- Annecim, sana çok güzel bir kurabiye tarifi yazdıracağım, hemen kalemini defterini al,
- Ayşecim sen bu tarifi nereden öğrendin,
- Ben kendim buldum, köpek ve ayıcık ailesine pişirdim çok sevdiler...
- Peki , söyle hemen yazıyorum o zaman.
-Süt , zeytinyağı, şeker, yumurta ve un, hepsini karıştıracağız. Hamur yapacağız.Sonra küçük oklavamızla açıp, kalıplarla şekil vereceğiz.Üzerine çikolata koyacağız, pişireceğiiiz.
- Hadi mutfağa gidelim yapalım bu tarifini,
- Yaşasın! Çok güzel olacak.
***************************************************
1 çay bardağı süt, 1 yumurta , 1 çay bardağı zeytinyağı,2 çay bardağı pudra şekeri, aldığı kadar un, üzerini süslemek için damla çikolata.Malzemeleri kullanarak hamuru yoğurdum . Kızların eline verdim.
Önde kalıpla kurabiyeleri hazırlayan Ayşe.Arka planda Zeynep oklavayla hamur açıyor:) Küçük oklavamız 1 tane olduğu için bu konuda minik! bir tartışma yaşandı. Ama Ayşe aşçıbaşı olarak ağırlığını koydu.Bana sadece tepsiye dizme işi düştü.Tabii bulaşık işinden hiç bahsetmeyeyim.
Bugün aynı kurabiyeleri Carrefour'da görünce şaşırdım. Tatmadım ama görünüşleri aynı idi. Ayşe oyun oynarken gerçekten kurabiye yapıverdi. Büyüdüklerini farkettim...
Pazartesi, Haziran 27, 2005
Pazar, Haziran 26, 2005
Heritage Chocolate Cake
Hershey bu ayki tariflerinden Heritage Chocolate Cake "i yoğun çikolata tadıyla 4 temmuz kutlamaları için öneriyordu. Pastanın üzerini marzipan hamuruyla yaptığım basit çiçeklerle süsledim.
Kendi yaptığım şekliyle ve bardak ölçüsüyle tarif şöyle:
Malzemeler
- 1,5 bardak şeker
- 3 kaşık dolusu kakao
- 3/4 su bardağı zeytinyağı
- 2 su bardağı un
- 3 yumurta
- 1 paket vanilya
- 1 çay kaşığı kabartma tozu
- 3/4 çay kaşığı karbonat
- 1/2 çay kaşığı tuz
- 4 ,5 çay kaşığı elma sirkesi üzeri süt ile 1,5 bardağa tamamlanmış (süt+sirke karışımı)
- 3 kaşık kakao
- 1/3 bardak zeytinyağı
- 2 bardak pudra şekeri
- 1/3 bardak süt (süt miktarını azar azar ekleyerek çikolata sosun koyuluğunu ayarlayabilirsiniz)
- vanilya
Yapılışı
- Ilık yumurtaların beyazlarını , şeker ile köpük köpük olana kadar çırpın .Sarıları teker teker ekleyerek çırpmaya devam edin.
- Zeytinyağını , süt + sirke karışımını ekleyip karıştırın.
- Un , kakao, vanilya, kabartma tozu, karbonat ve tuzu karıştırın.
- Kuru karışımı eleyerek sıvı karışıma ekleyin. Kek hamurunu tahta kaşıkla karıştırarak yağlı kağıt serdiğiniz 23 cm çapındaki kalıba bekletmeden dökün.
- 175 C de pişirin.
Pişen keki soğuttuktan sonra kalıbından çıkarıp, enlemesine ortadan ikiye bölüp sosun yarısını arasına dökün. Diğer yarıyı kapatıp , üzerine çikolata sosu yayın. Dilediğiniz gibi süsleyin.
Pazartesi, Haziran 20, 2005
Günün Menüsü
Güzel bir gün dileyerek günün menüsünü açıklıyorum :))
Kendim için "karışık bahçe salatası",
Kızlara " kekikli köfte",
Eşim için " kepekli pirinç pilavı + zeytinyağlı bezelye" ve " dünyanın en az zararlı şuruplu tatlısı "
Salata, bahçeden henüz koparılmış maydanoz, dereotu, yeşil soğan, taze nane, tere ve marulcuklar içeriyor . Üzerine Tariş 'in "Taş Kırma Sulu Baskı Sızma zeytinyağı" ...
Kekikli Köfte
300 gr yağsız dana kıyması, 1 baş orta boy rendelenmiş soğan, iki avuç kadar maydanoz, ekmek içi, karabiber, yeni bahar, tuz, 1 kaşık zeytinyağı, yarım kaşık domates salçası, iki tatlı kaşığı kekik , iyice yoğurulup, şekil verildikten sonra , zeytinyağında , üzerine kekik serpip kapağı kapalı tavada suyunu çekene kadar pişirilecek.
Sofraya parlak bir tabak, renkli bir peçete, büyüklerin kullandığı çatal bıçaklardan konup kızlar çağrılacak, mutlaka salatayla köftelerin yenmesi tembih edilecek. Böyle olursa daha çabuk büyünülür çünkü...
Zeytinyağlı bezelye ve Kepekli Pirinç Pilavı
Güzel ve doyurucu bir ikili !
Kepekli Pirinç Pilavı için,
2 su bardağı kepekli pirinci sıcak suda 1 saat kadar ıslatın. Sonrasında yıkayıp 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile birlikte tencereye alın, suyu gidip, pirinçler parlayana kadar çevirin. Üzerine 2,5 su bardağı kaynar su döküp kısık ateşte kapağını kapatarak yarım saat kadar pişirin.
Zeytinyağlı bezelye için gerekenler,
Tatlımız, şekerden ve beyaz undan oluştuğuna göre hiç masum değil tabii . Ama en azından yumurta içermiyor ve orjinal tarifi zeytinyağlı. Üstelik yağ ve şeker oranını azaltıp , kepekli un kullanabilirsiniz. Eşim 2 adet birden yediğine göre lezzeti de olmuş demektir. Tarif Prof.Dr.Ayşe Baysal'a ait.Aynen yazıyorum:
Kalburabastı
Eski yapılışında, tatlıda küllü su kullanılıyormuş . Odun kömürünün külü , su ile kaynatılıp dinlendirildikten sonra üzerindeki berrak su alınıp tatlı yapılıyormuş . Küllü su olmadığına göre yerine maden suyu kullanıyoruz.Üzerine tırtıklı görünüm verebilmek için "kalbur" gerekli. Çocukların oyuncak eleğini kullandım.
Geniş bir kaba un elenip, ortasına maden suyu konup , kenardaki un üzerine zeytinyağı gezdirilecek. Hamur kulak memesi kıvamında hazırlanıp, 12 parçaya bölünecek. Her beze kalbur ( veya benzeri ) üzerine konup yassıltıldıktan sonra ortasına ceviz içi konup rulo yapılarak sarılacak. Yağlı kağıt serili tepside , önceden ısıtılmış fırında,üzeri pembeleşene kadar pişirilecek. Fırından çıkınca soğuk şerbet dökülüp , şurup çekene kadar tepsiye kapak örtülecek.Soğuduktan sonra sevdiklerinize ikram edebilirsiniz...
Kendim için "karışık bahçe salatası",
Kızlara " kekikli köfte",
Eşim için " kepekli pirinç pilavı + zeytinyağlı bezelye" ve " dünyanın en az zararlı şuruplu tatlısı "
Salata, bahçeden henüz koparılmış maydanoz, dereotu, yeşil soğan, taze nane, tere ve marulcuklar içeriyor . Üzerine Tariş 'in "Taş Kırma Sulu Baskı Sızma zeytinyağı" ...
Kekikli Köfte
300 gr yağsız dana kıyması, 1 baş orta boy rendelenmiş soğan, iki avuç kadar maydanoz, ekmek içi, karabiber, yeni bahar, tuz, 1 kaşık zeytinyağı, yarım kaşık domates salçası, iki tatlı kaşığı kekik , iyice yoğurulup, şekil verildikten sonra , zeytinyağında , üzerine kekik serpip kapağı kapalı tavada suyunu çekene kadar pişirilecek.
Sofraya parlak bir tabak, renkli bir peçete, büyüklerin kullandığı çatal bıçaklardan konup kızlar çağrılacak, mutlaka salatayla köftelerin yenmesi tembih edilecek. Böyle olursa daha çabuk büyünülür çünkü...
Zeytinyağlı bezelye ve Kepekli Pirinç Pilavı
Güzel ve doyurucu bir ikili !
Kepekli Pirinç Pilavı için,
2 su bardağı kepekli pirinci sıcak suda 1 saat kadar ıslatın. Sonrasında yıkayıp 1 yemek kaşığı zeytinyağı ile birlikte tencereye alın, suyu gidip, pirinçler parlayana kadar çevirin. Üzerine 2,5 su bardağı kaynar su döküp kısık ateşte kapağını kapatarak yarım saat kadar pişirin.
Zeytinyağlı bezelye için gerekenler,
- 1/2 kilo iç bezelye
- 1 baş soğan
- 1 adet havuç (küp küp doğranmış)
- 1 adet patates ( küp doğranmış)
- 1 adet yeşil biber
- 4 yemek kaşığı zeytinyağı
- 4 yemek kaşığı domates rendesi veya 1 yemek kaşığı domates salçası
- bezelyelerein üzerini örtecek kadar sıcak su
Tatlımız, şekerden ve beyaz undan oluştuğuna göre hiç masum değil tabii . Ama en azından yumurta içermiyor ve orjinal tarifi zeytinyağlı. Üstelik yağ ve şeker oranını azaltıp , kepekli un kullanabilirsiniz. Eşim 2 adet birden yediğine göre lezzeti de olmuş demektir. Tarif Prof.Dr.Ayşe Baysal'a ait.Aynen yazıyorum:
Kalburabastı
Eski yapılışında, tatlıda küllü su kullanılıyormuş . Odun kömürünün külü , su ile kaynatılıp dinlendirildikten sonra üzerindeki berrak su alınıp tatlı yapılıyormuş . Küllü su olmadığına göre yerine maden suyu kullanıyoruz.Üzerine tırtıklı görünüm verebilmek için "kalbur" gerekli. Çocukların oyuncak eleğini kullandım.
- 2 su bardağı un (bende biraz daha fazla oldu)
- 1/3 su bardağı maden suyu
- 1 çay bardağı zeytinyağı
- 3 kaşık dövülmemiş ceviz
Geniş bir kaba un elenip, ortasına maden suyu konup , kenardaki un üzerine zeytinyağı gezdirilecek. Hamur kulak memesi kıvamında hazırlanıp, 12 parçaya bölünecek. Her beze kalbur ( veya benzeri ) üzerine konup yassıltıldıktan sonra ortasına ceviz içi konup rulo yapılarak sarılacak. Yağlı kağıt serili tepside , önceden ısıtılmış fırında,üzeri pembeleşene kadar pişirilecek. Fırından çıkınca soğuk şerbet dökülüp , şurup çekene kadar tepsiye kapak örtülecek.Soğuduktan sonra sevdiklerinize ikram edebilirsiniz...
Cumartesi, Haziran 18, 2005
FiReCrAcKeR BrOwNiEs
Evde hiç çikolata kalmamışsa ve bir kaçamak yapmak için içinizde dayanılmaz bir istek varsa , buyrun tarif tam size göre.Dün gece pişirdim ve gece vakti bir dilim yediğimi itiraf ediyorum:)
Tarif Hershey's e ait.Tüm cup ölçülerini bardak ölçüsüne çevirdim.
Malzemeler
- 3/4 bardak zeytinyağı
- 1+ 1/2 bardak şeker
- 2 yemek kaşığı bal
- 1 paket vanilya
- 3 yumurta
- 1 bardak un
- 1/3 bardak kakao
- 1/2 paket kabartma tozu
- 1/2 çay kaşığı tuz
- isteğe bağlı damla çikolata (ben koymadım)
Şekeri yumurta ile çırptıktan sonra, tüm sıvı ve katı malzemeleri ayrı ayrı karıştırıp birbirine ekleyin. Yağlı kağıt serilmiş 25*15 lik dikdörtgen borcam veya uygun ölçüde kare tepside 175 C de pişirin.
Perşembe, Haziran 16, 2005
Verimli Bir Gün
Tatildeyim , mutluyum! :)
Bugün sabah kahvaltı sonrası , kızlarla birlikte "çapalar elimizde , kürekler belimizde biz gidelim bahçeye hey bahçeye " diyerek yola koyulduk . Amacım geçen hafta Hümeyra Hanım'ın önerisiyle aldığım bamya tohumlarını ekip , soğan , maydanoz, nane , tere ve çilek hasadı yapmak. Bu arada Hümeyra Hanım 'ın Gizli Bahçesine mutlaka uğramanızı tavsiye ederim .
Bamya ekimine Bahçe & Çiçek 99 sayısından edindiğim bilgilerle başladım.Sultani bamya tohumlarını çimlenebilmeleri için bir gece önce ıslattım. Kızlarla birlikte toprağı kazıp havalandırdık, tohumları mümkün olduğunca 30- 40 cm aralıkla 3-4 cm derinliğe ekip , suladık. 15 -20 güne kadar çimlenmesini bekleyeceğiz. Daha önce hiç bamya yetiştirmediğim için çok hevesliyim haliyle.
Marullar kendilerini gösterdi...Kızların yanlışlıkla yere düşürdüğü tohumlarda ekilmedikleri halde büyüdü :)
Nane hasadı...Şimdilik kurutulacak kadar çok değil.
Maydanozlar sevgili Münevver'in seyreltmesiyle canlandı , gürleşti, :) Hasada beklerim...
Yeşil soğanlar hazır duruşta...Kızlar yıkamayı bile bekleyemeden koparıp yediler.
Salatalık fideleri çiçeklendi...Çiçekler kabak çiçeğine benziyor.
En önemli gelişmeyi Zeynep müjdeledi. Kiraz domates kızarmayı bekliyor...Güneşin domates kadar güzelleştirdiği ne var?
Bahçede çapa sallayıp, saatler geçirip tazecik ürünleri topladıktan sonra ne yapılır?
Harika bir garnitür hazırlamak için mutfağa gidilir tabii:)
Patatesli Bahçe Garnitürü
Patatesleri küçük dilimler halinde doğrayıp , biraz zeytinyağı çok az su ve tuz ile yayvan tencereye koyup , kapağını kapatın. Piştikten sonra kapağını açıp , kızarmaları için çevirin.Servis tabağına alıp, ılıdıktan sonra üzerlerine bahçeden gelen taze lezzetleri ekleyin. Bu kadar. Afiyet olsun!
Halam Ülkü Kayır 'ın sofrasından gelen bir lezzet.Pratik, lezzetli, besleyici, kalorisi az. Kısaca tüm beklentilere cevap veren bir tarif:
Biber Salatası
Kullanacağınız yeşil biberin cinsi önemli değil. Dolmalık , çarliston, sivri biber kullanılabilir.Yarım kilodan fazla yeşil biberi yıkayıp, çekirdeklerini çıkarıp , iri doğrayın.Arasına birkaç kırmızı biber atarak , tüm biberleri blendırdan geçirin. Biraz zeytinyağı,tuz ile biberleri koyup ,tencerenin kapağını kapatın . Biberleri, bıraktığı suyu çekene kadar pişirin.Ilıyınca tabağa alıp sarımsaklı yoğurtla servis yapın.
Bahçe ve mutfak işlerinden sonra günün sonu elişi yaparak değerlendi. aslı'nın sandığında görebilirsiniz. Verimli bir gün oldu çok şükür...
Bugün sabah kahvaltı sonrası , kızlarla birlikte "çapalar elimizde , kürekler belimizde biz gidelim bahçeye hey bahçeye " diyerek yola koyulduk . Amacım geçen hafta Hümeyra Hanım'ın önerisiyle aldığım bamya tohumlarını ekip , soğan , maydanoz, nane , tere ve çilek hasadı yapmak. Bu arada Hümeyra Hanım 'ın Gizli Bahçesine mutlaka uğramanızı tavsiye ederim .
Bamya ekimine Bahçe & Çiçek 99 sayısından edindiğim bilgilerle başladım.Sultani bamya tohumlarını çimlenebilmeleri için bir gece önce ıslattım. Kızlarla birlikte toprağı kazıp havalandırdık, tohumları mümkün olduğunca 30- 40 cm aralıkla 3-4 cm derinliğe ekip , suladık. 15 -20 güne kadar çimlenmesini bekleyeceğiz. Daha önce hiç bamya yetiştirmediğim için çok hevesliyim haliyle.
Marullar kendilerini gösterdi...Kızların yanlışlıkla yere düşürdüğü tohumlarda ekilmedikleri halde büyüdü :)
Nane hasadı...Şimdilik kurutulacak kadar çok değil.
Maydanozlar sevgili Münevver'in seyreltmesiyle canlandı , gürleşti, :) Hasada beklerim...
Yeşil soğanlar hazır duruşta...Kızlar yıkamayı bile bekleyemeden koparıp yediler.
Salatalık fideleri çiçeklendi...Çiçekler kabak çiçeğine benziyor.
En önemli gelişmeyi Zeynep müjdeledi. Kiraz domates kızarmayı bekliyor...Güneşin domates kadar güzelleştirdiği ne var?
Bahçede çapa sallayıp, saatler geçirip tazecik ürünleri topladıktan sonra ne yapılır?
Harika bir garnitür hazırlamak için mutfağa gidilir tabii:)
Patatesli Bahçe Garnitürü
Patatesleri küçük dilimler halinde doğrayıp , biraz zeytinyağı çok az su ve tuz ile yayvan tencereye koyup , kapağını kapatın. Piştikten sonra kapağını açıp , kızarmaları için çevirin.Servis tabağına alıp, ılıdıktan sonra üzerlerine bahçeden gelen taze lezzetleri ekleyin. Bu kadar. Afiyet olsun!
Halam Ülkü Kayır 'ın sofrasından gelen bir lezzet.Pratik, lezzetli, besleyici, kalorisi az. Kısaca tüm beklentilere cevap veren bir tarif:
Biber Salatası
Kullanacağınız yeşil biberin cinsi önemli değil. Dolmalık , çarliston, sivri biber kullanılabilir.Yarım kilodan fazla yeşil biberi yıkayıp, çekirdeklerini çıkarıp , iri doğrayın.Arasına birkaç kırmızı biber atarak , tüm biberleri blendırdan geçirin. Biraz zeytinyağı,tuz ile biberleri koyup ,tencerenin kapağını kapatın . Biberleri, bıraktığı suyu çekene kadar pişirin.Ilıyınca tabağa alıp sarımsaklı yoğurtla servis yapın.
Bahçe ve mutfak işlerinden sonra günün sonu elişi yaparak değerlendi. aslı'nın sandığında görebilirsiniz. Verimli bir gün oldu çok şükür...
Pazar, Haziran 12, 2005
Zeytin Ağaçları
Çok şükür 100 milyona yakın zeytin ağacının kök saldığı bir ülkede yaşıyoruz. Zeytin ağaçlarının çiçeklenip meyvelenmeye başladığını müjdelemek istiyorum.Evet Mayıs sonunda zeytin ağaçlarımız çiçeklendi. Fotoğraflar Bursa -Gemlik 'den (Fotoğrafları çekip mail adresime gönderen Müzeyyen Yengem'e teşekkürler). Sarıya yakın krem rengi çiçekler açmış. 20 kadar çiçek demeti haziran sonunda meyveye dönüşüp minicik bir zeytin olacak. Eylül-Ekim aylarında irileşen ve morarmaya başlayan yeşil zeytinler, kasım ayında mor rengekten siyaha dönüşecek. Kasımdan, Şubat sonuna kadar hasat dönemidir. Çok bereketli bir yıl olur inşallah...Ülkemiz Dünya 'da zeytin üretiminde ikinci, zeytinyağı üretiminde dördüncü sırada. Buna rağmen zeytinyağı tüketimi, hiç zeytin ağacı yetişmeyen uzak ülkelerin miktarına yakın. Türkiye 'de tüketim kişi başına 1 kilogram. Yunanistan 'da 20, İtlaya 'da 11, İspanya 'da 10, Tunus 'da 10 kilo iken ABD 'da 450 gr.Bu istatistik gerçekten düşündürüyor beni. Böylesine ağacın ve üretimin bol olduğu bir ülkede tüketimin az olmasının sebepleri nelerdir? Yararları mı iyi anlatılamadı. Diğer yağlara oranla daha fiyatlı oluşu mu, yoksa yalnızca alışkanlıklar mı sebep?Üstelik çok zengin mutfağımızın "zeytinyağlı yemekler " bölümünden iftiharla söz ederiz.Türkiye 'de bir çok evde zeytinyağı yalnızca salatada kullanılacak bir malzemedir.Az miktarda süs amaçlı bulundurulur ve gerektiğinde kullanılır. Tüm yemeklerin zeytinyağı ile pişirilirip , çok daha lezzetli olacağına inanılmaz. Tüketimin az olmasının bana göre temel sebebi damak tadı ve nesilden nesile gelen alışkanlıklar.
Bir türkü vardı , şimdi aklıma geldi, "zeytinyağlı yiyemem aman , basmada fistan giyemem aman, senin gibi cahile ben efendim diyemem aman..."Demek bu türkünün söylendiği dönemde basma ile zeytinyağı aynı kefeye konuyor, bir nevi sıkıntılı dönemlerin yiyeceği olarak görülüyordu. Türkiye'de şu an zeytinyağı tüketimi yoğun olarak zeytin ağaçlarının bulunduğu Marmara, Ege, Akdeniz ile GüneyDoğu Anadolu bölgelerinde var. Bu mucizevi besinin tüketiminin artması için sağlık sorunlarının kapıya dayanması beklenmemeli.
Bazı Notlar
- Zeytinyağı anne sütü alamayan bebeklere bileşiminin benzerliği nedeniyle önerilmektedir.
- Kızlar her sabah kahvaltıda zeytinyağını ekmek batırıp yemeğe alıştı. :) Ne zaman düşseler , başlarını çarpsalar, hemen zeytinyağına başvuruyorum.Morluk geçiyor. :)
- Yağlı bir cilde sahip değilseniz ve kırışıklıklar sizi endişelendirmeye başladıysa (zeytinyağı +limon suyu+bal ) karışımını tatbik edin. Yağlı cilt belli bir yaştan sonra nimet.Benimki gibi yağlı olup sonradan kuruyan ciltlere için birebir.
- En iyi sofralık zeytin Gemlik ve Ayvalık bölgesindedir. Zeytinyağlık zeytin Altınoluk'da yetişir. Dalında tatlanan cinsi İzmir - Karaburun 'da bulunur. Zeytin etli, çekirdeği küçük , açık kahve - mor renkli olmalıdır.
- Zeytinyağı yüksek ısı ve gün ışığı almayan yerde saklanmalıdır. Mutfakta dolap içinde saklamak yeterli olur. Küçük miktar tezgah üstünde tutulacaksa koyu renkli şişede veya etrafı sarılı olarak korunmalıdır.
- Zeytinyağınızı tatlandırmak için çok az ısıttığınız yağı sarımsak üzerine döküp ağzı kapalı şişede bekletin. Dilediğiniz kuru otu ekleyebilirsiniz. Böylece elinizin altında lezzetli bir sos olur.
- Artun Ünsal 'ın dediği Ölmez Ağaç...Ortalama ömrü 400-500 yıl ama yurdumuzda belki de dünyanın en yaşlı zeytin ağacı bulunuyor.Hatay'ın Dörtyol İlçesi payas Beldesinde Sokullu Mehmet Paşa Külliyesinde 13 asırlık zeytin ağacı (1300 yaşında) 4 metre kare kalınlığında gövdesiyle yılda 300 kilo ürün verebiliyor. Yolu düşenler görmeden geçmesin!
- Benim gibi zeytin ağacı dikmeyi , ürün almayı düşünenler varsa, fidan dikimi Aralık ayından Mart ayına kadar devam ediyor. Sıcaklığın -8 den aşağı düşmediği derecede, çok dayanıklı olduğundan çakıllı , fakir topraklarda yetiştirilebilir. Yapraklarını yaz kış dökmez.
- Tavsiye Kitap: Sabahat Akçay Tuna, " Zeytin Ağacı, Zeytin, Zeytinyağı ". Bütünüyle kitabı beğendim. Özellikle Zeytin Yapma Usulleri başlığı altında verilen tarifler çok güvenilir. İçten ve yalın bir anlatımı var.
Çarşamba, Haziran 08, 2005
Bamya Pazarda
Bugün iş çıkışı koşa koşa semt pazarına gittim. Birkaç gündür Ayşe 'nin okulu benim işim derken doğru dürüst mutfağa girememiştim. Pazarda bamyayı görünce dayanamayıp hemen tarttırdım. Elimi çantama atıp cüzdanı bulamayınca şaşkına döndüm.Pazarcı amca " olsun al haftaya ödersin " diye ısrar etsede borçlu olmayı hiç sevmem. Bir koşu arabaya gidip bozuklukları toparladım. Aklım bir sürü şeyde kaldı ama pazardan yalnızca yarım kilo bamya ile döndüm.Cüzdan nerede diye telaşa kapılmıyorum çünkü sürekli çanta değiştirdiğimden ilk defa başıma gelmiyor.Doğru eve, önce cüzdan yerinde mi diye kontrol, sonra ellerimi yıkayıp mutfağa...
3/4 çay bardağı kadar kuru börülceyi sıcak suda ıslattım hemen.Sonra sıra en sıkıcı fasıla geldi: Bamyaların ayıklanması... Anneannemden gördüğüm üzere baş kısımlarını koni biçiminde ayıkladım.Anneannem uç kısımlarını da lezzetini içine alsın diye minicik keserdi, ben bazılarına uygulayabildim. İş acele olunca herşey büyüyor gözde. Yarım kilo bamyanın ayıklanması da bitmek bilmedi. İyice bollaşınca derin dondurucuya da koymak istiyorum bu sene ama bu ayıklama işi yardımcısız olmaz.
Neyse ,bamyaları ayıklayıp ,süzgeçte tertemiz yıkayıp kenara koyduktan sonra, 1 baş orta boy soğanı , 1 adet sivri biberle incecik doğrayıp tencereye attım. Üstüne 4 yemek kaşığı zeytinyağı. Tencerenin kapağını kapatıp kısık ateş açınca ben domateslere doğru koştum. Bol domatesli olacak bu yemek , 4 iri domatesi rendeledim.Limon suyuda sıkmak gerek , limonsuz bamya olur mu ? Süner sonra.Bu arada soğanlar kendini bırakmış tencerenin içinde hemen yarım kaşık domates salçasıyla birlikte rendelediğim domatesleri attım. Bir iki taşım kaynatıp üstüne iki bardak sıcak su,karışım kaynadıktan sonra bamyalar gösteriye başlayabilir. Ardından börülce limon suyu ve tuz. Lezzetli ve bereketli olur niyetiyle tencerenin kapağını kapattım.Bamyanın kendine has kokusu duyulana kadar pişecek.
Zeytinyağlı Börülceli Bamya Yemeği
Bahçe Günlüğü 3
Günaydın ! Günaydın ! Günaydın !
Sımsıcak bir Haziran gününde bahçe tüm renkleriyle parıldıyor. Yesilin tonlarıyla , morlar, pembeler , maviler ve kızarmayı bekleyen meyveler...Öyle yoğun günler geçiyorki mutfağa bile giremiyorum. Bahçe insanı hemen kendine çekip, sınırları içerisine hapsediyor. Orada bulunduğunuz sürece kopuyorsunuz herşeyden. Bir de beklentileriniz fazlasıyla gerçekleşiyorsa...
Kadife karanfil + muhteşem koku = Hüsnü Yusuf
Kır çiçeği bahçenin tam ortasında misafir.
Mor çiçekli sarmaşık...
Hüsnü yusuflar topluca...
Sebze bahçesi...Ispanakların bir kısmı tohuma kaçtı.Çabuk çabuk toplayıp sevdiklerimize veriyoruz. Maydanoz tohumları o kadar sık ekilmiş ki bir türlü büyüyemediler :)Marul tohumları minicik başlarını gösterdi ,sıcak havada akıbetlerini merak ediyorum. Yavaş yavaş büyüyorlar.Domatesler çiçeklendi sarı sarı. Yakında bahçe domatesten gözükmeyecek inşallah. Patlıcan ve salatalık fidelerinden haber yok. :(
Tecrübe: Tohumları sık sık ekme , toprağı iyi çapala, sık sık seyreltme yap.
Dünyayı yeniden keşfediyoruz bahçeyle birlikte.
Çiçekler meyveye dönüştü işte. Vişne ağacının boyu 1,5 m.Üstelik daha bu bahar dikildi. Ama bizi sevdi , bahçeye alıştı meyvelerini ikram etti. 20 adet vişne var bu kibar ağacın üstünde.
Elmalar gün geçtikçe şişmanlıyor, şişmanladıkça sevimlileşiyor. Elma ağacı 2 m boyunda ,tam 15 adet elma kızarmayı bekliyor.
Veee, günlerdir beklenen oldu, 3 adet çilek koparılıp yenmeye hazır.Ayşe ve Zeynep tadına baktı. Nefis. Kızarmayı bekleyen birçok çilek var . Tahmin edilen ürün 2 kilo civarında.
Yağmur , güneş ve sevgi ile gelen bahçe güzellikleri, toprağın bereketiyle artacak , çeşitlenecek inşallah gün be gün ...
Sımsıcak bir Haziran gününde bahçe tüm renkleriyle parıldıyor. Yesilin tonlarıyla , morlar, pembeler , maviler ve kızarmayı bekleyen meyveler...Öyle yoğun günler geçiyorki mutfağa bile giremiyorum. Bahçe insanı hemen kendine çekip, sınırları içerisine hapsediyor. Orada bulunduğunuz sürece kopuyorsunuz herşeyden. Bir de beklentileriniz fazlasıyla gerçekleşiyorsa...
Kadife karanfil + muhteşem koku = Hüsnü Yusuf
Kır çiçeği bahçenin tam ortasında misafir.
Mor çiçekli sarmaşık...
Hüsnü yusuflar topluca...
Sebze bahçesi...Ispanakların bir kısmı tohuma kaçtı.Çabuk çabuk toplayıp sevdiklerimize veriyoruz. Maydanoz tohumları o kadar sık ekilmiş ki bir türlü büyüyemediler :)Marul tohumları minicik başlarını gösterdi ,sıcak havada akıbetlerini merak ediyorum. Yavaş yavaş büyüyorlar.Domatesler çiçeklendi sarı sarı. Yakında bahçe domatesten gözükmeyecek inşallah. Patlıcan ve salatalık fidelerinden haber yok. :(
Tecrübe: Tohumları sık sık ekme , toprağı iyi çapala, sık sık seyreltme yap.
Dünyayı yeniden keşfediyoruz bahçeyle birlikte.
Çiçekler meyveye dönüştü işte. Vişne ağacının boyu 1,5 m.Üstelik daha bu bahar dikildi. Ama bizi sevdi , bahçeye alıştı meyvelerini ikram etti. 20 adet vişne var bu kibar ağacın üstünde.
Elmalar gün geçtikçe şişmanlıyor, şişmanladıkça sevimlileşiyor. Elma ağacı 2 m boyunda ,tam 15 adet elma kızarmayı bekliyor.
Veee, günlerdir beklenen oldu, 3 adet çilek koparılıp yenmeye hazır.Ayşe ve Zeynep tadına baktı. Nefis. Kızarmayı bekleyen birçok çilek var . Tahmin edilen ürün 2 kilo civarında.
Yağmur , güneş ve sevgi ile gelen bahçe güzellikleri, toprağın bereketiyle artacak , çeşitlenecek inşallah gün be gün ...
Cumartesi, Haziran 04, 2005
Bir Güzel Gün
Bu güzel günün hikayesi 3 Haziran günü yazılacaktı. Fakat bizim " kurcalama canavarı" Zeynep , fırsatını buldukça bilgisayarda tıklamalar yapıyor. Kendine göre masaüstü yerleşiriyor.Ama işte bu sefer olan oldu iki gün internete bağlanamadık. Ve yardım almaksızın sorunu çözümleyemedik.Bu ilk değil , böyle giderse son da olmayacak galiba...
Neyse Cuma gününe dönelim. Önemli ve heyecan dolu bir gündü, çünkü Ayşe ilk diplomasını aldı.Ve hatta kepini havaya fırlatarak ana sınıfından mezun oldu.Ayşe'nin ve arkadaşlarının harika, rengarenk, cıvıl cıvıl gösterisini seyrettik. İngilizce -Türkçe şarkılar söylediler. Danslarıyla , sözleriyle bizi şaşırttılar.Dere kuşu, çiçekler, güneş , orman hayvanları kurgusuyla çok güzel bir eserin parçalarıydı. Öğretmenimiz Rasime Ünlü Hanım'ın sevgisiyle ve tecrübesiyle bezenmişti herşey.Daha nice yıllara , daha nice diplomalara...
İşte O güzel günde Ayşe ve Zeynep ile birlikte heyecanla tören vaktini beklerken hazırladığım yemek:Gayet kolay, değişik bir Osmanlı yemeği. Tarifi Tuğrul Şavkay 'ın " Osmanlı Mutfağı" isimli kitabından aldım.
Tuzsuz Peynirden Sakızkabağı Dolması
Osmanlı yemeğinde domates olmaz ama ben peynirle domatesi birbirine çok yakıştırdığım için,yemeği tavada çevirdiğim domates dilimleriyle servis yaptım. Güzel oldu...
Malzemeler
Neyse Cuma gününe dönelim. Önemli ve heyecan dolu bir gündü, çünkü Ayşe ilk diplomasını aldı.Ve hatta kepini havaya fırlatarak ana sınıfından mezun oldu.Ayşe'nin ve arkadaşlarının harika, rengarenk, cıvıl cıvıl gösterisini seyrettik. İngilizce -Türkçe şarkılar söylediler. Danslarıyla , sözleriyle bizi şaşırttılar.Dere kuşu, çiçekler, güneş , orman hayvanları kurgusuyla çok güzel bir eserin parçalarıydı. Öğretmenimiz Rasime Ünlü Hanım'ın sevgisiyle ve tecrübesiyle bezenmişti herşey.Daha nice yıllara , daha nice diplomalara...
İşte O güzel günde Ayşe ve Zeynep ile birlikte heyecanla tören vaktini beklerken hazırladığım yemek:Gayet kolay, değişik bir Osmanlı yemeği. Tarifi Tuğrul Şavkay 'ın " Osmanlı Mutfağı" isimli kitabından aldım.
Tuzsuz Peynirden Sakızkabağı Dolması
Osmanlı yemeğinde domates olmaz ama ben peynirle domatesi birbirine çok yakıştırdığım için,yemeği tavada çevirdiğim domates dilimleriyle servis yaptım. Güzel oldu...
Malzemeler
- 1 kg sakızkabağı (750 gr kullandım)
- 600 gr . tuzsuz peynir (Lor ve tuzlu peyniri karıştırdım)
- 1 bağ maydanoz
- 3 çorba kaşığı zeytinyağı
- Kabakları yıkayın. Sap kısımlarını kesip, dışlarını kazıyın.İçini oyup boşaltın.
- Maydanozu ince ince kıyıp peynirle karıştırın. Dolmaların içine doldurun.
- Tencereye dizip , üzerine zeytinyağı gezdirin.Suyunu ekleyip, kısık ateşte, kabaklar yumuşayana dek, yaklaşık 30 dakika pişirin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)