Cuma, Aralık 29, 2006
Pazartesi, Aralık 25, 2006
Bu Çocuklar Ne İstiyor...
Sabahın erken saati , tenefüse çıkmış çocuklar , muhtemelen evde kahvaltı yapmadıkları için ilk dersi aç geçirip zil çalar çalmaz da kantinin önünde sıraya girmişler.Hepimiz kahvaltı öğününün günlük beslenmemizde ki önemini biliyoruz. Bu öğün okula giden çocuklar için birkaç kat daha fazla önem taşıyor. Kantin önünde bekleşen çocuklar ne yiyebilecek?
-Çeşitli bisküviler(sandiviç, kakaolu, petibör)
-Tuzlu çubuk ve krakerler
-Çeyrek ekmek içine konulmuş patates kızartması(ketçap ve mayonez ile)
-Kaşarlı veya sucuklu tost
-Çikolata çeşitleri
-Gofretler
-Her türlü boyalı şeker, ve jelibon çeşitleri
-Süt ve Ayran
-Meyve aromalı, gazlı içecekler
-Baharatlı , peynirli , sade cipsler
Bir ilköğretim okulu kantininde satılanlar bunlar. çocukların kendi iradeleriyle neleri tercih edeceklerini tahmin edebilirsiniz.
Çocuklarımız için yediği yiyecekle kendini gösterme , arkadaşlarından ayrı düşmeme durumu da var.Çocuklar arasında en çok tutulanlar içlerinden hediyeler çıkan cipslerle, gazlı içecekler. Bu tür yiyeceklerin sağlıklı beslenmeye olumlu katkısı olmadığı gibi obeziteye davetiye çıkarıp, gelecekteki beslenme alışkanlıklarını son derece olumsuz etkileyeceği bir gerçek.
Çocukları doğru ve dengeli beslenme konusunda bilinçlendirmek için öğretmenlere ve ailelere çok ama çok önemli görevler düşüyor. Çocuklarımız reklamların, arkadaşlarının , ailedeki yönlendirmelerin etkisinde kalıyor.Çocuktur ne isterse yiyebilir, birşey olmaz demeyelim.
Geleceğin sağlıklı nesillerinin bu günlerde olduğunu unutmayalım.
Çarşamba, Aralık 20, 2006
Domates Sosunda Ispanaklı Peynirli Makarna
Makarna severlere sesleniyorum - denemeye değer güzel bir tarif var ! . Ann Willan, "Makarnalar" adlı kitabında, resimleriyle adım adım makarna yapımını anlatıyor. Tarifi buradan aldım. Öncelikle ıspanaklı ve peynirli içi hazırlamak, sonra bu için sarılacağı dörtgenleri yapmak gerekiyor . Süslemek için de kırmızı biber veya domates sos kullanılıyor. Ruloları sararken biraz fazla iç koymalıydım.Bu nedenle dilimler dolu dolu gözükmedi. Tekrar yaptığımda dikkat edeceğim. Hazırlaması zaman alıcı ama mutfakseverler için yapımı çok zevkli, yiyenler için de lezzetli , güzel bir haftasonu yemeği diyebiliriz...
Malzemeler
Makarna Hamuru için:
3 su bardağı un(kepekli ve beyaz un )
3 adet yumurta
1 çorba kaşığı zeytinyağı
1 çay kaşığı tuz
Ispanaklı iç için:
1/2 kilo temizlenmiş ve ince doğranmış ıspanak
250 gr beyaz peynir
1.5 yemek kaşığı zeytinyağı
1 adet yumurta
tuz, biber, muskat
Domates sos için:
1 diş sarımsak
500 gr domates(Ben yazın hazırladığım 1 kiloluk şişede ki domates püresini kullandım)
1 küçük soğan (ince doğranmış)
fesleğen
2 yemek kaşığı zeytinyağı
(Ayrıca bu malzemelere 750 gr közlenmiş ve ince doğranmış kırmızı biber ekleyebilirsiniz)
Yapılışı
Ispanaklı için hazırlanması: Ispanağı yağla birlikte tavaya alın, suyu uçana kadar pişirin, yumurtayı ekleyin, pişince ocaktan alın. Ilıdığında ezilmiş peynir ve baharatları ekleyin bir kenara koyun.
Makarnanın hazırlanması: Tüm hamur malzemelerini karıştırarak , hamuru yoğurun.Sert, sıkı bir hamur elde edin.Ele yapışıyorsa un ekleyin.10 - 15 dakika yoğurun.Pürüzsüz bir hamur elde edince üstünü örtüp 1 saat dinlendirin.Dinlenen hamuru tezgaha un serperek açınHamuru açarken bol bol un serpin.İnce açtığınız hamuru fotoğrafta gördüğünüz gibi10 cm genişliğinde 20 cm uzunluğunda dikdörtgenlere kesin ve bez üzerine sererek birkaç saat kurumaya bırakın.Kuruyan hamurları tuzlu suda haşlayıp, süzüp soğutun.Hamurların içine, kalınca ıspanaklı iç sürüp rulo sarın ve yağlanmış fırın tepsisine dizin.Ben içi biraz az sürmüşüm . Daha fazla sürmekte fayda var. Ruloları tepsinin üzerini alüminyum folyo kapatarak 30 dakika 200 C de pişirin.
Sosu hazırlamak için tüm malzemeyi tavaya koyup koyulaşana kadar pişirmeniz ve sonra blendırdan geçirerek püre haline getirmeniz gerekiyor.
Sostan bir miktar tabağa koyup kenarlara da 2.5 cm kalınlığında verev dilimlediğiniz makrnaları yerleştirin. Afiyet olsun.
Malzemeler
Makarna Hamuru için:
3 su bardağı un(kepekli ve beyaz un )
3 adet yumurta
1 çorba kaşığı zeytinyağı
1 çay kaşığı tuz
Ispanaklı iç için:
1/2 kilo temizlenmiş ve ince doğranmış ıspanak
250 gr beyaz peynir
1.5 yemek kaşığı zeytinyağı
1 adet yumurta
tuz, biber, muskat
Domates sos için:
1 diş sarımsak
500 gr domates(Ben yazın hazırladığım 1 kiloluk şişede ki domates püresini kullandım)
1 küçük soğan (ince doğranmış)
fesleğen
2 yemek kaşığı zeytinyağı
(Ayrıca bu malzemelere 750 gr közlenmiş ve ince doğranmış kırmızı biber ekleyebilirsiniz)
Yapılışı
Ispanaklı için hazırlanması: Ispanağı yağla birlikte tavaya alın, suyu uçana kadar pişirin, yumurtayı ekleyin, pişince ocaktan alın. Ilıdığında ezilmiş peynir ve baharatları ekleyin bir kenara koyun.
Makarnanın hazırlanması: Tüm hamur malzemelerini karıştırarak , hamuru yoğurun.Sert, sıkı bir hamur elde edin.Ele yapışıyorsa un ekleyin.10 - 15 dakika yoğurun.Pürüzsüz bir hamur elde edince üstünü örtüp 1 saat dinlendirin.Dinlenen hamuru tezgaha un serperek açınHamuru açarken bol bol un serpin.İnce açtığınız hamuru fotoğrafta gördüğünüz gibi10 cm genişliğinde 20 cm uzunluğunda dikdörtgenlere kesin ve bez üzerine sererek birkaç saat kurumaya bırakın.Kuruyan hamurları tuzlu suda haşlayıp, süzüp soğutun.Hamurların içine, kalınca ıspanaklı iç sürüp rulo sarın ve yağlanmış fırın tepsisine dizin.Ben içi biraz az sürmüşüm . Daha fazla sürmekte fayda var. Ruloları tepsinin üzerini alüminyum folyo kapatarak 30 dakika 200 C de pişirin.
Sosu hazırlamak için tüm malzemeyi tavaya koyup koyulaşana kadar pişirmeniz ve sonra blendırdan geçirerek püre haline getirmeniz gerekiyor.
Sostan bir miktar tabağa koyup kenarlara da 2.5 cm kalınlığında verev dilimlediğiniz makrnaları yerleştirin. Afiyet olsun.
Pazar, Aralık 17, 2006
Zeytinyağı Sofralarımızda Olacak Hep...
Arkadaşlar " zeytinyağı sofralarımızda olsun! " dedik hepberaber. Göstermiş olduğunuz ilgiye , zeytinyağlı tariflerinize öncelikle teşekkür ederim. Gecikme için de özür diliyorum , beklettim sizi ama bir haftadır hasta yatıyordum .Şimdi bakalım mı kimler neler yazmış paylaştıkları değerli tarifleri neler...
Nihal demiş ki : Çok klasik olacak ama en sevdiğim Z.yağlı yemek, zeytinyağlı Fasulye (boncuk ayşe fasulyesinden yapılan şeker gibi gelir bana)
Ayıklanıp, kırılan fasulyeler yayvan bir tencereye yerleştirilir, üzerine ince kıyılmış soğan, kabukları ayıklanmış domates, tuz kesme şeker konularak çok kısık ateşte karıştırılmadan pişirilir.
Birde yanına iri doğranmış ince kabuklu pembe pembe seben domateslerinin üzerine fesleğenli zeytinyağ gezdirilerek yenilir.
Meral demiş ki: Zeytinyağı vazgeçilmezlerimdendir.ilk aklıma gelen çökelek içine bolca maydanoz ve zeytinyağı döker karıştırsanız kahvaltılarda nefis bir tat size.
Sevda Mutlu demiş ki : Bence en iyi zeytinyağlı pırasadır. en çok pırasaya yakışdığını düşünüyorum. gerçi biz egeli olduğumuz için sadece zeytinyağı kullanıyoruz yemeklerimizde.1 baş yemeklik ufak ufak doğranmış soğanı, yarım çay bardağı zeytin yağını, 2 havucu ve bir kesme şekeri (soğanın karameliz e olmasını sağlıyor) bir tencereye koyun. Soğanlar ölene kadar kavurun. 1/2 kg pırasayı (yıkanmış ve yarım parmak kalınlığında doğranmış) ekleyin ve diriliğini kaybedene kadar yaklaşık 5 dakika kavurun. 2 su bardağı kaynamış su ekleyin. Biraz pişince 1/2 çay bardağı pirinç (ayıklanmış ve yıkanmış) ekleyin. Pırasalar yumuşayana kadar pişirin. Pişer pişmez 1/2 limonun suyu ekleyin. İster soğuk ister ılık olarak ikram edin. selam ve sevgilerimle
Ebru demiş ki:Herhalde zeztinyağı ve zeytinyağlı yemekler her zaman hafifliğin sembolü.Bende en çok zeytinyağının kerevize yakıştığını düşünüyorum.
Yemeklik doğranan soğanlar ve yarımay havuçlar ve bir kesme şeker zeytinyağıyla kavrulur çok sarartmadan yapraklarıyla doğranmış kereviz ve biraz da patates eklenir.Az karabiber ilavesiyle sıcak suyunu da ilave edip kısık ateşte pişirilir.tenceresinde soğutulup , limon ilavesiyle afiyetle yenir.
İzmir 'den Şehnaz demiş ki: En sevdiğim zeytin yağlı yemek; Zeytinyağlı Enginar
6 adet Enginar Çanak
2 adet Orta Boy Patates
2 adet Orta Boy Havuç
1/2 Su Brd. Bezelye
12 adet Arpacık Soğan
1.5 Tatlı Kşğ. Şeker
tuz
1,5 Tatlı Kşğ Un (tepeleme)
2 Su Bard. Su
1 adet Limonun suyu
Zeytinyağı
Süslemek için Dereotu
Su, limon suyu, un bir kapta karıştırılır Enginar çanaklarını yıkayıp bu karışımla ovulur ve içinde bekletilir. Havuç ve bezelye önceden ayrı ayrı 10 dk haşlanır ve soğuk sudan geçirilir. patates tavla zarı büyüklüğünde doğranır. Havuç, bezelye, patates arpacık soğanlar, tuz ve şeker bir kapta karıştırılır.Enginar çanakları yayvan bir tencereye dizilir. Hazırlanan iç enginar çanaklarına paylaştırılır limonlu unlu su tencereye alınır üzerine zeytinyağı gezdirilir, kaynayana kadar yüksek ateşte daha sonra kısık ateşte enginarlar yumşayana kadar pişirilir. Tencerede soğutulur borcama alınıp dereotu ile süslenir. Afiyet Olsun
Kanada' dan Tülay demiş ki: En sevdigim zeytinyagli yemek yaprak sarmasidir. ben icine sadece princ,sogan ve karabiber koyup tuz ve zeytinyagini ilave ediyor ve sariyorum. eminim bir cok kisi icindeki malzemeyi cesitlendiriyordur ama bence boyle de cok lezzetli.
Lale Özdilek demiş ki: En sevdiğim zeytinyağlı yemek taze fasulye yapılışı:soğan ve sarımsağı kavurup domatesi ilave ediyorum fasulyeleri ekleyip 1 tatlı kaşığı şeker ve biraz tuz ekleyip suyunu ilave ediyorum.
Arzu demiş ki: En sevdiğim zeytinyağlı yemek yaprak sarma dan başka birşey değil.zeytinyağlı iç pilav hazırlayıp yaprakları sarıyorum.zeytinyağ ilaesiyle pişiriyorum, bazen pişirirken nar ekşisi katıyorum .Hoş bir tat oluyor.Nar keşisi koymadığımda da bol limon sıkıyorum.
Betül demiş ki: Zeytinyağlı biber dolması hergün yesemde hiç hayır demeyeceğim bir lezzet bana göre. Pişene kadar bile mutfaktan çıkmam kokusu beni büyülüyor.
İnce uzun biberlerin çekirdekleri çıkarılır. zeytinyağı ile hazırlanmış şööyle fıstıklı, üzümlü ve bol yenibaharlı iç hazırlanır (kavurmadan çiğden), biberlerin içine doldurulup üzerlerine domates kapatılır.Pişince hiç su kalmayacak gibi su eklenerek pişirilir. altı kapatıldıktan sonra üzerine zeytinyağı gezdirilir. Sonrada yemede yanında yat misali...
Filiz demiş ki: Ben zeytinyağı tüketiminin azlığının nedenini marketlerde yüksek fiyatlara satılmasına bağlıyorum.bu kadar zenginliğin yaşandığı bir ülkede fiyatların pahalı olması aldığımız zeytinyağlarını bile çok dikkatli kullanmamıza neden oluyor. Salatalara dökmekten başka çare bulamıyoruz.
İzmir 'den Gözde Demirhan demiş ki: Zeytinyağlı barbunya benimde en sevdiğim zeytinyağlı yemek.bu yemeği yapmayı pratik görüyorum.
tencerede 2 bardak barbunya haşlanır.daha sonra 3 yemek kaşığı zeytinyağı tencereye konur 1 tane kuru soğan küçük küçük doğranır.2 tane domates küp küp doğranır.1 tane havuç yuvarlak yuvarlak kesilir.tuz da tencereye eklenir kavrulur bir süre renk vermesi için 1 kaşık salça eklenebilir kavrulduktan sonra 3 bardak sıcak su eklenir ve kaynayınca haşlamış olan barbunyalar ilave edilir. pişirilmye bırakılır.afiyet olsun.
İzmir 'den Çiğdem Çoşkun Hepcan demiş ki: Zeytinyağı, kuru domates ve peynir ile hazırladığımız bu mezeyi sabah kahvaltası dışındaki öğünlerimizde de severek tüketiyoruz. Yıkayıp ve bir süre sicak suda beklettiğiniz kuru domatesleri kurulayıp bir kaseye alın. Üzerine arzu ettiğiniz baharatları ilave edin. (Biz kekik, reyhan ve pul biberi çok yakıştırıyoruz.) Küçük küpler halinde doğradığınız peyniri domateslere ilave edip karıştırın ve son olarak zeytinyağını domates ve peynirlerin üzerini örtecek şekilde ekleyin ve karıştırın.
Mutlaka kızarmış bir dilim köy ekmeği ile deneyin. Afiyet olsun.
Evperisi demiş ki: Zeytinyağını soframızdan eksik etmeyen bir aile olarak en çok önem verdiğimiz altın öğün kahvaltı için hazırlamış olduğum kahvaltılığın tarifini vermek istiyorum;Malzemeler;*2 adet topan patlıcan
*5 diş sarımsak(arzuya göre artar yada eksilir)
*yarımlimon suyu
*2 yemek kaşığızeytinyağı
Hazırlanışı;patlıcanlarımız bir güzel közlenir,kabukları soyulur ve dilimlenir üzerine;zeytinyağı. limon suyu ve sarımsaktan elde ettiğimiz sos gezdirilir veeee sonrasında da afiyetle yenir...
Ülkü demiş ki:Tarifler basit ama lezzet olarak harika diyebilirim. Çocuklarımda çok seviyorlar. Domates , salatalık, yeşil biber halka şeklinde doğranıp zeytinyağı, limon ve tuz ile salata yapıyoruz yanında tulum peyniri ile çok uyumlu oluyor.
Ayrıca 1 soğanı zeytinyağında kavurup kırmızı ve yeşil biberi halka doğrayıp ilave ediyorum sonra doğranmış domatesle 5 dakika kavurup tuz , karabiber ilave ediyorum. Yanında beyaz peynir, zeytin, çay ve ev yapımı köy ekmeği veya simitle çok lezzetli oluyor.
Duygu Atalay demiş ki:Bu lezzetin özel bir adı var mı bilmiyorum ama kısaca zeytinyağının benim en sevdiğim halini burada sizede yazmak istedim. Ben bunu özellikle kendi yaptığım ekmeklerle kahvaltılarda yemeyi seviyorum. Malzemeler tamamen tüketim zevkinize kalmış durumda o yüzden miktar konusundada yardımcı olammayacağım.:)
- Takriben bir çay bardağı kadar zeytinyağı
-yarım limon suyu
-1 fiske tuz
-1 çay kaşığı pul biber
- tatlı kaşığı kuru nane
Hepsini bir kasede buluşturun ve çatal yardımıyla iyice çırpın.Rengi açılacak ve akışkan bir macun haline gelecek. Sonra sıcak ekmeğinizi bandıra bandıra yiyin :)
Not: Aynı zamanda bu karışımı salata sosu olarakta kullanabilirsiniz. :)
İpek demiş ki: Zeytinyağının en güzel ve lezzetli hali, sığ bir kaba incecik dökülerek, azıcık kekik ve pul biberle kendi tadını,kokusunu ala ala, ekmek batırarak kahvaltıda yenmesi. Tabiki sızma zeytinyağı olacak.
İstanbul 'dan Nurcan demiş ki: Ben zeytinyağını sabah kahvaltısında seviyorum.Bol maydanoz,iyi ezine peyniri ve köz kırmızı biberden yapılmış salataya kaliteli zeytinyağı ve limondan başka ne yakışabilir ki?Ay yazarken bile azım sulandı:)
Yeliz demiş ki:Benden barbunya tarifi: Barbunyaları ayıklayıp haşladıktan sonra suyunu süzüyorum. İnce dilimlediğim havuçlarla soğanları aynı anda kavuruyorum, havucun şekeri, ilave ettiğim şekerle soğana oradan da tüm yemeğe dağılıyor. Sarımsak da bu yemeğe çok yakışıyor, mutlaka ilave ediyorum. Afiyet olsun .
Didem demiş ki:Ben zeytinyağlı brokoli nin tarifini sizlerle paylaşmak istiyorum.Önce 2 adet havuç halka halka dilimlenerek tencerenin tabanına yayılır.üzerine halka halka dilimlenmiş 2 adet orta boy soğan dizilir.daha sonra yıkayıp çiçeklerine ayırdığımız brokoliler özenle yerleştirilir.en üste rendelediğimiz 2 adet domates ilave edilir.son olarak 1 tatlı kaşığı şeker serpilerek 1 çay bardağı zeytinyağı gezdirilir.1 çay bardağı sıcak su ilave edilerek kısık ateşte brokoliler yumuşayıncaya kadar pişirilir.şimdiden afiyet olsun.
Hasan Köşklü demiş ki: Annemin iki zeytinyağlısını sizlere aktarmak istiyorum.
Zeytinyağlı kuzu etli enginar; enginar sapları ve göbekleri temizlenerek,kuşbaşı veya az daha büyükçe hazırlanmış önkoldan kuzu eti ile birlikte, tuz ve isteğe göre diğer baharatlar ile birlikte renksiz(salça-domates kullanmadan) zeytinyağı ilavesiyle kısık ateşte pişirilir, yine üzeri naneli ve zeytinyağlı cacık ile birlikte servis edilir.
Zeytinyağlı teflon tavada tarçınlı kek;bildiğiniz cevizli üzümlü kek karışımı, tarçın ve yeter miktarda zeytinyağı ile birlikte karıştırılır ve ön ısıtılmış ve zeytinyağı ile yağlanmış teflon tavaya dökülür, kapak sıkıca kapatılır ve kısık ateşte kıvamına kadar pişirilir.Afiyet olsun.
Ferhan demiş ki: Zeytinyağlı barbunya: barbunya (taze) bır taşım haşlanır suyu suzulur.. kuru soğan rendelenir .zeytinyağında biraz çevrilir. domates (rendesi)3 diş tum sarımsak, bir kaşık domates salçası ,küçük bir tane havuçdogranır ,tuz,bir tane kesme şeker barbunyalar ılave edilip yeterince su ekleyerek pişirilir. Afiyet olsun.
İstanbul 'dan Ceyda demiş ki:PATLICAN KAVURMA
İrice doğranan kuru soğanlar ve sarımsak çok hafif öldürülür.Ardından bol domates eklenir.Domatesler suyunu salınca yine küp doğranmış patlıcan ve tuz eklenerek hiç su ilave etmeden pişene dek kavrulur.İstenirse sıcak istenirse sarımsaklı yoğurtla soğuk tüketilebilir.
KAHVALTILIK
Eşit miktarda acı ve tatlı biber salçası karıştırılır ,içine rendelenmiş sarımsak,kimyon ,kekik v.s.ve bol zeytinyağı eklenerek kızarmış ekmeklerle afiyetle yenilir.
Herkese zeytinyağlı sağlıklı uzun ömürler dileğiyle.
Gökhan Aydoğan demiş ki: En sevdiğm,yemekten asla usanmadığım ve mutlaka tavsiye edeceğim en güzel yemek bence z.yağlı dolma. Ayrıca z.yağın kendisi ayrı bir nimet dememe gerek yok sanırım...
Ebru demiş ki: Ben zeytinyağını daha çok kahvaltılarda Zeytin'in üstüne döküyorum, üstünede pulbiber ve kekik'de serpiyorum. Yanındada kızarmış ekmekle brilikte. birde bütün salatalarımda kullanıyorum.
Saliha Erozan demiş ki:En sevdiğim yemek zeytinyağlı kereviz ve zeytinyağlı havuç yemeğidir.İkisinde de soğan kıyılıp kavrulur zeytinyağında sonra havuç konur üzerine azıcıkda kırık pirinç, su ilave edilip pişmeye bıraklır. Kerevizde de önce soğan sonra da havuç ve patates kavrulup en son kereviz ilave edilip yine kırık konup su eklenir ve pişmeye bırakılır, soğuduğunda dereotu ve maydanozla süslenir.
Serinmavi demiş ki: Zeytinyağlı bakla tarifi vermek istiyorum ben de :
500 gr. taze bakla
1 çay bardağı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı un
1 su bardağı su
Tuz
1 adet büyük boy kuru soğan
2 adet kesme şeker
Yarım demet dereotu
Bir tencerede yağda küçük doğranmış soğanları rengi sararana kadar bir miktar tuzla ve şekerle kavurun. Baklaları ekleyin karıştırarak tencerenin kapağını kapatın. 10 dakika kadar baklaları sararmasını bekleyin.. 1 bardak suya 1 tatlı kaşığı unu ekleyin, iyice karıştırın. Suyu, tencereye ekleyip, hafifçe tencereyi sallayın. Tencerenin kapağını kapatın. 50 -60 dakika kadar, tencerenin kapağını hiç açmadan orta ateşte pişirin. Ocağı kapattıktan sonra baklalar soğuyana kadar bekleyin. Servis tabağına alıp üzerine zeytinyağı gezdirin ve ince doğranmış dereotu serperek servis yapın. Yanına sarmısaklı yoğurt eklemeyi unutmayın.afiyet olsun...
Safiye demiş ki:Ben de brokoli-havuç salatası tarifi vereyim.
2-3 havuç (yıkanmış, soyulmuş, halka halka doğranmış)
arzu edilen miktarda brokoli (biz iki kişiyiz ve bir paket brokoliyi ikiye bölüyoruz..böylece 2 kez yapabiliyoruz bu salatayı).
sos malzemeleri
yarım su bardağı çatalla iyice ezilmiş tulum peyniri
2-3 diş sarımsak (dövülmüş veya rendelenmiş)
2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
1 adet limonun suyu (limonunuz sulu değilse miktarı arttırın tadına bakarak)
tuz
Brokoli ve havucu haşlayın veya buharda pişirin (haşlayacaksanız renginin yeşil kalmasını istiyorsanız çıkarır çıkarmaz yeniden buz gibi soğuk suya atın. en sağlıklısı buharda pişirmek. Sos malzemesini karıştırın. Ve sıcakken brokoli ve havuçların üstüne döküp iyice harmanlayın.Gerçekten güzel bir salata.
Ayşen Özkaya demiş ki: önce aydın yöresinde yaşayan kayınvalideye yağ çekilerek .kurutulmuş kırmızı biberlere kavuşulur...fırında veya ocakta ..kuru biberler hafifçe kavrulur..o biberler şişerler.. sonra kıtır olan biberler küçük küçük doğranır..ve çıkardığı ses ve koku usumuza kaydedilir.:) . üzerine nefis zeytinyağı ve bolca limon ve isteğe göre kırmızı acıbiber eklenir...ve nefis ekmekle... pazar kahvaltısında sofra neşelenir...aman parmaklara dikkat:) sevgiyle sofranız şenlensin..
Müzz demiş ki: Bir akdenizli olarak,en sevdiğim zeytinyağlı için; bol sızma zeytinyağlı gavurdağı salatası;Domatesler ve soganlar küçük küçük doğranır,sumak,nar ekşisi ve sızma zeytinyağı ilave edilir.Üzerine de bolca kıyılmış maydanoz,enfes olur. Zeytinyağı ve domates suyu birbirine karışınca müthiş bir lezzet çıkıyor ortaya.
Ahmet demiş ki: İskenderunda yapılan basit bir kahvaltılık:Tuzlu süzme yoğurt,pul biber ve zeytinyağını damak tadınıza uygun oranlarda karıştırın marketlerde bulunan suzme yoğurt işinizi görür basit ama çayla iyi gidiyor ve sağlıklı afiyet olsun...
Nevin demiş ki:Bende size zeytinyagli ispanakli pizza tarifi vermek istiyorum..buna saglikli bir pizza da diyebiliriz ..un, tuz , su , maya ve az zeytinyagi ilave ederek yumusak bir hamur elde edelim..ve kabarmasi icin bir kenara koyalim..diger bir tarafta ayiklanmis ve yikanmis ispanaklarin icine bir miktar beyaz peynir, bir miktar rendelenis motzralla ( pizza peyniri eriyen ) tuz, karabiber, yarim caybardagi zeytinyagi, bir dis sarimsak ince dogranmis, kucuk bir bas sogan ince dogranmis,hepsini harmanlayalim..Hamurumuz kabarinca acip yuvarlak tepsiye gore yerlestirelim..uzerine hazirladigimiz ispanak icini yayalim..ve onceden isitilmis firina verelim..dilerseniz uzerine firina vermeden once de az zeytinyagi gezdirebilirsiniz..hizli ateste pismesi gerekiyor bu pizzanin...gercekten cok lezzetli oluyor..gerek hamurun, gerek ispanagin miktarini arzuya gore artirip cogaltabilirsiniz..ama ispanak cabuk olecegi icin bol koymanizi tavsiye ederim.afiyet olsun!!
Pınar demiş ki:En sevdigim ve vazgecemedigim yemek zeytinyagli kereviz. Klasik, zeytinyaginda sogani kavurduktan sonra minik dogranmis havuclari, patatesleri koyuyorum. Diger yanda soydugum kerevizleri limonlu suda bekletiyorum dograyana kadar. Ardından minik dogradigim 2 kuru kayisiyi ekliyorum-seker koymuyorum, dogranmis kerevizleri de ilave ettikten sonra 1 portakalin suyunu ekliyorum. Biraz sicak su ilave edip sebzeler yumusayincaya kadar pisiriyorum, inanilmaz lezzetli oluyor. Kayisi ve portakal suyu itici gelebilir ama hepsi bir araya gelince muhtesem oluyor. Umarim dener ve begenirsiniz.
Dilek demiş ki: Çocuklarımız kahvaltıda tereyağından çok zeytinyağını severek tüketirler. Zeytin tabağında, ev salçası ve baharatlarla yapılan ekmeküstü çeşidi olarak veya doğranmış domates ve biberlerin üzerine gezdirip biraz da tulum loru serperek kızarmış ekmeği bandırmak onlar için kahvaltının vazgeçilmez lezzetleri.
Kardelen demiş ki:Benim sizlerle paylaşmak istediğim tarif özellikle yazın yaptığım ve tadına doyamadığım zyağlı patlıcan közleme (aslında lutuka gibi isimleri var ama bende bilinçli bir isimlendirme olmadığından tercih etmedim): patlıcan, kırmızı biber ve domates fırında közlenir. tavaya zeytin yağı ve ince doğranmış 3-4 diş sarımsak konur sarımsağın kokusu gelene kadar kavrulur. üzerine kabukları soyulmş domates doğranmış halde konur, 1-2 yemek kaşığı sirke ve bir tatlı kaşığı şeker konur. ardından kabukları soyulmuş ve doğranmış patlıcan ve biber konup karıştırılır ve hep birlikte karışıp kıvam alana kadar yaklaşık 3-4 dakika pişirilir ve altı kapanır. doğranmış maydonozla birlikte servis yapılır. Afiyet olsun (ama anlatırken bile canım istedi)
Serpil Koldagüç demiş ki: Urla usulü kabak çiçeği
Malzeme: 10 adet kabak çiçeği, 2 çorba kaşığı zeytinyağı, yarım çorba kaşığı domates salçası, bir buçuk çay bardağı pirinç, 2 adet orta boy soğan, 1 tatlı kaşığı kuru nane, tuz, karabiber, kırmızıbiber, kimyon, yeterince su.
Hazırlanışı: Kabakların kabuklarını kazıyıp yarıdan keselim. İçlerini kabak oyacağı ile oyalım. Kabak çiçeğinin içindeki tohum şeklinde olan kısmını çıkaralım. Bir kaba yağı alıp üzerine, domates salçası, biber salçası, pirinç, küp doğranmış soğanlar, kuru nane, tuz ve baharatları katalım. Üzerine bir çay bardağı suyu ekleyerek malzememizi yoğuralım. Kabak çiçeklerinin içine dolduralım. Kabak çiçeklerinin uç kısmını hafifçe büzdürerek kapatalım. Sos için ayrı bir kapta biber salçasını, dövülmüş sarımsakları, limon suyunu ve suyu karıştıralım. Hazırladığımız sosu dolmaların üzerine gezdirelim. Ilık servis yapalım (Nedim Atilla'nın makalesinden)
Tuba demiş ki: Tuba'nın Penceresinde nefis zeytinyağlı tarifler var...
İstanbul'dan Zehra demiş ki:Biricik ablacigimin bana verdigi ve cok severek yaptigim Zeytin yagli Patlican yemegi tarifiyle katilmak istiyorum. Patlicanlari alacali soyup, dograyip tulzu suda bekletiyoruz biraz. Duduklu tencereye hilal seklinde dogranmis soganlari, kucuk dogranmis sarmisaklari, kup dogranmis domatesleri, cerliston biberlerini, yarim kasik salcayi ve patlicanimizi ekliyoruz. Baharatlari ekledikten sonra ustune bolca zeytin yagi gezdiriyoruz ve cok az su ekliyoruz. Basit olmasiyla birlikte cok nefis bir yemek oluyor. Insallah sizde dener memnun kalirsiniz.
Boramertim demiş ki:Zeytinyağlı yemeklerin hepsini seviyorum ve zeytinyaglı fasulyeyi biraz degisik yapiyorum bu tarifi vermek istiyorum.
Bir bas soğan tencereye alinir yağ eklemeden kendi suyuyla kavrulur. Salça eklenir sonra ayıkladığımız taze fasulyeler eklenir ve fasulyenin rengi biraz degisene kadar kavrulur. Sonra bol domates eklenerek kısık ateste pisirilir. Yemegimiz pistikten sonra tuz eklenir ve uzerine arzu ettigimiz miktarda zeytinyagi gezdirilir.
Perihan demiş ki: 6 ay once seker rahatsizligina yakalanan 16 yasindaki ogluma doktor zeytin yagindan baska hicbir yagi musaade etmeyince bende herseyi zeytin yagi ile yapmaya basladim.Etli, tavuklu,sebzeli ve balik ile yapilan butun yemeklerde kullaniyorum.
kahvaltilarda beyaz yumusak peynirin uzerine kekik, bolca kirmizi pul biber ve zeytinyagi koyup denemenizi tavsiye ediyorum.
Ceviz demiş ki:Melburne 'da ki mutfağımdan iki tarif zahter ve dukkah.
Aynur demiş ki: Size severek yediğim değişik bir zeytinyağlı meze tarifi vermek istiyorum.
ZEYTİNYAĞLI FASULYE EZMESİ
2 su bardağı haşlanmış fasulyeyi ezip,300 gr tahin,1 baş dövülmüş sarımsak, 1 limon suyuyla,tuz ve 1 çay bardağı zeytinyağıyla karıştırıp servis tabağına alıyoruz.Üzerine zeytinyağında kızdırılmış pulbiber döküyoruz.Muhteşem bir lezzet oluyor,tavsiye ederim.
Çalıkuşu demiş ki:Ben onu tabağa döker, üzerine biraz domates suyu ilave edip ekmeğimi bana bana yerim. Yanında da çayım... Ohhhh! Değmeyin keyfime:)))
***********
Gönül ister ki bu değerli zeytinyağını ( Laleli' den erken hasat naturel sızma 750 ml uluslararası ödüllü) tüm yorum yazanlara, sofrasını paylaşanlara ulaştırabileyim . Ama imkanlar ne yazık ki bu kadarına el veriyor yalnızca bir kişiye göndermek zorunluluğu olduğu için yukarıda yazılı olan isimleri ( yurtdışında yaşayanlar hariç) küçük kağıtlara yazdık ve kızım Ayşe çekilişi yaptı.
Zeytinyağı talihlisi DUYGU ATALAY .Kendisi yaşadığı yeri yazmamış , Türkiye sınırları içerisinde oturduğunu umuyorum ve mail adresinden irtibata geçiyorum. Hayırlı olsun.
Nihal demiş ki : Çok klasik olacak ama en sevdiğim Z.yağlı yemek, zeytinyağlı Fasulye (boncuk ayşe fasulyesinden yapılan şeker gibi gelir bana)
Ayıklanıp, kırılan fasulyeler yayvan bir tencereye yerleştirilir, üzerine ince kıyılmış soğan, kabukları ayıklanmış domates, tuz kesme şeker konularak çok kısık ateşte karıştırılmadan pişirilir.
Birde yanına iri doğranmış ince kabuklu pembe pembe seben domateslerinin üzerine fesleğenli zeytinyağ gezdirilerek yenilir.
Meral demiş ki: Zeytinyağı vazgeçilmezlerimdendir.ilk aklıma gelen çökelek içine bolca maydanoz ve zeytinyağı döker karıştırsanız kahvaltılarda nefis bir tat size.
Sevda Mutlu demiş ki : Bence en iyi zeytinyağlı pırasadır. en çok pırasaya yakışdığını düşünüyorum. gerçi biz egeli olduğumuz için sadece zeytinyağı kullanıyoruz yemeklerimizde.1 baş yemeklik ufak ufak doğranmış soğanı, yarım çay bardağı zeytin yağını, 2 havucu ve bir kesme şekeri (soğanın karameliz e olmasını sağlıyor) bir tencereye koyun. Soğanlar ölene kadar kavurun. 1/2 kg pırasayı (yıkanmış ve yarım parmak kalınlığında doğranmış) ekleyin ve diriliğini kaybedene kadar yaklaşık 5 dakika kavurun. 2 su bardağı kaynamış su ekleyin. Biraz pişince 1/2 çay bardağı pirinç (ayıklanmış ve yıkanmış) ekleyin. Pırasalar yumuşayana kadar pişirin. Pişer pişmez 1/2 limonun suyu ekleyin. İster soğuk ister ılık olarak ikram edin. selam ve sevgilerimle
Ebru demiş ki:Herhalde zeztinyağı ve zeytinyağlı yemekler her zaman hafifliğin sembolü.Bende en çok zeytinyağının kerevize yakıştığını düşünüyorum.
Yemeklik doğranan soğanlar ve yarımay havuçlar ve bir kesme şeker zeytinyağıyla kavrulur çok sarartmadan yapraklarıyla doğranmış kereviz ve biraz da patates eklenir.Az karabiber ilavesiyle sıcak suyunu da ilave edip kısık ateşte pişirilir.tenceresinde soğutulup , limon ilavesiyle afiyetle yenir.
İzmir 'den Şehnaz demiş ki: En sevdiğim zeytin yağlı yemek; Zeytinyağlı Enginar
6 adet Enginar Çanak
2 adet Orta Boy Patates
2 adet Orta Boy Havuç
1/2 Su Brd. Bezelye
12 adet Arpacık Soğan
1.5 Tatlı Kşğ. Şeker
tuz
1,5 Tatlı Kşğ Un (tepeleme)
2 Su Bard. Su
1 adet Limonun suyu
Zeytinyağı
Süslemek için Dereotu
Su, limon suyu, un bir kapta karıştırılır Enginar çanaklarını yıkayıp bu karışımla ovulur ve içinde bekletilir. Havuç ve bezelye önceden ayrı ayrı 10 dk haşlanır ve soğuk sudan geçirilir. patates tavla zarı büyüklüğünde doğranır. Havuç, bezelye, patates arpacık soğanlar, tuz ve şeker bir kapta karıştırılır.Enginar çanakları yayvan bir tencereye dizilir. Hazırlanan iç enginar çanaklarına paylaştırılır limonlu unlu su tencereye alınır üzerine zeytinyağı gezdirilir, kaynayana kadar yüksek ateşte daha sonra kısık ateşte enginarlar yumşayana kadar pişirilir. Tencerede soğutulur borcama alınıp dereotu ile süslenir. Afiyet Olsun
Kanada' dan Tülay demiş ki: En sevdigim zeytinyagli yemek yaprak sarmasidir. ben icine sadece princ,sogan ve karabiber koyup tuz ve zeytinyagini ilave ediyor ve sariyorum. eminim bir cok kisi icindeki malzemeyi cesitlendiriyordur ama bence boyle de cok lezzetli.
Lale Özdilek demiş ki: En sevdiğim zeytinyağlı yemek taze fasulye yapılışı:soğan ve sarımsağı kavurup domatesi ilave ediyorum fasulyeleri ekleyip 1 tatlı kaşığı şeker ve biraz tuz ekleyip suyunu ilave ediyorum.
Arzu demiş ki: En sevdiğim zeytinyağlı yemek yaprak sarma dan başka birşey değil.zeytinyağlı iç pilav hazırlayıp yaprakları sarıyorum.zeytinyağ ilaesiyle pişiriyorum, bazen pişirirken nar ekşisi katıyorum .Hoş bir tat oluyor.Nar keşisi koymadığımda da bol limon sıkıyorum.
Betül demiş ki: Zeytinyağlı biber dolması hergün yesemde hiç hayır demeyeceğim bir lezzet bana göre. Pişene kadar bile mutfaktan çıkmam kokusu beni büyülüyor.
İnce uzun biberlerin çekirdekleri çıkarılır. zeytinyağı ile hazırlanmış şööyle fıstıklı, üzümlü ve bol yenibaharlı iç hazırlanır (kavurmadan çiğden), biberlerin içine doldurulup üzerlerine domates kapatılır.Pişince hiç su kalmayacak gibi su eklenerek pişirilir. altı kapatıldıktan sonra üzerine zeytinyağı gezdirilir. Sonrada yemede yanında yat misali...
Filiz demiş ki: Ben zeytinyağı tüketiminin azlığının nedenini marketlerde yüksek fiyatlara satılmasına bağlıyorum.bu kadar zenginliğin yaşandığı bir ülkede fiyatların pahalı olması aldığımız zeytinyağlarını bile çok dikkatli kullanmamıza neden oluyor. Salatalara dökmekten başka çare bulamıyoruz.
İzmir 'den Gözde Demirhan demiş ki: Zeytinyağlı barbunya benimde en sevdiğim zeytinyağlı yemek.bu yemeği yapmayı pratik görüyorum.
tencerede 2 bardak barbunya haşlanır.daha sonra 3 yemek kaşığı zeytinyağı tencereye konur 1 tane kuru soğan küçük küçük doğranır.2 tane domates küp küp doğranır.1 tane havuç yuvarlak yuvarlak kesilir.tuz da tencereye eklenir kavrulur bir süre renk vermesi için 1 kaşık salça eklenebilir kavrulduktan sonra 3 bardak sıcak su eklenir ve kaynayınca haşlamış olan barbunyalar ilave edilir. pişirilmye bırakılır.afiyet olsun.
İzmir 'den Çiğdem Çoşkun Hepcan demiş ki: Zeytinyağı, kuru domates ve peynir ile hazırladığımız bu mezeyi sabah kahvaltası dışındaki öğünlerimizde de severek tüketiyoruz. Yıkayıp ve bir süre sicak suda beklettiğiniz kuru domatesleri kurulayıp bir kaseye alın. Üzerine arzu ettiğiniz baharatları ilave edin. (Biz kekik, reyhan ve pul biberi çok yakıştırıyoruz.) Küçük küpler halinde doğradığınız peyniri domateslere ilave edip karıştırın ve son olarak zeytinyağını domates ve peynirlerin üzerini örtecek şekilde ekleyin ve karıştırın.
Mutlaka kızarmış bir dilim köy ekmeği ile deneyin. Afiyet olsun.
Evperisi demiş ki: Zeytinyağını soframızdan eksik etmeyen bir aile olarak en çok önem verdiğimiz altın öğün kahvaltı için hazırlamış olduğum kahvaltılığın tarifini vermek istiyorum;Malzemeler;*2 adet topan patlıcan
*5 diş sarımsak(arzuya göre artar yada eksilir)
*yarımlimon suyu
*2 yemek kaşığızeytinyağı
Hazırlanışı;patlıcanlarımız bir güzel közlenir,kabukları soyulur ve dilimlenir üzerine;zeytinyağı. limon suyu ve sarımsaktan elde ettiğimiz sos gezdirilir veeee sonrasında da afiyetle yenir...
Ülkü demiş ki:Tarifler basit ama lezzet olarak harika diyebilirim. Çocuklarımda çok seviyorlar. Domates , salatalık, yeşil biber halka şeklinde doğranıp zeytinyağı, limon ve tuz ile salata yapıyoruz yanında tulum peyniri ile çok uyumlu oluyor.
Ayrıca 1 soğanı zeytinyağında kavurup kırmızı ve yeşil biberi halka doğrayıp ilave ediyorum sonra doğranmış domatesle 5 dakika kavurup tuz , karabiber ilave ediyorum. Yanında beyaz peynir, zeytin, çay ve ev yapımı köy ekmeği veya simitle çok lezzetli oluyor.
Duygu Atalay demiş ki:Bu lezzetin özel bir adı var mı bilmiyorum ama kısaca zeytinyağının benim en sevdiğim halini burada sizede yazmak istedim. Ben bunu özellikle kendi yaptığım ekmeklerle kahvaltılarda yemeyi seviyorum. Malzemeler tamamen tüketim zevkinize kalmış durumda o yüzden miktar konusundada yardımcı olammayacağım.:)
- Takriben bir çay bardağı kadar zeytinyağı
-yarım limon suyu
-1 fiske tuz
-1 çay kaşığı pul biber
- tatlı kaşığı kuru nane
Hepsini bir kasede buluşturun ve çatal yardımıyla iyice çırpın.Rengi açılacak ve akışkan bir macun haline gelecek. Sonra sıcak ekmeğinizi bandıra bandıra yiyin :)
Not: Aynı zamanda bu karışımı salata sosu olarakta kullanabilirsiniz. :)
İpek demiş ki: Zeytinyağının en güzel ve lezzetli hali, sığ bir kaba incecik dökülerek, azıcık kekik ve pul biberle kendi tadını,kokusunu ala ala, ekmek batırarak kahvaltıda yenmesi. Tabiki sızma zeytinyağı olacak.
İstanbul 'dan Nurcan demiş ki: Ben zeytinyağını sabah kahvaltısında seviyorum.Bol maydanoz,iyi ezine peyniri ve köz kırmızı biberden yapılmış salataya kaliteli zeytinyağı ve limondan başka ne yakışabilir ki?Ay yazarken bile azım sulandı:)
Yeliz demiş ki:Benden barbunya tarifi: Barbunyaları ayıklayıp haşladıktan sonra suyunu süzüyorum. İnce dilimlediğim havuçlarla soğanları aynı anda kavuruyorum, havucun şekeri, ilave ettiğim şekerle soğana oradan da tüm yemeğe dağılıyor. Sarımsak da bu yemeğe çok yakışıyor, mutlaka ilave ediyorum. Afiyet olsun .
Didem demiş ki:Ben zeytinyağlı brokoli nin tarifini sizlerle paylaşmak istiyorum.Önce 2 adet havuç halka halka dilimlenerek tencerenin tabanına yayılır.üzerine halka halka dilimlenmiş 2 adet orta boy soğan dizilir.daha sonra yıkayıp çiçeklerine ayırdığımız brokoliler özenle yerleştirilir.en üste rendelediğimiz 2 adet domates ilave edilir.son olarak 1 tatlı kaşığı şeker serpilerek 1 çay bardağı zeytinyağı gezdirilir.1 çay bardağı sıcak su ilave edilerek kısık ateşte brokoliler yumuşayıncaya kadar pişirilir.şimdiden afiyet olsun.
Hasan Köşklü demiş ki: Annemin iki zeytinyağlısını sizlere aktarmak istiyorum.
Zeytinyağlı kuzu etli enginar; enginar sapları ve göbekleri temizlenerek,kuşbaşı veya az daha büyükçe hazırlanmış önkoldan kuzu eti ile birlikte, tuz ve isteğe göre diğer baharatlar ile birlikte renksiz(salça-domates kullanmadan) zeytinyağı ilavesiyle kısık ateşte pişirilir, yine üzeri naneli ve zeytinyağlı cacık ile birlikte servis edilir.
Zeytinyağlı teflon tavada tarçınlı kek;bildiğiniz cevizli üzümlü kek karışımı, tarçın ve yeter miktarda zeytinyağı ile birlikte karıştırılır ve ön ısıtılmış ve zeytinyağı ile yağlanmış teflon tavaya dökülür, kapak sıkıca kapatılır ve kısık ateşte kıvamına kadar pişirilir.Afiyet olsun.
Ferhan demiş ki: Zeytinyağlı barbunya: barbunya (taze) bır taşım haşlanır suyu suzulur.. kuru soğan rendelenir .zeytinyağında biraz çevrilir. domates (rendesi)3 diş tum sarımsak, bir kaşık domates salçası ,küçük bir tane havuçdogranır ,tuz,bir tane kesme şeker barbunyalar ılave edilip yeterince su ekleyerek pişirilir. Afiyet olsun.
İstanbul 'dan Ceyda demiş ki:PATLICAN KAVURMA
İrice doğranan kuru soğanlar ve sarımsak çok hafif öldürülür.Ardından bol domates eklenir.Domatesler suyunu salınca yine küp doğranmış patlıcan ve tuz eklenerek hiç su ilave etmeden pişene dek kavrulur.İstenirse sıcak istenirse sarımsaklı yoğurtla soğuk tüketilebilir.
KAHVALTILIK
Eşit miktarda acı ve tatlı biber salçası karıştırılır ,içine rendelenmiş sarımsak,kimyon ,kekik v.s.ve bol zeytinyağı eklenerek kızarmış ekmeklerle afiyetle yenilir.
Herkese zeytinyağlı sağlıklı uzun ömürler dileğiyle.
Gökhan Aydoğan demiş ki: En sevdiğm,yemekten asla usanmadığım ve mutlaka tavsiye edeceğim en güzel yemek bence z.yağlı dolma. Ayrıca z.yağın kendisi ayrı bir nimet dememe gerek yok sanırım...
Ebru demiş ki: Ben zeytinyağını daha çok kahvaltılarda Zeytin'in üstüne döküyorum, üstünede pulbiber ve kekik'de serpiyorum. Yanındada kızarmış ekmekle brilikte. birde bütün salatalarımda kullanıyorum.
Saliha Erozan demiş ki:En sevdiğim yemek zeytinyağlı kereviz ve zeytinyağlı havuç yemeğidir.İkisinde de soğan kıyılıp kavrulur zeytinyağında sonra havuç konur üzerine azıcıkda kırık pirinç, su ilave edilip pişmeye bıraklır. Kerevizde de önce soğan sonra da havuç ve patates kavrulup en son kereviz ilave edilip yine kırık konup su eklenir ve pişmeye bırakılır, soğuduğunda dereotu ve maydanozla süslenir.
Serinmavi demiş ki: Zeytinyağlı bakla tarifi vermek istiyorum ben de :
500 gr. taze bakla
1 çay bardağı zeytinyağı
1 tatlı kaşığı un
1 su bardağı su
Tuz
1 adet büyük boy kuru soğan
2 adet kesme şeker
Yarım demet dereotu
Bir tencerede yağda küçük doğranmış soğanları rengi sararana kadar bir miktar tuzla ve şekerle kavurun. Baklaları ekleyin karıştırarak tencerenin kapağını kapatın. 10 dakika kadar baklaları sararmasını bekleyin.. 1 bardak suya 1 tatlı kaşığı unu ekleyin, iyice karıştırın. Suyu, tencereye ekleyip, hafifçe tencereyi sallayın. Tencerenin kapağını kapatın. 50 -60 dakika kadar, tencerenin kapağını hiç açmadan orta ateşte pişirin. Ocağı kapattıktan sonra baklalar soğuyana kadar bekleyin. Servis tabağına alıp üzerine zeytinyağı gezdirin ve ince doğranmış dereotu serperek servis yapın. Yanına sarmısaklı yoğurt eklemeyi unutmayın.afiyet olsun...
Safiye demiş ki:Ben de brokoli-havuç salatası tarifi vereyim.
2-3 havuç (yıkanmış, soyulmuş, halka halka doğranmış)
arzu edilen miktarda brokoli (biz iki kişiyiz ve bir paket brokoliyi ikiye bölüyoruz..böylece 2 kez yapabiliyoruz bu salatayı).
sos malzemeleri
yarım su bardağı çatalla iyice ezilmiş tulum peyniri
2-3 diş sarımsak (dövülmüş veya rendelenmiş)
2 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
1 adet limonun suyu (limonunuz sulu değilse miktarı arttırın tadına bakarak)
tuz
Brokoli ve havucu haşlayın veya buharda pişirin (haşlayacaksanız renginin yeşil kalmasını istiyorsanız çıkarır çıkarmaz yeniden buz gibi soğuk suya atın. en sağlıklısı buharda pişirmek. Sos malzemesini karıştırın. Ve sıcakken brokoli ve havuçların üstüne döküp iyice harmanlayın.Gerçekten güzel bir salata.
Ayşen Özkaya demiş ki: önce aydın yöresinde yaşayan kayınvalideye yağ çekilerek .kurutulmuş kırmızı biberlere kavuşulur...fırında veya ocakta ..kuru biberler hafifçe kavrulur..o biberler şişerler.. sonra kıtır olan biberler küçük küçük doğranır..ve çıkardığı ses ve koku usumuza kaydedilir.:) . üzerine nefis zeytinyağı ve bolca limon ve isteğe göre kırmızı acıbiber eklenir...ve nefis ekmekle... pazar kahvaltısında sofra neşelenir...aman parmaklara dikkat:) sevgiyle sofranız şenlensin..
Müzz demiş ki: Bir akdenizli olarak,en sevdiğim zeytinyağlı için; bol sızma zeytinyağlı gavurdağı salatası;Domatesler ve soganlar küçük küçük doğranır,sumak,nar ekşisi ve sızma zeytinyağı ilave edilir.Üzerine de bolca kıyılmış maydanoz,enfes olur. Zeytinyağı ve domates suyu birbirine karışınca müthiş bir lezzet çıkıyor ortaya.
Ahmet demiş ki: İskenderunda yapılan basit bir kahvaltılık:Tuzlu süzme yoğurt,pul biber ve zeytinyağını damak tadınıza uygun oranlarda karıştırın marketlerde bulunan suzme yoğurt işinizi görür basit ama çayla iyi gidiyor ve sağlıklı afiyet olsun...
Nevin demiş ki:Bende size zeytinyagli ispanakli pizza tarifi vermek istiyorum..buna saglikli bir pizza da diyebiliriz ..un, tuz , su , maya ve az zeytinyagi ilave ederek yumusak bir hamur elde edelim..ve kabarmasi icin bir kenara koyalim..diger bir tarafta ayiklanmis ve yikanmis ispanaklarin icine bir miktar beyaz peynir, bir miktar rendelenis motzralla ( pizza peyniri eriyen ) tuz, karabiber, yarim caybardagi zeytinyagi, bir dis sarimsak ince dogranmis, kucuk bir bas sogan ince dogranmis,hepsini harmanlayalim..Hamurumuz kabarinca acip yuvarlak tepsiye gore yerlestirelim..uzerine hazirladigimiz ispanak icini yayalim..ve onceden isitilmis firina verelim..dilerseniz uzerine firina vermeden once de az zeytinyagi gezdirebilirsiniz..hizli ateste pismesi gerekiyor bu pizzanin...gercekten cok lezzetli oluyor..gerek hamurun, gerek ispanagin miktarini arzuya gore artirip cogaltabilirsiniz..ama ispanak cabuk olecegi icin bol koymanizi tavsiye ederim.afiyet olsun!!
Pınar demiş ki:En sevdigim ve vazgecemedigim yemek zeytinyagli kereviz. Klasik, zeytinyaginda sogani kavurduktan sonra minik dogranmis havuclari, patatesleri koyuyorum. Diger yanda soydugum kerevizleri limonlu suda bekletiyorum dograyana kadar. Ardından minik dogradigim 2 kuru kayisiyi ekliyorum-seker koymuyorum, dogranmis kerevizleri de ilave ettikten sonra 1 portakalin suyunu ekliyorum. Biraz sicak su ilave edip sebzeler yumusayincaya kadar pisiriyorum, inanilmaz lezzetli oluyor. Kayisi ve portakal suyu itici gelebilir ama hepsi bir araya gelince muhtesem oluyor. Umarim dener ve begenirsiniz.
Dilek demiş ki: Çocuklarımız kahvaltıda tereyağından çok zeytinyağını severek tüketirler. Zeytin tabağında, ev salçası ve baharatlarla yapılan ekmeküstü çeşidi olarak veya doğranmış domates ve biberlerin üzerine gezdirip biraz da tulum loru serperek kızarmış ekmeği bandırmak onlar için kahvaltının vazgeçilmez lezzetleri.
Kardelen demiş ki:Benim sizlerle paylaşmak istediğim tarif özellikle yazın yaptığım ve tadına doyamadığım zyağlı patlıcan közleme (aslında lutuka gibi isimleri var ama bende bilinçli bir isimlendirme olmadığından tercih etmedim): patlıcan, kırmızı biber ve domates fırında közlenir. tavaya zeytin yağı ve ince doğranmış 3-4 diş sarımsak konur sarımsağın kokusu gelene kadar kavrulur. üzerine kabukları soyulmş domates doğranmış halde konur, 1-2 yemek kaşığı sirke ve bir tatlı kaşığı şeker konur. ardından kabukları soyulmuş ve doğranmış patlıcan ve biber konup karıştırılır ve hep birlikte karışıp kıvam alana kadar yaklaşık 3-4 dakika pişirilir ve altı kapanır. doğranmış maydonozla birlikte servis yapılır. Afiyet olsun (ama anlatırken bile canım istedi)
Serpil Koldagüç demiş ki: Urla usulü kabak çiçeği
Malzeme: 10 adet kabak çiçeği, 2 çorba kaşığı zeytinyağı, yarım çorba kaşığı domates salçası, bir buçuk çay bardağı pirinç, 2 adet orta boy soğan, 1 tatlı kaşığı kuru nane, tuz, karabiber, kırmızıbiber, kimyon, yeterince su.
Hazırlanışı: Kabakların kabuklarını kazıyıp yarıdan keselim. İçlerini kabak oyacağı ile oyalım. Kabak çiçeğinin içindeki tohum şeklinde olan kısmını çıkaralım. Bir kaba yağı alıp üzerine, domates salçası, biber salçası, pirinç, küp doğranmış soğanlar, kuru nane, tuz ve baharatları katalım. Üzerine bir çay bardağı suyu ekleyerek malzememizi yoğuralım. Kabak çiçeklerinin içine dolduralım. Kabak çiçeklerinin uç kısmını hafifçe büzdürerek kapatalım. Sos için ayrı bir kapta biber salçasını, dövülmüş sarımsakları, limon suyunu ve suyu karıştıralım. Hazırladığımız sosu dolmaların üzerine gezdirelim. Ilık servis yapalım (Nedim Atilla'nın makalesinden)
Tuba demiş ki: Tuba'nın Penceresinde nefis zeytinyağlı tarifler var...
İstanbul'dan Zehra demiş ki:Biricik ablacigimin bana verdigi ve cok severek yaptigim Zeytin yagli Patlican yemegi tarifiyle katilmak istiyorum. Patlicanlari alacali soyup, dograyip tulzu suda bekletiyoruz biraz. Duduklu tencereye hilal seklinde dogranmis soganlari, kucuk dogranmis sarmisaklari, kup dogranmis domatesleri, cerliston biberlerini, yarim kasik salcayi ve patlicanimizi ekliyoruz. Baharatlari ekledikten sonra ustune bolca zeytin yagi gezdiriyoruz ve cok az su ekliyoruz. Basit olmasiyla birlikte cok nefis bir yemek oluyor. Insallah sizde dener memnun kalirsiniz.
Boramertim demiş ki:Zeytinyağlı yemeklerin hepsini seviyorum ve zeytinyaglı fasulyeyi biraz degisik yapiyorum bu tarifi vermek istiyorum.
Bir bas soğan tencereye alinir yağ eklemeden kendi suyuyla kavrulur. Salça eklenir sonra ayıkladığımız taze fasulyeler eklenir ve fasulyenin rengi biraz degisene kadar kavrulur. Sonra bol domates eklenerek kısık ateste pisirilir. Yemegimiz pistikten sonra tuz eklenir ve uzerine arzu ettigimiz miktarda zeytinyagi gezdirilir.
Perihan demiş ki: 6 ay once seker rahatsizligina yakalanan 16 yasindaki ogluma doktor zeytin yagindan baska hicbir yagi musaade etmeyince bende herseyi zeytin yagi ile yapmaya basladim.Etli, tavuklu,sebzeli ve balik ile yapilan butun yemeklerde kullaniyorum.
kahvaltilarda beyaz yumusak peynirin uzerine kekik, bolca kirmizi pul biber ve zeytinyagi koyup denemenizi tavsiye ediyorum.
Ceviz demiş ki:Melburne 'da ki mutfağımdan iki tarif zahter ve dukkah.
Aynur demiş ki: Size severek yediğim değişik bir zeytinyağlı meze tarifi vermek istiyorum.
ZEYTİNYAĞLI FASULYE EZMESİ
2 su bardağı haşlanmış fasulyeyi ezip,300 gr tahin,1 baş dövülmüş sarımsak, 1 limon suyuyla,tuz ve 1 çay bardağı zeytinyağıyla karıştırıp servis tabağına alıyoruz.Üzerine zeytinyağında kızdırılmış pulbiber döküyoruz.Muhteşem bir lezzet oluyor,tavsiye ederim.
Çalıkuşu demiş ki:Ben onu tabağa döker, üzerine biraz domates suyu ilave edip ekmeğimi bana bana yerim. Yanında da çayım... Ohhhh! Değmeyin keyfime:)))
***********
Gönül ister ki bu değerli zeytinyağını ( Laleli' den erken hasat naturel sızma 750 ml uluslararası ödüllü) tüm yorum yazanlara, sofrasını paylaşanlara ulaştırabileyim . Ama imkanlar ne yazık ki bu kadarına el veriyor yalnızca bir kişiye göndermek zorunluluğu olduğu için yukarıda yazılı olan isimleri ( yurtdışında yaşayanlar hariç) küçük kağıtlara yazdık ve kızım Ayşe çekilişi yaptı.
Zeytinyağı talihlisi DUYGU ATALAY .Kendisi yaşadığı yeri yazmamış , Türkiye sınırları içerisinde oturduğunu umuyorum ve mail adresinden irtibata geçiyorum. Hayırlı olsun.
Çarşamba, Kasım 22, 2006
Zeytinyağı Sofralarımızda!
- Türkiye 150 milyon zeytinağacı ile dünya ikinciliğine koşuyor...
-Şanlıurfa ve Gaziantep 'e 40 milyon zeytinağacı dikilecek.
-Türkiye zeytinyağı üretiminde dünya 4.sü.
-Türk mutfağı "zeytinyağlılar" adı altında çok zengin bir menüye sahip.
Bu umutlu ve mutlu bütünlüğü bozan durum şu:
- Akdeniz ülkelerinde kişi başına zeytinyağı tüketimi 15-20 kg iken Türkiye 'de bu miktar 1 kg civarında.
Tüm inanışların kutsal saydığı doğusundan batısına zeytin ağaçlarıyla dolu bu bereketli ülkede yaşayan şanslı insanlar, neden sağlığın ve uzun yaşamın simgesi olan zeytinyağını bu kadar az yiyor... "Alışkanlıklar ve farklı bir damak tadı nın oluşması" öncelikli sebep bana göre. Mesleğim gereği 15-18 yaş aralığında(Ankara'da yaşayan) görüştüğüm yüzlerce genç insan zeytinyağını ya hiç tanımıyor, ya da sadece salata sosu olarak biliyor.Dünyada önemi sürekli artan zeytinyağı bizim ülkemizde yerinde saymaya devam ediyor. Gençlerimiz ve çocuklarımız zeytinyağı kültürünü öğrenmeli. Şöyle zeytinyağına kırılmış yumurtanın kokusuna , tadına varmalı. Zeytinlerin yüzdüğü altın sıvıya ekmek batırıp yemeli- var mı böyle bir tat. Zeytinyağıyla pasta yapalım, börek yapalım, çorba yapalım, hafifleyelim, ruhumuz da hafiflesin.
Haydi arkadaşlar " Zeytinyağı Sofralarımızda " olsun.
Sizde zeytinyağı kullanımını artırmayı hedefleyen bu çağrıya destek verin ve değerli bir hediye alma şansına sahip olun.
Yapmanız gereken tek şey bu yazının altındaki "yorum yazabilirsiniz " kısmına en sevdiğiniz zeytinyağlı yemeğin ismini ve kısaca tarifini, adınız ve yaşadığınız şehirle birlikte yazmak. Sonrasında tüm katılımcılar arasında yapılacak çekilişle bir kişiye Laleli Zeytinciliğin uluslararası yarışmalarda altın ödüller kazanmış 750 ml naturel sızma zeytinyağı (solda fotoğrafını görüyorsunuz) armağan olarak gönderilecek.
Haydi arkadaşlar yorumlarınızı yazın,
Zeytinyağı sofralarımızda olsun !
*Laleli Zeytinciliğe "Zeytinağacı " na verdiği destekten ötürü teşekkür ederim.
*Yorumlarınızı 8 Aralık 2006 tarihine kadar yazabilirsiniz.
-Şanlıurfa ve Gaziantep 'e 40 milyon zeytinağacı dikilecek.
-Türkiye zeytinyağı üretiminde dünya 4.sü.
-Türk mutfağı "zeytinyağlılar" adı altında çok zengin bir menüye sahip.
Bu umutlu ve mutlu bütünlüğü bozan durum şu:
- Akdeniz ülkelerinde kişi başına zeytinyağı tüketimi 15-20 kg iken Türkiye 'de bu miktar 1 kg civarında.
Tüm inanışların kutsal saydığı doğusundan batısına zeytin ağaçlarıyla dolu bu bereketli ülkede yaşayan şanslı insanlar, neden sağlığın ve uzun yaşamın simgesi olan zeytinyağını bu kadar az yiyor... "Alışkanlıklar ve farklı bir damak tadı nın oluşması" öncelikli sebep bana göre. Mesleğim gereği 15-18 yaş aralığında(Ankara'da yaşayan) görüştüğüm yüzlerce genç insan zeytinyağını ya hiç tanımıyor, ya da sadece salata sosu olarak biliyor.Dünyada önemi sürekli artan zeytinyağı bizim ülkemizde yerinde saymaya devam ediyor. Gençlerimiz ve çocuklarımız zeytinyağı kültürünü öğrenmeli. Şöyle zeytinyağına kırılmış yumurtanın kokusuna , tadına varmalı. Zeytinlerin yüzdüğü altın sıvıya ekmek batırıp yemeli- var mı böyle bir tat. Zeytinyağıyla pasta yapalım, börek yapalım, çorba yapalım, hafifleyelim, ruhumuz da hafiflesin.
Haydi arkadaşlar " Zeytinyağı Sofralarımızda " olsun.
Sizde zeytinyağı kullanımını artırmayı hedefleyen bu çağrıya destek verin ve değerli bir hediye alma şansına sahip olun.
Yapmanız gereken tek şey bu yazının altındaki "yorum yazabilirsiniz " kısmına en sevdiğiniz zeytinyağlı yemeğin ismini ve kısaca tarifini, adınız ve yaşadığınız şehirle birlikte yazmak. Sonrasında tüm katılımcılar arasında yapılacak çekilişle bir kişiye Laleli Zeytinciliğin uluslararası yarışmalarda altın ödüller kazanmış 750 ml naturel sızma zeytinyağı (solda fotoğrafını görüyorsunuz) armağan olarak gönderilecek.
Haydi arkadaşlar yorumlarınızı yazın,
Zeytinyağı sofralarımızda olsun !
*Laleli Zeytinciliğe "Zeytinağacı " na verdiği destekten ötürü teşekkür ederim.
*Yorumlarınızı 8 Aralık 2006 tarihine kadar yazabilirsiniz.
Pazar, Kasım 19, 2006
Zeytinağacı Hürriyet Gazetesinde
Ezgi Başaranın yaptığı röportajla yemek blogları Hürriyet Pazar ekine konuk oldu. Zeytinağacı 'da aralarında. Pek çok yakınım arayıp haberi bana duyurdu . Ben de mutlu oldum tabii...
Yazıyı buradan okuyabilirsiniz.
Çarşamba, Kasım 15, 2006
Çikolatalı Fırdöndü Kurabiye
-Sürpriz bisküvi yemek isteyen elime mum diksin...
-Kale kule kapanıyor, elini çeken bisküvi yi-ye-mi-yor
Bizim evde pek sık tekrar ediliyor bu tekerleme, özellikle tatlı birşeyler için söylenmişse elini çekene de pek rastlanmıyor.
Bisküvi yemeği kabul edenler önce görüntüden etkilenip nasıl yapıldığını merak ediyorlar, sızma zeytinyağı ile yapılan sürprizi tadarken de gülüşüyorlar. Fırdöndü ismi de çok komik canım...
Malzemeler
-3/4 su bardağı zeytinyağı
-2/3 toz şeker
-1 çay kaşığı vanilya
-1 yumurta
-1+3/4 su bardağı un
-1/4 su bardağı kakao
Yapılışı
Yağ, vanilya, şeker ve yumurtayı krema kıvamına gelene kadar karıştırın. Karışımı iki eşit parçaya bölün. Parçalardan birine 1 su bardağı un , diğerine 3/4 su bardağı unla birlikte kakaoyu ekleyin. Kakaolu ve kakaosuz olmak üzere iki ayrı hamur elde edin. 20*30 cm boyunda iki adet yağlı kağıt hazırlayın.
Hamurların herbirini yağlı kağıt üzerine yayın (fotoğraftaki gibi).Buzdolabında 1 saat bekletin. Buzdolabında beklettiğiniz hamurları kakaolu altta kalacak şekilde üst üste koyun yağlı kağıtları çıkarıp rul şeklinde sarın. Rulodan 5mm lik parçalar keserek fırın tepsisine yerleştirin.180 C fırında 10- 12 dakika kurutmadan ve kızartmadan pişirin.
-Kale kule kapanıyor, elini çeken bisküvi yi-ye-mi-yor
Bizim evde pek sık tekrar ediliyor bu tekerleme, özellikle tatlı birşeyler için söylenmişse elini çekene de pek rastlanmıyor.
Bisküvi yemeği kabul edenler önce görüntüden etkilenip nasıl yapıldığını merak ediyorlar, sızma zeytinyağı ile yapılan sürprizi tadarken de gülüşüyorlar. Fırdöndü ismi de çok komik canım...
Malzemeler
-3/4 su bardağı zeytinyağı
-2/3 toz şeker
-1 çay kaşığı vanilya
-1 yumurta
-1+3/4 su bardağı un
-1/4 su bardağı kakao
Yapılışı
Yağ, vanilya, şeker ve yumurtayı krema kıvamına gelene kadar karıştırın. Karışımı iki eşit parçaya bölün. Parçalardan birine 1 su bardağı un , diğerine 3/4 su bardağı unla birlikte kakaoyu ekleyin. Kakaolu ve kakaosuz olmak üzere iki ayrı hamur elde edin. 20*30 cm boyunda iki adet yağlı kağıt hazırlayın.
Hamurların herbirini yağlı kağıt üzerine yayın (fotoğraftaki gibi).Buzdolabında 1 saat bekletin. Buzdolabında beklettiğiniz hamurları kakaolu altta kalacak şekilde üst üste koyun yağlı kağıtları çıkarıp rul şeklinde sarın. Rulodan 5mm lik parçalar keserek fırın tepsisine yerleştirin.180 C fırında 10- 12 dakika kurutmadan ve kızartmadan pişirin.
Perşembe, Kasım 09, 2006
Toprağın Altındaki Hazine:Patates
Çok ama çook eski zamanların birinde gözü altından başka bir şey görmeyen bir kral varmış. Öyle ki sonunda neyi tutsa , neye dokunsa altına dönüşmeye başlamış. Her yer pırıl pırıl zenginlik içindeyken kral açlıktan kıvranıyormuş. Çünkü eline aldığı bir lokma yiyecek hemen altın oluveriyormuş. Sonunda kral "keşke tuttuğum altın olmasaydı da patates olsaydı, karnım doysaydı" deyivermiş.
Tüm dünyada en çok sevilen vazgeçilmez bir tattır patates . Değişik mutfakların patatesli mönüleri her damağa hitap eder. Bizim evde de en çok tüketilen sebze, bu nedenle patates nasıl yetişir diye merak ettik ve geçen bahar bahçeye birkaç patates gömdük. Sonuç, yukarıdaki fotoğraf...Tuttuğunuz patates olsun !
ISPANAKLI PATATES KÖFTESİ
Vejetaryen beslenme için önerilen güzel ve pratik bir tarif . Önce patatesle köfteyi hazırlıyorsunuz sonra kavurduğunuz ıspanakları üzerine yerleştirip , kaşar peyniri ve domates sosla birlikte fırına veriyorsunuz.
Malzemeler
Patates Köftesi için:
- 5 adet haşlanmış patates
- 2 dilim ekmeğin içi
- 2/3 demet maydanoz
- 5 yemek kaşığı rendelenmiş kaşar peyniri
- 1 adet yumurta
- 1 tatlı kaşığı tuz
- 1/4 tatlı kaşığı karabiber
- 1 yemek kaşığı zeytinyağı
- 300 gr ıspanak
- 1 küçük kuru soğan
- 1 diş sarımsak
- 1 çay bardağı kadar rendelenmiş kaşar peyniri
- ıspanağı kavurmak için zeytinyağı
- patatesi kızartmak için 2 yemek kaşığı zeytinyağı
- 3 adet domates(rendelenmiş)
Haşlanmış patatesleri rendeleyip iyice yoğurun.İnce kıyılmış maydanoz, ıslatılmış ekmek içleri, yumurta, kaşar peyniri ile baharatları ekleyip bir süre daha yoğurun.Yağlanmış tavada yuvarlak şekillendirdiğiniz köfteleri kızartın. Diğer taraftan soğan ve sarımsakla birlikte ıspanağı kavurun . Patatesleri fırın tepsisine dizin, herbirinin üzerine bir parça ıspanak koyun en üste kaşar peyniri serpiştirin. Rendelenmiş domatesleri ekleyerek 200 derecede üzeri kızarana kadar pişirin.
PATATES YUVASINDA YOĞURT SOSLU HAVUÇ
Özel sofralar için hem göze, hem damağa hitap eden bir salata...
Malzemeler
-4 adet haşlanmış patates
-2 tane havuç
-1 tutam dereotu
-4 yemek kaşığı yoğurt
-yarım limon suyu
-4-5 yemek kaşığı zeytinyağı
-tuz , karabiber
Yapılışı
Patatesleri iyice ezip, limon suyu , tuz, karabiber ve zeytinyağı ekleyip iyice karıştırın. Patatesli karışımdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp , baş parmağınız yardımıyla içini oyup servis tabağına yerleştirin. Diğer tarfta rendelediğiz havuçları bir miktar zeytinyağında soteleyin. Havuçları patateslerin içine doldurup üzerine yoğurt dökün.
ZEYTİNYAĞLI PATATES SARMASI
Küçük asma yapraklarına patatesle hazırlanan içi sarıyoruz . Değişik bir tat , denemeye değer...
Malzemeler
-2 adet orta boy haşlanmış patates
-1 su bardağı pirinç
-2 adet küçük soğan
-2 kahve fincanı zeytinyağı
-1 tatlı kaşığı toz şeker
-yarım demet taze nane
-250 gr asma yaprağı
-2 su bardağı su
-tuz , karabiber
Yapılışı
patatesleri rendeleyin, ince doğranmış soğan, nane, pirinç, toz şeker, tuz , karabiber ve zeytinyağı ile karıştırın. Hazırladığınız içi haşlanmış asma yapraklarına (ben salamura kullanmış) sarın, tencereye dizip su ekleyerek kısık ateşte pişirin . Soğuk olarak servis yapın.
Not: Tarifler:1) Pratik Ev Yemekleri/ Oktay Aymelek
2) Vejetaryen Yemekleri/Prof. Dr. Ayşe Baysal, Doç.Dr. Sevil Başoğlu, Dr. Efsun Karabudak
YE #16 etkinliği için Evren 'e teşekkürler.
Çarşamba, Kasım 01, 2006
Havuç güzelleri
Oldukça sevindirici ! bir haberle karşı karşıyayız: Türkiye 'de topraksız tarım hızla gelişiyormuş. Sebzeler toprağın olmadığı bir ortamda yetiştiriliyor, yüksek verim , pürüzsüz bir görünüm ile piyasaya sunuluyor. "Tarım" ve" topraksız" kelimelerinin yan yana gelmesi, benim tüylerimi diken diken etmeye yetiyor.Topraksız tarım ve genetiği değiştirilmiş organizmalarla (GDO) ilgili tüm tartışmalar bir yana , bir tüketici olarak markete veya pazara gittiğimde aldığım ürünün GDO 'lu tarım ürünü olup olmadığını veya GDO içerip içermediğini bilmek hakkına sahip olmalıyım. Siz olsanız hangisini tercih edersiniz? Pazara gittiniz , karşınızda iki ayrı tezgahta havuçlar yığılmış. Birinde organik üretim yazılı, yani hiç bir kimyevi gübrenin , sentetik ilacın kullanılmadığı tohumu ile oynanmamış,binlerce yıl olageldiği gibi, tabii yolla yetişmiş havuçlar . Diğer tezgahta ise topraksız tarım üretimi yazılı, GDO 'lu tohumdan, toprak - güneş görmeden bilgisayarla geliştirilmiş havuçlar. Evet hangi tezgah daha cazip sizin için.
İşte fotoğrafta gördükleriniz bahçede 100% doğal yolla yetiştirdiğim havuçlar. Benim havuç güzellerim. Toprak anadır Türkçemizde. Toprak , güzellikleri sunmaya hazır yeterki daha fazlası için bereketi bozmayalım. Havuçlar bir başka güzelle , zeytinyağı ile buluşup lezzetli bir yemek oldu...
Zeytinyağlı Havuç Yemeği
Malzemeler
-9 orta boy havuç
-2 orta boy soğan
-5 diş sarımsak
-4 yemek kaşığı pirinç
-8 yemek kaşığı zeytinyağı
-11/2 tatlı kaşığı tuz
-1 tatlı kaşığı şeker
-1 su bardağı su
-3-4 dal maydanoz
Yapılışı
Soğanı ve sarımsağı soyup, soğanı yarım daire şeklinde incecik doğrayın. Sarımsağı bütün olarak , zeytinyağı ve soğanla tencereye koyun. Tencerenin kapağı kapalı olarak kısık ateşte 4-5 dakika pişirin. Sarımsak , tuz ,şeker ve suyu katın. Kaynayınca yarım daire şeklinde doğradığınız havuçları tencereye ekleyip üzerine pirinci serpiştirin.Kısık ateşte yemeği pişirin. Servis yaparken üzerine ince doğranmış maydanoz serpin.
Tarif : Ayşe Baysal / Vejetaryen Mutfağı
İşte fotoğrafta gördükleriniz bahçede 100% doğal yolla yetiştirdiğim havuçlar. Benim havuç güzellerim. Toprak anadır Türkçemizde. Toprak , güzellikleri sunmaya hazır yeterki daha fazlası için bereketi bozmayalım. Havuçlar bir başka güzelle , zeytinyağı ile buluşup lezzetli bir yemek oldu...
Zeytinyağlı Havuç Yemeği
Malzemeler
-9 orta boy havuç
-2 orta boy soğan
-5 diş sarımsak
-4 yemek kaşığı pirinç
-8 yemek kaşığı zeytinyağı
-11/2 tatlı kaşığı tuz
-1 tatlı kaşığı şeker
-1 su bardağı su
-3-4 dal maydanoz
Yapılışı
Soğanı ve sarımsağı soyup, soğanı yarım daire şeklinde incecik doğrayın. Sarımsağı bütün olarak , zeytinyağı ve soğanla tencereye koyun. Tencerenin kapağı kapalı olarak kısık ateşte 4-5 dakika pişirin. Sarımsak , tuz ,şeker ve suyu katın. Kaynayınca yarım daire şeklinde doğradığınız havuçları tencereye ekleyip üzerine pirinci serpiştirin.Kısık ateşte yemeği pişirin. Servis yaparken üzerine ince doğranmış maydanoz serpin.
Tarif : Ayşe Baysal / Vejetaryen Mutfağı
Cumartesi, Ekim 28, 2006
ARI Grissini 'den Zeytinyağlı Kıtırlar
Arı gıda Türkiye 'nin çok eski bir markası. Doğrusu market raflarında zeytinyağlı grissini görünce hem şaşırdım hem de sevindim. Ülkemizde zeytinyağına vurgu yapılarak satılan gıda ürünü o kadar az ki. En son balık konservesi, "zeytinyağlı" etiketiyle müşterilere sunuldu. Zeytin bile ayçiçek yağıyla karıştırılıp öyle satılıyor. Tüketici olarak ürün etiketindeki yağın niteliğine bakıp tercih yapmak daha kaliteli mamullere ulaşmamızı sağlar.
Kahvaltıda ve yemeklerin yanında ekmek yerine kıtır kıtır kırıkkırak yemeği seviyorum. Nefis (domates+peynir + kırıkkırak) üçlüsüne sanırım hiç kimse hayır diyemez.
Zeytinyağlı hazır gıdalar daima diğerlerinin yanında tercih sebebi olmalı . Böylelikle sağlığımızı tehdit eden ürünlerle mücadele edebilelim.
Kahvaltıda ve yemeklerin yanında ekmek yerine kıtır kıtır kırıkkırak yemeği seviyorum. Nefis (domates+peynir + kırıkkırak) üçlüsüne sanırım hiç kimse hayır diyemez.
Zeytinyağlı hazır gıdalar daima diğerlerinin yanında tercih sebebi olmalı . Böylelikle sağlığımızı tehdit eden ürünlerle mücadele edebilelim.
Pazar, Ekim 22, 2006
Bayram Yemeği: Yahni
Doğrusu sevdiklerimizle paylaştığımız bayram sofralarının lezzeti hiç bir şeye değişilmez. Eskiden bayram hazırlıkları günler öncesinden başlardı. İkram edilecek tatlılar ve yemekler yapılır, bayramlaşmaya gelen çocuklar için küçük hediyeler ve harçlıklar hazır edilirdi. Aileler geniş sofralarda buluşurlardı. Gerçi bu gelenekler hala devam ediyor . Yalnız büyük şehirlerde yoğun iş temposuyla yaşayanlar, ister istemez bayram günlerini dinlenme günlerine çevirdi. Modern yaşamın getirdiği bir zorunluluk belki. Hayatın gidişatında yaşadığımız stres- yorgunluk , beklentiler, bazen bir şeyleri olması gerektiği gibi yapmamıza engel oluyor. Bayramların bayram gibi yaşanması dileğiyle tüm dostların Ramazan bayramı mübarek olsun diyorum.
Yahni yemeği çocukluğumun her bayramında karşıma çıkan, bundan sonrada benim devam ettirmek istediğim bayram yemeği geleneğinin ismi.
Zeytinyağlı Yahni tarifi
Malzemeler
Nohut 2.5 bardak su ile bir gece önceden ıslatılır. Eğer aceleniz varsa düdüklü tencereye koyup 5 dakika kaytarak ağzının kapatıp 2 saat bekletmeniz de yeterli oluyor.
Islanma işlemi bitmiş nohut, su ve tuz eklenerek pişirilir.Pişen nohuta yağ, salçalar, baharatlar ve yarım ay şeklinde iri doğranmış soğanlar eklenir . Soğanlar çok öldürülmeyecek şekilde pişirilip bir gece dinlendirildikten sonra servis yapılır.
Yahni yemeği çocukluğumun her bayramında karşıma çıkan, bundan sonrada benim devam ettirmek istediğim bayram yemeği geleneğinin ismi.
Zeytinyağlı Yahni tarifi
Malzemeler
- 1.5 su bardağı nohut
- 5-6 yemek kaşığı zeytinyağı
- 1 yemek kaşığı domates salçası
- 1/2 yemek kaşığı biber salçası
- 4-5 büyük soğan
- 1 çay kaşığı şeker
- 1 çay kaşığı karabiber
- istediğiniz miktarda acı kırmızı biber
Nohut 2.5 bardak su ile bir gece önceden ıslatılır. Eğer aceleniz varsa düdüklü tencereye koyup 5 dakika kaytarak ağzının kapatıp 2 saat bekletmeniz de yeterli oluyor.
Islanma işlemi bitmiş nohut, su ve tuz eklenerek pişirilir.Pişen nohuta yağ, salçalar, baharatlar ve yarım ay şeklinde iri doğranmış soğanlar eklenir . Soğanlar çok öldürülmeyecek şekilde pişirilip bir gece dinlendirildikten sonra servis yapılır.
Pazartesi, Ekim 16, 2006
Kayseri'nin Oklavadan Çekme Baklavası
Tatlı yiyelim , gülümseyelim:)) Çocukluğumun bayramlarında, anneannemin özenle hazırlayıp sunduğu oklavadan çekme baklavasını , bayram tatlısı etkinliği için paylaşmak istedim. Anneannem her Ramazan bayramında yahni yemeği pişirir yanına da bu baklavayı hazırlar ve torunlarının ziyaretini beklerdi.Bana göre Kayseri 'nin oklavadan çekmesi baklavaların hası.Son derece hafif ve yağ oranı diğerlerine göre düşük, tam bayramlık...
Baklava yapmaya kararlıysanız:
*Kollarınızın sert bir hamuru yoğurup, ince açabilecek kadar güçlü olduğundan emin olun.
*En az bir gününüzün bu işe gideceğini unutmayın.
*Olumsuz bir durumda hayal kırıklığına uğramayın. Özel günler için ev baklavası yapmak ve ikram etmek ayrıcalıktır.
* Size verdiğim tarif garantilidir nesilden nesile ulaşmıştır.
*Baklava yapabilmek bir tecrübe gerektirsede, herşeyin bir ilki vardır...
Haydi başlayalım o zaman...
Malzemeler
Hamuru için
500 gr baklavalık un
250 gr buğday nişastası (açmak için)
2 adet yumurta
1.5 çorba kaşığı zeytinyağı
1/2 çorba kaşığı limon suyu
1 çay kaşığı tuz
2/3 bardak ılık su (una azar azar yedirilecek)
içine sermek için dövülmüş ceviz
tepsinin üzerine gezdirmek için 50 gr zeytinyağı + 50 gr tereyağı karışımı
Şerbeti
750 gr şeker
750 ml su
yarım limonun suyu
Yapılışı
Öncelikle şerbeti hazırlayın, su ve şekeri bir kaba boşaltıp bir iki taşım kaynatın limon suyu ekleyin, bir kenarda soğumaya bırakın.Unun ortasını açıp içine zeytinyağı, tuz , limon suyu ve yumurtaları kırın suyu azar azar ekleyip kulak memesinden sertçe bir hamur yapın. Hamuru çevire çevire yoğurun. Hamur özleşince 5 cm çapında silindir şekline getirin ve eşit büyüklükte 12 parçaya kesip yaş bez örtün.
Ayırdığınız parçalardan düzgün yuvarlaklar yapın ve her birini nişasta serperek merdane ile 15 cm çapında daireler haline getirin, aralarına nişasta serperek üst üste koyup yaş bez örterek bir saat dinlenmeye bırakın.Dinlenen hamurları nişasta serperek teker teker açın. Mümkün olduğu kadar ince açtığınız yufkayı ortadan ikiye bölüp fotoğraftaki gibi geniş kısmına ceviz serip oklavaya sarın ve büzerek oklavadan çıkarın bu halde küçük parçalara kesip tepsiye yerleştirin.
Tüm yufkaları bu şekilde hazırlayıp tepsiye yerleştirdikten sonra üzerine (tereyağı + zeytinyağı) karışımını gezdirin.180 derece fırında üzeri kızarana kadar pişirin.Fırından çıkar çıkmaz oda ısısındaki şerbeti üzerine gezdirin ve şurubu çekebilmesi için başka bir tepsiyle üzerini kapatıp dinlenmeye bırakın. Afiyet olsun...
Not:Uzun süre bilgisayardan uzak kaldım dolayısıyla yorumları okuyamadım. Tüm yorum yazan arkadaşlara teşekkürler. Yeni paylaşımlarda görüşmek üzere...
Cuma, Ağustos 04, 2006
MaDo mu EvDo mu?
Ülkemizin biricik ve vazgeçilmez dondurmasını , yani Kahramanmaraş dondurmasını evde basit usulle ,ama Mado ile yarışacak kadar başarılı bir şekilde denemeye var mısınız?
Arkadaşlar tatil nedeniyle bir süredir paylaşımım olamadı. Bu arada dondurma yapma çalışmalarım da devam etti. Dondurmalarımın kesinlikle yumurta ve hazır krema içermesini istemediğimden saf saleple yapılan tariflere yöneldim.
"Oktay Usta 'nın Mutfağından "kitabında bu tarifi buldum .İlk deneme çok başarılı oldu lezzeti, sünerek uzaması hatta renginin beyazlığı kesinlikle Mado 'yu aratmıyordu. İkinci yapışta tepeleme bir tatlı kaşığı salep koyduğum için dondurmanın rengi koyulaştı. Salep ve şeker miktarına çok dikkat ederek bu muhteşem dondurmayı mutlaka deneyin. Rengiyle , lezzetiyle ve kıvamıyla Mado 'dan ayırtedilemeyeceği konusunda bana hak vereceksiniz.
Bir süre daha bilgisayar başında olamayacağım için tekrar görüşene kadar sağlıcakla kalın.Sevgilerimle...
Malzemeler
Arkadaşlar tatil nedeniyle bir süredir paylaşımım olamadı. Bu arada dondurma yapma çalışmalarım da devam etti. Dondurmalarımın kesinlikle yumurta ve hazır krema içermesini istemediğimden saf saleple yapılan tariflere yöneldim.
"Oktay Usta 'nın Mutfağından "kitabında bu tarifi buldum .İlk deneme çok başarılı oldu lezzeti, sünerek uzaması hatta renginin beyazlığı kesinlikle Mado 'yu aratmıyordu. İkinci yapışta tepeleme bir tatlı kaşığı salep koyduğum için dondurmanın rengi koyulaştı. Salep ve şeker miktarına çok dikkat ederek bu muhteşem dondurmayı mutlaka deneyin. Rengiyle , lezzetiyle ve kıvamıyla Mado 'dan ayırtedilemeyeceği konusunda bana hak vereceksiniz.
Bir süre daha bilgisayar başında olamayacağım için tekrar görüşene kadar sağlıcakla kalın.Sevgilerimle...
Malzemeler
- 1 kg pastörize süt
- 250 gr şeker
- 3 gr (1 tatlı kaşığı ) saf salep
- 1 paket vanilya
- Önce şeker, salep ve vanilyayı bir kapta karıştırın.
- Sütü tencereye alarak ılıtın ve yavaş yavaş karışımı (şeker, salep, vanilya) ekleyin. Sürekli karıştırmayı ihmal etmeyin.
- Orta hararetli ateşte karıştırarak muhallebi kıvamına gelmesini sağlayın.
- Muhallebi kıvamına gelince altını kısıp yaklaşık 40 -50 dakika kaynatın. Dibine tutmaması için karıştırmayı ihmal etmeyin.
- Dondurma karışımı soğuduktan sonra kalıba alıp derin dondurucuya koyun ara ara karıştırmayı ihmal etmeyerek dondurun .Servise hazır hale gelince bıçakla keserek tabaklara alın.
Pazartesi, Temmuz 17, 2006
Tatlıların Kraliçesi: Sakızlı Dondurma
Sütlü tatlılar denildiğinde akla ilk gelen isimlerden biri dondurma olur şüphesiz.İnce , narin bir tat... Dondurma yiyen herkes mutludur değil mi? Kalorisi bizi üzmez, besin değeri yüksektir,lezzeti psikolojimizi olumlu etkiler.
Anadolu 'da karsambaçla başlayan hikaye bugün Maraş usulü dondurmayla devam ediyor ve adını ülke sınırları dışında da duyurmuş durumda.Maraş dondurmanın en önemli malzemesi ise salep.
Evde dondurma yapmaya karar verince İstanbul Baharat'a uğrayıp salep konusunda bilgi aldım. Aktarda üç ayrı tür salep satılmaktaydı.Sıcak içecek olarak kullanılanın dışında, birde nişasta katkılı salep var ki saf salepten fiyatıyla kolayca ayrılabiliyor. Salep alırken saf olup olmadığını mutlaka sorgulayın. Salep, doğal olarak yetişen orkide türlerinin toprak altı yumrularının , sütle kaynatılıp, kurutulup toz haline gelmesiyle elde ediliyor.
İçi saf saleple dolu küçük poşetle birlikte , gönül rahatlığıyla mutfağa girince , sakızlı dondurma yapmak için gereken diğer malzemeleri kontrol ettim:
Patates nişastası -----Tamam
Damla sakızı parçaları -------Tamam
Tam Yağlı Pastörize süt -----------Tamam
Evet malzemeler tamam , elimdeki tarife göre de dondurmanın yapımı oldukça kolay gözüküyor. Biliyorum ki dondurma yapımı ustalık ister , kaliteli malzemeyle birlikte dondurma makinası bile lazım.Ama makinamız yok diye bu heyecandan vazgeçecek değiliz.
Çelik tencereye tarife göre malzemeleri koyuyoruz:
Malzemeler
Çırpmaya devam et, çırpmaya devam et, çırpmaya devam et...Bu iş hiç fena değil. Sonra karışım derindondurucuya girecek ve arada bir çıkarılıp çırpılacak yine. Taaaki kıvam tutana dek. Kıvamın tuttuğunu nereden anliyorsun diye sormayın sakın, o kendini gösteriyor :)
Bir gece bekleyen dondurmamız , minik toplar halinde alınıp dondurma kasesine yerleştirildikten sonra tadılmaya hazır.
Tadı mı? Gerçekten güzel. Salep ve damla sakızının ayrıcalıklı nefaseti hissediliyor.
Bu macera burada bitmez...
Anadolu 'da karsambaçla başlayan hikaye bugün Maraş usulü dondurmayla devam ediyor ve adını ülke sınırları dışında da duyurmuş durumda.Maraş dondurmanın en önemli malzemesi ise salep.
Evde dondurma yapmaya karar verince İstanbul Baharat'a uğrayıp salep konusunda bilgi aldım. Aktarda üç ayrı tür salep satılmaktaydı.Sıcak içecek olarak kullanılanın dışında, birde nişasta katkılı salep var ki saf salepten fiyatıyla kolayca ayrılabiliyor. Salep alırken saf olup olmadığını mutlaka sorgulayın. Salep, doğal olarak yetişen orkide türlerinin toprak altı yumrularının , sütle kaynatılıp, kurutulup toz haline gelmesiyle elde ediliyor.
İçi saf saleple dolu küçük poşetle birlikte , gönül rahatlığıyla mutfağa girince , sakızlı dondurma yapmak için gereken diğer malzemeleri kontrol ettim:
Patates nişastası -----Tamam
Damla sakızı parçaları -------Tamam
Tam Yağlı Pastörize süt -----------Tamam
Evet malzemeler tamam , elimdeki tarife göre de dondurmanın yapımı oldukça kolay gözüküyor. Biliyorum ki dondurma yapımı ustalık ister , kaliteli malzemeyle birlikte dondurma makinası bile lazım.Ama makinamız yok diye bu heyecandan vazgeçecek değiliz.
Çelik tencereye tarife göre malzemeleri koyuyoruz:
Malzemeler
- 1 lt pastörize tam yağlı süt
- 1 tatlı kaşığı dolusu patates nişastası
- 10 gr. saf salep ( yaklaşık 4 çay kaşığı dolusu salep)
- 1.5 bardak şeker
- 3-4 parça damla sakızı
Çırpmaya devam et, çırpmaya devam et, çırpmaya devam et...Bu iş hiç fena değil. Sonra karışım derindondurucuya girecek ve arada bir çıkarılıp çırpılacak yine. Taaaki kıvam tutana dek. Kıvamın tuttuğunu nereden anliyorsun diye sormayın sakın, o kendini gösteriyor :)
Bir gece bekleyen dondurmamız , minik toplar halinde alınıp dondurma kasesine yerleştirildikten sonra tadılmaya hazır.
Tadı mı? Gerçekten güzel. Salep ve damla sakızının ayrıcalıklı nefaseti hissediliyor.
Bu macera burada bitmez...
Salı, Haziran 27, 2006
"Zeytinağacı " Televizyonda
Uzun bir aradan sonra yeniden merhaba arkadaşlar...
"Zeytinağacı " sağlıklı ve zeytinyağlı yemek tarifleri veren bir blog olarak Kanal B ekranlarında yayınlanan , Belin Kınoğlu 'nun yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği "Mutfaktaki Sağlık " programına davet edildi. Programın çekimini dün gerçekleştirdik.Yaklaşık 25 dakika sürecek programın hazırlığı için 4 saat harcandı. Doğrusu TV 'de yayınlanan yemek programlarının nasıl hazırlandığını , arka planda neler olduğunu hep merak ederdim.Yapılacak tarifin belirlenmesi, sunum ve yayına hazırlık oldukça sıkı bir ekip çalışmasını gerektiriyor. Bir çırpıda seyrettiğimiz, gözucuyla baktığımız programların çekimi saatler sürüyor.Kamera karşısında kendi mutfağınızdaymış gibi çalışamıyorsunuz tabii. Ama sonuçta heyecan verici bir iş.
Zeytinyağının pasta yapımında kullanımını vurgulamak için daha önce tarfini verdiğim " Heritage Chocolate Cake " i denedik. Çekim sırasında kek kabarmazsa korkularım yersiz çıktı. Neyseki marzipan hamurunun sıcaktan şekil almaması dışında herşey yolunda gitti.
Program bugün saat 11.35' te Kanal B ekranlarında olacak.
Belin Kınoğluna tüm çalişmalarında başarılar ve kolaylıklar diliyorum.
Çarşamba, Haziran 07, 2006
Bahçede Mayıs Ayı
Mayıs ayı süs bahçesi için en güzel en verimli aydır, sebze bahçesi için ise işlerin bol olduğu bir dönem.
Bahçede Erguvan
Bursa 'dan hediye gelen erguvan ağacı, geçen sonbahar dikildi.Ilıman iklim bitkisi olduğu için Ankara 'nın zorlu ve uzun kışını atlatabilecek mi endişesi hep içimizdeydi.Sonunda çiçekleri açıverdi .Gerçekten çok estetik bir ağaç, pembe pembe çiçekler ve kalp şeklinde sıralanmış yeşil yapraklar. Erguvan bahçemizin en gözde ağacı...
Aslanağızı ve kokulu karanfiller... Doğrusu bahçeye bu renkler çok yakışıyor.
Sebze Bahçesi
Sulanmayı ve çapalanmayı bekleyen havuç fideleri...
Kızlarımın ektiği yeşil soğanlar geniş bir alanı işgal ediyor... :(
Geçen ay dikilen patateslerin son hali, yeşil yeşil uzadıkça uzuyorlar.Havuç ve patates birer kök bitki olduğundan büyüyüp olgunlaştıklarını nasıl anlayacağız :|sanırım yaz sonuna kadar beklememiz gerekecek , havuçlar büyüyebilecek mi merak ediyorum gerçekten..
Mayıs ayı sebze bahçesinin oluştuğu aylardan biri.Bende yaz güneşinde kızaran domateslerin hayaliyle bütün gücümle çalıştım...Mayıs ayında bahçede gerçekleştirilen en önemli iş domates, biber, patlıcan ve salatalık fidelerinin dikilmesi oldu. Tohumdan üretmek yerine , 15-20 cm e ulaşmış ve yapraklanmış fideleri dikmek daha garantili.25 adet biber , 20 adet domates, 2 adet patlıcan ve 5 adet salatalık fidesi diktim. Fide dikiminin püf noktası, önce toprağın bellenerek havalandırılması ve doğal hayvan gübresi atılması. Küçük bir alan bile olsa toprağı kürekle havalandırmak ve bir düzene sokmak gerçekten güç istiyor ve çok yorucu.Ama sonuç insanı umutlandırıyor ve değer. Fideler tek tek, hazırlanan oluklara dikilmeli . Biber fideleri birbirine daha yakın dikilebilir. Domates ve salatalık çok fazla yer kapladığı için geniş aralıklı dikilmeli.
Domates fideleri bol su ve güneşle birlikte çiçeklerini göstermekte gecikmedi...
Bahçenin her yıl biraz daha genişleyen çilek tarhı...
Kızlarım tarafından dört gözle beklenen ürün, kızaran çilekler...
Sofraya ulaşamadan dalında tüketilen kırmızı inciler çocukları çok mutlu ediyor...
Bahçede Erguvan
Bursa 'dan hediye gelen erguvan ağacı, geçen sonbahar dikildi.Ilıman iklim bitkisi olduğu için Ankara 'nın zorlu ve uzun kışını atlatabilecek mi endişesi hep içimizdeydi.Sonunda çiçekleri açıverdi .Gerçekten çok estetik bir ağaç, pembe pembe çiçekler ve kalp şeklinde sıralanmış yeşil yapraklar. Erguvan bahçemizin en gözde ağacı...
Aslanağızı ve kokulu karanfiller... Doğrusu bahçeye bu renkler çok yakışıyor.
Sebze Bahçesi
Sulanmayı ve çapalanmayı bekleyen havuç fideleri...
Kızlarımın ektiği yeşil soğanlar geniş bir alanı işgal ediyor... :(
Geçen ay dikilen patateslerin son hali, yeşil yeşil uzadıkça uzuyorlar.Havuç ve patates birer kök bitki olduğundan büyüyüp olgunlaştıklarını nasıl anlayacağız :|sanırım yaz sonuna kadar beklememiz gerekecek , havuçlar büyüyebilecek mi merak ediyorum gerçekten..
Mayıs ayı sebze bahçesinin oluştuğu aylardan biri.Bende yaz güneşinde kızaran domateslerin hayaliyle bütün gücümle çalıştım...Mayıs ayında bahçede gerçekleştirilen en önemli iş domates, biber, patlıcan ve salatalık fidelerinin dikilmesi oldu. Tohumdan üretmek yerine , 15-20 cm e ulaşmış ve yapraklanmış fideleri dikmek daha garantili.25 adet biber , 20 adet domates, 2 adet patlıcan ve 5 adet salatalık fidesi diktim. Fide dikiminin püf noktası, önce toprağın bellenerek havalandırılması ve doğal hayvan gübresi atılması. Küçük bir alan bile olsa toprağı kürekle havalandırmak ve bir düzene sokmak gerçekten güç istiyor ve çok yorucu.Ama sonuç insanı umutlandırıyor ve değer. Fideler tek tek, hazırlanan oluklara dikilmeli . Biber fideleri birbirine daha yakın dikilebilir. Domates ve salatalık çok fazla yer kapladığı için geniş aralıklı dikilmeli.
Domates fideleri bol su ve güneşle birlikte çiçeklerini göstermekte gecikmedi...
Bahçenin her yıl biraz daha genişleyen çilek tarhı...
Kızlarım tarafından dört gözle beklenen ürün, kızaran çilekler...
Sofraya ulaşamadan dalında tüketilen kırmızı inciler çocukları çok mutlu ediyor...
Salı, Mayıs 16, 2006
Çilekli Muhallebi
Muhallebinin çilekle bu kadar güzel olabileceğini bilmezdim. Denedim , öğrendim.Çilekleri şekerle suyunu bırakana kadar beklettikten sonra , bir iki taşım kaynatıp, soğumaya bırakıyorsunuz.
Diğer tarafta 1/2 lt süte , 2 kaşık dolusu pirinç unu, 4 kaşık esmer şeker ekleyip muhallebiyi pişiriyorsunuz. Kaselere önce çilekli sosu,çilek taneleriyle birlikte paylaştırıp , üstüne muhallebileri döküyorsunuz. Sosla ve çilekle süsleyip biraz buzdolabında bekletince çilekli dondurma gibi oluyor , tavsiye ederim.
Pazar, Mayıs 14, 2006
Annelerin Günü Bugün
Bu fotoğrafı, Doğu Karadeniz bölgesinde özellikle Rize ve çevresinde çay toplama zamanı sıklıkla görürsünüz.Önce şaşırırsınız , arkadan bakıldığında bir ot yığını yürümektedir. Sonra bu yığının iki büklüm olmuş bir kadın tarafından taşındığını anlarsınız. 10 yıl kadar önce Rize Ayder yaylasına gitmiştim. Buradan da Kaçkar Dağlarının eteklerinde bulunan en uç yaylaya tırmandık. Yürüyüş geniş bir patikadan yapılıyordu. Dönüşte yaylacılarla birlikte inişe geçtik.Baktım kadınlar sırtlarına iplerle yükleri bağlamışlar iki büklüm yürüyorlar. Bir grup delikanlı da ellerini kollarını sallayarak güle eğlene iniyor aşağı. Bu görüntü son derece dikkat çekiciydi. Sohbet ettiğim ve ağır yük taşıyan teyzenin, güle oynaya giden delikanlılardan birinin annesi olduğunu anlayınca kızdım ama teyzeye de birşey söylemedim.Delikanlının yanına yanaşıp , "neden annesine bu kadar yük taşıttığını , annesi onca yolu eziyetle inerken kendisinin böyle rahat rahat nasıl yürüyebildiğini" sordum. Verilen yanıta bakın: Erkeğin yük taşıması ayıp kabul edildiğinden, eğer annesinden bir kısım eşyayı alıp taşırsa toplum tarafından dışlanır dalga geçilirmiş. Erkek yük taşımaz, bahçede çalışmaz, çay toplamaz, çocuk bakmaz hele ev işi, yemek hiç yapmaz bunların hepsi ayıp peki ne yapar bu erkek...Bu hikayede öyle noktalar var ki erkeğide annesi yetiştiriyor deyip çıkamazsınız işin içinden. Türkiye' nin her yöresinde görülebilir durumlar bunlar.
Bu toplum anneye ve kadına değeri tam olarak gerçekleştirmiş midir? . Okumuş olsun olmasın kadın, hayatının bir noktasında, sadece kadın olduğu için hakaret , aşağılanma , şiddetle karşı karşıya kalmaktadır. Hergün medyada çoluk çocuk sokağa atılmış, gidecek yeri olmayan, parası olmayan annelere rastlıyoruz.Bütün bu gerçekler ve daha fazlası ortadayken anneler günü, yalnızca mutlu çocukların ve mutlu annelerin günüdür.
Karnı sarkmış, şaşkın , belki açlıkla belki yavrularına daha güvenli bir yer arama heyecanıyla ordan oraya koşturan kedi - köpek anneler insanların şerrinden korunmak için (genelde) gizlenmek zorundadır. Onlar da annedir , belki bazı insan annelerden daha fazla annedir. Onları da sevelim ve koruyalım.Tüm annelere saygı ve sevgilerimle...
Not : Fotoğraflar" Hürriyet gazetesi, 2005 in unutulmayan kareleri"
Salı, Mayıs 09, 2006
Afgan Mutfağı
Eşim geçen ay iş sebebiyle Afganistan / Kabil 'e bir yolculuk yaptı.Savaşın, yokluğun karşısında direnen insanları , doğunun şartlarını gerçekten merak ediyorduk. Eşime " yediğin içtiğin senin olsun , gördüklerini anlat " demedim. Orada neler yediğini de özellikle sordum.Yanlış anlaşılabilir diye bulunduğu sofraların fotoğraflarını çekmemiş. Ama kahvaltıda bile etli pilavın , köftenin ikram edildiğini söyledi.Sadece koyun etinden yapılan kebap ve bol baharatlı sebzeli pilavlar, misafiri en iyi şekilde ağırlama anlayışıyla her öğün sunulmuş .
Çantadan çıkanlar:Çok keskin kokulu bir baharat ki ben kimyon diye düşündüm önce. Ama bir kaç çeşit baharatın karışımıymış.Torba içerisinde olduğu halde koku eve yayıldı.Ağır baharat kokusuna alışık olmadığımdan hemen ağzı kapalı cam kavanoza koydum.
Artık Afgan'lıların usulünde demlediğimiz çayımıza bir tane kakule tohumu atıyoruz. Kakulenin Afgan mutfağında önemli bir yeri var. Çay -kahveye hoş koku verdiği gibi kurabiye, pilav ve çöreklerde kullanılıyor.Mine (teatime )'a bakınız.
Yemişler, kabuklu çam fıstığı, küçücük ama çok tatlı kuru incir, çekirdeksiz ve bizdekilerden farklı tada sahip kuru üzüm.
Safran çantadan çıkmadı buradan almıştım ama tahmin edeceğiniz gibi Afgan mutfağında iyi bir yere sahip, pahalı bir baharat...
Merak edip , iki tarif denedim;
Afgan Ekmeği (Nan-i Afghani)
Bu küçük ekmekler gerçekten lezzetli oldu.Sık sık denenebilir, çocuklarım da sevdi. 9-11 cm uzunluğunda oval şekilli ince ekmekler aslında geleneksel olarak tandırda pişiriliyormuş. Üzeri ise çatalla çiziliyor. Tarif şöyle:
Malzemeler
Kabil Pilavı (Quabeli Palau)
Pilavın en önemli özelliği baharatının bolluğu , kullanılan soğan miktarı da çok . Etin özellikle koyun -kuzu etinin fazla olduğu Afgan yemeklerinde sıvı yağ (mısır, zeytin, pamuk) kullanımı dikkatimi çekti.Ben et ve etsuyu hiç koymadım. Soğan miktarını da azalttım. Eh bu haliyle Afgan usulünden esinlenmiş farklı bir pilav çıktı ortaya tabii, ama orjinal baharat kullanımıyla geleneksel tadı yakalamaya çalıştım. Char masala pilav ve yemeklerde sıklıkla kullanılan Afganistan'a özgü bir baharat karışımı. Oldukça keskin kokulu.
Malzemeler
Geleneksel kıyafetler içerisinde Afganlı çocuklar...Afganistan 'a dair ve başkent Kabil 'le ilgili daha fazla fotoğraf için Photo Günce' ye bakabilirsiniz.
Çantadan çıkanlar:Çok keskin kokulu bir baharat ki ben kimyon diye düşündüm önce. Ama bir kaç çeşit baharatın karışımıymış.Torba içerisinde olduğu halde koku eve yayıldı.Ağır baharat kokusuna alışık olmadığımdan hemen ağzı kapalı cam kavanoza koydum.
Artık Afgan'lıların usulünde demlediğimiz çayımıza bir tane kakule tohumu atıyoruz. Kakulenin Afgan mutfağında önemli bir yeri var. Çay -kahveye hoş koku verdiği gibi kurabiye, pilav ve çöreklerde kullanılıyor.Mine (teatime )'a bakınız.
Yemişler, kabuklu çam fıstığı, küçücük ama çok tatlı kuru incir, çekirdeksiz ve bizdekilerden farklı tada sahip kuru üzüm.
Safran çantadan çıkmadı buradan almıştım ama tahmin edeceğiniz gibi Afgan mutfağında iyi bir yere sahip, pahalı bir baharat...
Merak edip , iki tarif denedim;
Afgan Ekmeği (Nan-i Afghani)
Bu küçük ekmekler gerçekten lezzetli oldu.Sık sık denenebilir, çocuklarım da sevdi. 9-11 cm uzunluğunda oval şekilli ince ekmekler aslında geleneksel olarak tandırda pişiriliyormuş. Üzeri ise çatalla çiziliyor. Tarif şöyle:
Malzemeler
- 1.5 su bardağı ılık su
- 7 gr. kuru maya
- 1 küp şeker
- 4 bardak un(tam buğday unu kullandım)
- 1/4 su bardağı zeytinyağı
- 1 yumurta sarısı
- üzerine serpiştirmek için çörek otu
- tuz
- Mayayı hamur kabına alıp 1.5 bardak suyun birazıyla ,şekeri ekleyip 10 dakika bekletin. Üzeri köpük köpük olup kabarınca, zeytinyağı katıp karıştırın.Un ve tuzu mayalı karışıma ekleyin.
- Kalan suyu da azar azar ekleyerek hamuru yoğurun gerekirse fazladan su ilave edin.Hafif ele yapışan bir hamur elde ettikten sonra 15 dakika dinlenmeye bırakın. Sonra tekrar yoğurun.Hamur elastik olunca üzerini kapatıp 1-1.5 saat mayalandırın.
- Mayalana hamuru 8 eşit parçaya bölüp , parçaları yuvarlayın.
- Her bir hamur topunu 9-10 cm uzunluğunda 1/2 cm kalınlığında oval şekil vererek açın.Üzerini çatalla çizin , yumurta sarısı sürüp, çörek otu serpiştirin. 190 derece fırında 25- 30 dakika pişirin.
Kabil Pilavı (Quabeli Palau)
Pilavın en önemli özelliği baharatının bolluğu , kullanılan soğan miktarı da çok . Etin özellikle koyun -kuzu etinin fazla olduğu Afgan yemeklerinde sıvı yağ (mısır, zeytin, pamuk) kullanımı dikkatimi çekti.Ben et ve etsuyu hiç koymadım. Soğan miktarını da azalttım. Eh bu haliyle Afgan usulünden esinlenmiş farklı bir pilav çıktı ortaya tabii, ama orjinal baharat kullanımıyla geleneksel tadı yakalamaya çalıştım. Char masala pilav ve yemeklerde sıklıkla kullanılan Afganistan'a özgü bir baharat karışımı. Oldukça keskin kokulu.
Malzemeler
- 2+1/2 su bardağı basmati pirinci
- 8 yemek kaşığı zeytinyağı
- 2 baş orta boy soğan
- doğranmış tavuk ya da koyun eti
- tuz , karabiber, kırmızı biber
- 2 adet havuç
- 120 gr kadarçekirdeksiz siyah üzüm
- 2 çay kaşığı char masala
- 1/2 - 1 çay kaşığı safran
- Basmati pirinci ılık suyla yarım saat ıslatın.
- Islattığınız pirinci birkaç kere yıkayarak beyaz suyunu akıtın. Tencereye ekleyin diğer malzemelerle birlikte kavurun .
- 2,5 su bardağı kaynar su koyup ağzını kapatın.Kısık ateşte suyunu çektirin.
- Tüm baharatlarla birlikte , safranı, tuzunu ve üzümleri ekleyin.
- Et eklemek isterseniz baharatlarla birlikte eti pişirip haşlanmış pirince karıştırıp demlendirin.
Geleneksel kıyafetler içerisinde Afganlı çocuklar...Afganistan 'a dair ve başkent Kabil 'le ilgili daha fazla fotoğraf için Photo Günce' ye bakabilirsiniz.
Perşembe, Mayıs 04, 2006
Patatesli Bakla
Geçen akşam , dolabımda bir yemeklik olmayacak miktarda bulunan baklayı patatesle pişirmeyi denedim, gerçekten lezzetli oldu. Bakla yemeğini dereotsuz düşünemediğim için , dereotunu bol bol kullandım. Sarımsak yiyebilenlere patatesli bakla yemeğinin üzerine sarımsaklı yoğurt gezdirmelerini şiddetle öneririm.
Malzemeler
- 300 gr bakla
- 2-3 orta boy patates
- 4-5 adet kiraz domates
- yarım su bardağı domates suyu
- 4 kaşık zeytinyağı
- 1 baş orta boy soğan
- 1 küçük demet dereotu
- Yeteri kadar tuz
Yapılışı
- Baklaları yıkayıp tıpkı yeşil fasulyede olduğu gibi ayıklayın, varsa kılçıklarını temizleyin.Patatesleri soyup kayık şeklinde doğrayın.
- Küçük küçük doğradığınız soğanları yağla birlikte tencereye alın ve tencerenin ağzını kapatarak kısık ateşte pişirin. Domates suyunu ekleyin, 1-2 taşım kaynatın. Baklaları iri değillerse bölmeden küçük domateslerle birlikte karışıma katın. Biraz pişirin. Patatesleri ekleyin. Pişmeye yakın ince doğradığınız dereotlarını koyun.Tuzunu ekleyin. Yemek piştikten sonra tencerenin ağzını açmayarak dinlenmeye bırakın.
Pazartesi, Mayıs 01, 2006
Satranç Pasta
Bugün eşimin doğum günü.Bana pasta yapmak için bir fırsat doğdu:)Satranç pasta çok orjinal, yıllar önce ilk defa bir yemek dergisinde görüp denemiştim, güzel olmuştu. Yalnız bu kez pastayı dikdörtgen prizması şeklinde yaptım.Cumartesi sabahı pandispanyaları pişirdim ve pastayı süsledim. Umduğumdan daha kısa sürede ortaya çıktı. Kutlamayı Pazar akşamı yaptığımız için , bugün yayınlayabiliyorum. Aynı pastayı Hatice (portakalağacı) daire şeklinde denemiş, buradan bakabilirsiniz.
Malzemeler
Pandispanya İçin
- 5 yumurta
- 5 ,5 kahve fincanı un
- 5 kahve fincanı şeker
- 1 fincan limon+su karışımı(yarım fincan limon suyu üzerine ılık su eklenerek 1 fincana tamamlanır)
- 1 kahve kaşığı kabartma tozu
- kakaolu pandispanya için 3 kaşık kakao
- kakolu pudingi tercih ettim siz farklı krema tarifleri deneyebilirsiniz
- 1,5 su bardağı süt
- 1,5 su bardağı su
- 5-6 kaşık dolusu şeker
- 4 kaşık dolusu buğday nişastası
- 4 kaşık (silme) kakao
Yapılışı
- Pandispanyaları hazırlamak için, yumurtaların beyazı ve sarısını ayrı ayrı çırpma kaplarına alın.Yumurta beyazlarını koyulaşana kadar çırpın, bir kenara koyun.Yumurta sarıları ile şekeri beyazlaşana kadar çırpın, limon+ su karışımını ekleyin, karıştırın.Çırpılarak katı hale getirilmiş yumurta beyazlarını ekleyin karıştırın.Unu ve kabartma tozunu eleyerek ekleyin ve kaşıkla karıştırın. Bu aşamada pandispanya hamurunu eşit olarak iki kaba bölün. Birine kakao ekleyin .Yağlanmış iki dikdörtgen kalıba(25 cm uzunluğunda borcam kalıp) kakaolu ve kakaosuz pandispanyaları dökün. Önceden ısıtılmış 175 C fırında pişirin. Kekler soğuyunca kalıptan çıkarın.
- Önce enlemesine ikiye sonra bu parçaları boylamasına 6 eşit şerit olarak kesin.şeritleri yarım su bardağı süt ile hafifçe ıslatın.
- Pişirdiğiniz kremayı şeritlerin birleşme yerlerine sürerek , şeritleri fotoğraftaki gibi yerleştirin ve birbirine yapıştırın. Üzerine kalan kremayı yayın.Pastayı 1-2 saat buzdolabında beklettikten sonra kurabiye kalıplarıyla marzipan hamurundan kestiğiniz parçalarla süsleyin.Birgece buzdolabında dinlendirdikten sonra ikram edin.
Pazar, Nisan 23, 2006
Bahçeden Merhaba
Bu yıl bahçe, Mart ayının ortasına kadar karla kaplıydı. Sonrasında bahçeden bahsedebilmek için nergislerin açmasını bekledim. Nergisler, boy atıp tomurcuk çıkarmalarına rağmen çiçek açmak için Nisan yağmurlarını bekledi.Doğrusu bu kadar bekledikten sonra altın renkli ve beyaz kocaman nergis çiçeklerini seyretmek insanı gerçekten mutlu ediyor.
Şimdi olduğu gibi, çok eskilerde, mesela Kleopatra zamanında da bu çiçekler çok popülermiş. Kleopatra , parlak altın sarısı- turuncu nergislerin yanında , uçuk renkli çiçeklere bakmazmış hiç.Nergis çiçeğinin mitolojide de yeri var.
Nergis , bakımı son derece kolay ve soğanları kendi kendine çoğalan bir bitki. İlk ektiğim soğanları Karadeniz'den getirmiştim. Bütün yaz ve kış toprağın altında uyuyup, baharda kocaman parlak çiçekleriyle "merhaba " diyen altın sarısı nergisler hiç gitmesin istiyorum aslında.
Bahçenin diğer renkli çiçeği kırmızı orman gülü, sümbüllerde açmak üzere.Beni en çok endişelendiren geçen haftaya kadar kuru bir sopa gibi duran Erguvan Ağacıydı. Sonbaharda dikilmişti ve kışın çok sert geçmesi sebebiyle kuruyabileceğini düşünmüştük. Neyseki üzerindeki minicik çiçek tomurcuğu hepimizi rahatlattı :)
Sebze Bahçesinde Durum
Sonbahar'da ektiğim ıspanak ve az miktarda havuç tohumları güneşi görünce topraktan çıkardılar başlarını.Ve beni şaşırtan durum, geçen İlkbahar'da ekilen marul, maydanoz , nane, yeşil soğan kendiliğinden büyüdü, yeniden ekmeye gerek kalmadı. Hava ısınınca sebze bahçesinin toprağını belleyerek havalandırdım. Geçen sene gübrelendiğinden yeni gübre eklemesi yapılmadı.Yabancı otlardan temizlemek için büyük gayret sarfettim ki yağmurla birlikte , yabani otlar, göz açıp kapayıncaya kadar ekim yapılacak alanda tekrar büyüyor.Patates ekimi için15 adet çillenmiş patates ile işe koyulduk. Ayşe ve Zeynep 'de bana yardım etmek üzere çapa ve kürekle toprağı kazmaya başladılar. Yaklaşık 15-20 cm'lik çukura bütün bir patatesi, çilli kısmı yukarı gelecek şekilde gömdük. 1 adet patatesten yaklaşık 1 kilo ürün alınıyormuş. 15 adet patatesi geniş aralıklarla ektik. Beklenen mahsül 15 kilo civarında. Kızlar havuç ekmek için sabırsızlanıyordu. Ben toprakla uğraşırken , onlarda kazdıkları çukura tüm havuç tohumlarını ekmiş ve kapatmışlar:). Neyse ki tohumları alabildiğimiz kadar alıp düzgün bir şekilde toprağa karıştırdık. Ama ben bu kadar çok havuç ekmek istemiyordum. Bakalım sonuç ne olacak.Özellikle patatesler, çiçeğini çok merak ediyorum. Heyecan verici süreç başladı...
Bahçeden Sofraya
Bahçede kendiliğinden büyüyen fotoğraftaki gibi 4-5 ebegümeci topluluğu var.Öbek öbek görüntüleri çok hoş , eflatun renkli çiçek açtıklarında da ayrı bir güzellik katıyorlar. Aslında koparmaya hiç kıyamıyordum ama yemek yapmak için heveslendim bir kere...
Havuçlu Lorlu Ebegümeci
Malzemeler
Şimdi olduğu gibi, çok eskilerde, mesela Kleopatra zamanında da bu çiçekler çok popülermiş. Kleopatra , parlak altın sarısı- turuncu nergislerin yanında , uçuk renkli çiçeklere bakmazmış hiç.Nergis çiçeğinin mitolojide de yeri var.
Nergis , bakımı son derece kolay ve soğanları kendi kendine çoğalan bir bitki. İlk ektiğim soğanları Karadeniz'den getirmiştim. Bütün yaz ve kış toprağın altında uyuyup, baharda kocaman parlak çiçekleriyle "merhaba " diyen altın sarısı nergisler hiç gitmesin istiyorum aslında.
Bahçenin diğer renkli çiçeği kırmızı orman gülü, sümbüllerde açmak üzere.Beni en çok endişelendiren geçen haftaya kadar kuru bir sopa gibi duran Erguvan Ağacıydı. Sonbaharda dikilmişti ve kışın çok sert geçmesi sebebiyle kuruyabileceğini düşünmüştük. Neyseki üzerindeki minicik çiçek tomurcuğu hepimizi rahatlattı :)
Sebze Bahçesinde Durum
Sonbahar'da ektiğim ıspanak ve az miktarda havuç tohumları güneşi görünce topraktan çıkardılar başlarını.Ve beni şaşırtan durum, geçen İlkbahar'da ekilen marul, maydanoz , nane, yeşil soğan kendiliğinden büyüdü, yeniden ekmeye gerek kalmadı. Hava ısınınca sebze bahçesinin toprağını belleyerek havalandırdım. Geçen sene gübrelendiğinden yeni gübre eklemesi yapılmadı.Yabancı otlardan temizlemek için büyük gayret sarfettim ki yağmurla birlikte , yabani otlar, göz açıp kapayıncaya kadar ekim yapılacak alanda tekrar büyüyor.Patates ekimi için15 adet çillenmiş patates ile işe koyulduk. Ayşe ve Zeynep 'de bana yardım etmek üzere çapa ve kürekle toprağı kazmaya başladılar. Yaklaşık 15-20 cm'lik çukura bütün bir patatesi, çilli kısmı yukarı gelecek şekilde gömdük. 1 adet patatesten yaklaşık 1 kilo ürün alınıyormuş. 15 adet patatesi geniş aralıklarla ektik. Beklenen mahsül 15 kilo civarında. Kızlar havuç ekmek için sabırsızlanıyordu. Ben toprakla uğraşırken , onlarda kazdıkları çukura tüm havuç tohumlarını ekmiş ve kapatmışlar:). Neyse ki tohumları alabildiğimiz kadar alıp düzgün bir şekilde toprağa karıştırdık. Ama ben bu kadar çok havuç ekmek istemiyordum. Bakalım sonuç ne olacak.Özellikle patatesler, çiçeğini çok merak ediyorum. Heyecan verici süreç başladı...
Bahçeden Sofraya
Bahçede kendiliğinden büyüyen fotoğraftaki gibi 4-5 ebegümeci topluluğu var.Öbek öbek görüntüleri çok hoş , eflatun renkli çiçek açtıklarında da ayrı bir güzellik katıyorlar. Aslında koparmaya hiç kıyamıyordum ama yemek yapmak için heveslendim bir kere...
Havuçlu Lorlu Ebegümeci
Malzemeler
- 1/2 kilo ebegümeci
- 1-2 havuç
- 1 adet küçük boy kuru soğan
- 1-2 diş sarımsak
- 1 tatlı kaşığı salça
- 1 /4 su bardağı bulgur
- 1 çorba kaşığızeytinyağı
- 1 su bardağı su
- tuz karabiber
- üzerine serpiştirmek için lor peyniri parçaları
- süslemek için taze nane yaprakları
- Ebegümecini ayıklayıp yıkayın.
- İnce doğradığınız soğanı zeytinyağı ile tencereye koyup , kısık ateşte , tencerenin ağzı kapalı olarak pişirin. Sarımsakları, salçayı ,dilim dilim doğradığınız havuçları ilave edin, kendi suyunda pişirin.Son olarak bulgurla birlikte ebegümecileri ekleyin, suyunu koyun, kısık ateşte suyunu çekene kadar pişirin.tuzunu , karabiberini ekleyin
- Servis tabağına alıp üzerine lor peyniri serpiştirin, nane yaprakları ile süsleyin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)