mini seramik bir tencere -rengine tutuldum :) ve yine rengarenk kalp şeklinde cup ölçü kapları Besançon 'dan birer hatıra olarak mutfağımdaki yerlerini aldılar.
Fransız mutfağının hakkını vermek lazım.
Fransız pastaneleri renk cümbüşü ile birlikte olağanüstü bir görsellik sunuyor. Herşey çok estetik. Ama gözümü ayırmakta zorlansam da ağır tereyağı kokusu ve tadından dolayı yalnızca çatal ucuyla tadıp , daha fazla ileri gidemiyorum. Fransız mutfağın temel unsuru olan malzeme : Tereyağı.
Masal da mıyım yoksa ben? Hansel ve Gratel gibi gördüğüm her şeker-çikolata dükkanına koşturuyorum.
Monsieur Pierre krema karıştırıyor. Kalıpla hayvan figürlü çikolata yapıyor.Seyretmek ve fotoğraf çekmek için "bonjour " demek yeterli.
Fransa da tavuk- horoz simgesine pek çok dekoratif malzemede rastlamak mümkün. Çikolatada bunlardan biri.
Envai çeşit meyveden oluşan tartlar gerçekten göz doyuruyor. Fransızların asla vazgeçemediği bu tatlıya, ayak üstü yenilen "sandwich baguette" ile birlikte gar , havaalanı , sokak arası gibi değişik yerlerde bile rastlamak mümkün. Tart hamurunun ana malzemesi un ve tereyağı. Hamurun tutması için un miktarı kadar tereyağı kullanmanız gerekli.:)
Fransız mutfağında 600 farklı çeşit peynir olduğu söyleniyor. Kaşar peynirinin iri boşlukları, ne kadar makbul olduğunu gösteriyor. Rokfor ise dünyaca ünlü bir küf peyniri, olgunlaşması için 1 yıl gerekli. Keçi peynirleri, beyaz camembert, fromage blanc ülkenin önde gelen peynir çeşitlerinden. Besançon Beaux Arts müzesinin hemen yanında bulunan ve yerel lezzetlerin satıldığı bir dükkan keşfediyoruz. Peynir fotoğraflarını buradan çektim.La Cave Aux Fromages adlı bu dükkan Fransa'nın değişik bölgelerinden gelen peynirleri , reçelleri , kurabiye, bal ve türlü yerel gurme malzemeyi barındırıyor.
Albert Menes markasıyla satılan, Nice bölgesinde yetişen zeytinler küçük ve yeşil halde toplanıp , şarapta bekletilerek siyahlaştırılıyor. Bu da gerçekten ilginç. Fransa'ya en fazla İspanya ve İtalya 'dan zeytinyağı geliyor, Türkiye maalesef Fransız pazarına girebilmiş değil. Provence bölgesinde bulunan zeytinağaçları dünyanın muhtemelen en kuzeyinde yetişenlerden. Fransız zeytinyağları elma ,üzüm va hatta fındık ile aromalandırılıyor, bu nedenle renkleri bizimkilere göre daha açık.
1873 yılında açılmış Restaurant Brasserie Du Commerce de et yemek-ana menü olsada - aklımdan bile geçmedi. Vejetaryenim dediğim için önüme konan tabakta ratatouille, börülce, pilav ve soslu közlenmiş domates aperatifi bulunuyor. Province bölgesine ait bir sebze yemeği ratatouillede, fesleğen ve sarımsak bol miktarda kullanılmış. Kabak , patlıcan ve havuç iyi pişmemiş olsada lezzetliydi. Pilav yağsız haşlanmış pirinçten oluşuyor. Börülce tereyağında kızartılmış.Közlenmiş yarım domatesin üzerine ceviz sarımsak ve tereyağı sosu dökülmüş.Yemek yediğimiz mekan tavan süslemeleri, avizeleri ve dekorasyon anlayışıyla Fransızların, gösteriş ve estetiğe olan düşkünlüğünü gösteriyordu.
Besançon 'da alışveriş mekanları öyle zevkli ve keyifli ki... Yalnız önemli bir sorun var; herşey çok pahalı. Tahmin edeceğiniz üzere alışveriş hakkımı mutfağım için kullandım. Besançon 'da en beğendiğim mağaza ise Casa oldu. Horoz şeklinde masa örtüsü mandalları, mini seramik bir tencere -rengine tutuldum :) ve yine rengarenk kalp şeklinde cup ölçü kapları Besançon 'dan birer hatıra olarak mutfağımdaki yerlerini aldılar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)