Ege Bölgesinin geleneksel lezzetlerinden manlama bizim evde sevildi. Orjinalinde iç harç ,kıyma ile yapılıyor ama ben patates kullandım.
MANLAMA
İki kişilik
Malzemeler
Hamuru için:
*2 su bardağı un,
*2 çorba kaşığı süt,
*2 çorba kaşığı zeytinyağı
* tuz
*1.5 çay bardağı su
İçi İçin:
*5-6 adet haşlanmış ve rendelenmiş patates
*1 baş orta boy soğan(ince doğranmış)
*2 adet biber
*yarım demet maydanoz
* 4 yemek kaşığı zeytinyağı
*karabiber , pul biber, tuz
Yapılışı
İç malzemeyi tavaya alarak zeytinyağı ile kavurun, iyice pişmesini sağlamak için ağzını kapatarak kısık ateşte bir süre demlendirin.Soğuması için bir kenara alın. Hamuru hazırlamak için , un , süt , zeytinyağını karıştırın. Suyu azar azar ekleyerek kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edin. İki parçaya bölün. Mümkün olduğu kadar ince açarak ortasına iç harçtan yayın kare şeklinde kapatarak teflon tavada her iki tarafını kızartın. Servis tabağına aldıktan sonra küçük karaler halinde dilimleyin. Üzerine sarımsaklı yoğurt dökün ve zeytinyağında ısıtılmış pul biber gezdirin. Afiyet olsun.
Salı, Mart 20, 2007
Çarşamba, Mart 07, 2007
Gülümseyen Bir Kadın
8 Mart 2007 Türkiye' sinde kadın , şiddet , töre cinayetleri, okur yazar oranının yetersizliği ile gündemde. Tüm bu sorunların kaynağı ne?Hakim güç erkekler mi, eğitimsizlik mi yoksa bizzat kadının kendisi mi . Kadın , dünya nüfusunun yarısını oluşturan insan topluluğudur ve insanca yaşama hakkına sahip olmalıdır.Evet kadın denilen cinsiyet önce insandır. Belki tüm sorunların çözümü ona insan kimliğini verebilmekte.
İşte objektifime takılan bir kadın: Evine , çocuğuna , kocasına , kayınvalide kayınpederine bakan evini geçindiren ailesinin direği bir kadın... Hikayesini okuyun...
Geçen yaz bir dağ köyünde rastladım ona...Sırtında yüküyle ilerliyorken tanıştık, biraz sohbetten sonra fotoğrafını çekebilir miyim ? dedim."Ben süsleneyim , güzel kıyafetimi giyinip geleyim öyle çek fotoğrafımı" dedi. Tamam dedim ama sonra mümkün olmadı Onun istediği fotoğrafı çekmek. 11 çocuklu çok yoksul bir ailenin kızıymış. İlkokulu bitirmiş. Öğretmeni "sen çok zekisin oku, benim gibi öğretmen ol " demiş ama babası parasızlık nedeniyle daha fazla okutamamış ve erken yaşta evlendirmiş. Kendini bildi bileli dur durak demeden çalışıyor. 15 kadar büyük baş hayvanı var. Hayvanların yaz kış hertürlü bakımı ona ait. Sütünü sağıyor, yemliyor , ahırı temizliyor. Sütten peynir, yoğurt, yağ yapıyor, satıyor. Kalan sütü fabrika alıyor. Bahçe işleri ve evin tahmin edeceğiniz tüm işleriyle ilgileniyor.Ekmeğini, yufkasını kendi pişiriyor.Ekmek yapmak bir zorunluluk, bizler gibi keyif için uğraşmıyor, çünkü yakınında ekmek satan bir yer yok.
Sobası için odununu yazın ormandan topluyor kış için biriktiriyor. Fotoğrafta taşıdığı odunları çamaşır yıkamak için toplamış. Önce ateş yakıyor çeşmenin yakınına, sonra içi su dolu büyük bir kazanı ateşe oturtuyor. Çamaşırları odunla döve döve kazandan aldığı sıcak suyla yıkıyor.Kocası geçici orman işçisi. Bir oğlu var , tek isteği onu okutmak ."Evde daima kocamın sözü geçer , herşey onun istediği gibi olur" diyor.Sorduğum zaman psikolojik şiddet gördüğünü kalbinin sık sık kırıldığını itiraf ediyor. Sorumluluğu çok ama herşeye rağmen aç açıkta kalmadığı için şükrediyor ... Mutlu musun diyorum , "Mutluyum çünkü , ihtiyacım olan herşeye sahibim "diyor gülümseyerek.
İşte objektifime takılan bir kadın: Evine , çocuğuna , kocasına , kayınvalide kayınpederine bakan evini geçindiren ailesinin direği bir kadın... Hikayesini okuyun...
Geçen yaz bir dağ köyünde rastladım ona...Sırtında yüküyle ilerliyorken tanıştık, biraz sohbetten sonra fotoğrafını çekebilir miyim ? dedim."Ben süsleneyim , güzel kıyafetimi giyinip geleyim öyle çek fotoğrafımı" dedi. Tamam dedim ama sonra mümkün olmadı Onun istediği fotoğrafı çekmek. 11 çocuklu çok yoksul bir ailenin kızıymış. İlkokulu bitirmiş. Öğretmeni "sen çok zekisin oku, benim gibi öğretmen ol " demiş ama babası parasızlık nedeniyle daha fazla okutamamış ve erken yaşta evlendirmiş. Kendini bildi bileli dur durak demeden çalışıyor. 15 kadar büyük baş hayvanı var. Hayvanların yaz kış hertürlü bakımı ona ait. Sütünü sağıyor, yemliyor , ahırı temizliyor. Sütten peynir, yoğurt, yağ yapıyor, satıyor. Kalan sütü fabrika alıyor. Bahçe işleri ve evin tahmin edeceğiniz tüm işleriyle ilgileniyor.Ekmeğini, yufkasını kendi pişiriyor.Ekmek yapmak bir zorunluluk, bizler gibi keyif için uğraşmıyor, çünkü yakınında ekmek satan bir yer yok.
Sobası için odununu yazın ormandan topluyor kış için biriktiriyor. Fotoğrafta taşıdığı odunları çamaşır yıkamak için toplamış. Önce ateş yakıyor çeşmenin yakınına, sonra içi su dolu büyük bir kazanı ateşe oturtuyor. Çamaşırları odunla döve döve kazandan aldığı sıcak suyla yıkıyor.Kocası geçici orman işçisi. Bir oğlu var , tek isteği onu okutmak ."Evde daima kocamın sözü geçer , herşey onun istediği gibi olur" diyor.Sorduğum zaman psikolojik şiddet gördüğünü kalbinin sık sık kırıldığını itiraf ediyor. Sorumluluğu çok ama herşeye rağmen aç açıkta kalmadığı için şükrediyor ... Mutlu musun diyorum , "Mutluyum çünkü , ihtiyacım olan herşeye sahibim "diyor gülümseyerek.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)