Perşembe, Aralık 31, 2009
Zencefilli Yeni Yıl Muffins (Ginger Muffins)
Sağlıklı , mutlu , dileklerimizin gerçekleştiği bir yıl olsun... Sevgilerimle...
Ginger Muffins
Malzemeler:
-2 cup un
-2 yumurta , oda ısısında
-1 çay kaşığı dolusu zencefil
-1/3 cup zeytinyağı
-2/3 cup esmer şeker
- 2 yemek kaşığı hindistancevizi
-2/3 cup ılık süt
-yarım paket kabartma tozu
-12 adet muffin kalıbı
-süslemek için ahududu
- Krem şanti
Yaplışı:
1.Yumurta ve şekeri hamur kabında, en az 10 dakika çırpın.
2. Süt ve zeytinyağını ekleyip karıştırın.
3. Zencefil ve hindistancevizini koyup homojen bir karışım elde edin.
4. Un ve kabartma tozunu koyup karışımı tahta kaşıkla karıştırdıktan sonra yağlanmış kalıplara paylaştırın.
5. 180 C de 25 dakika pişirin. Soğuduktan sonra tepe kısımlarından kesip krema sürün ve kapatın. En üst kısma da krema koyarak süsleyin.
Cumartesi, Aralık 05, 2009
Parathas : Bol Baharatlı Hint Gözlemesi
Gözleme , insanlık varolduğundan beri yapılıyor olabilir mi?
Doğudan batıya , pek çok yemek kültüründe ,değişik iç malzemelerle , kızartılarak veya tavada, sacda pişirilen adı farklı olsa da, doyurucu ve lezzetli olduğu için hep sevilen, kare , üçgen, yuvarlak , kıtır ya da yumuşak "gözlemelere " rastlamak mümkün. Hint gözlemesine " Parathas " deniyor. Bizimkinden farkı temelde daha bahartlı olması ve özellikle taze ve öğütülmüş kişnişin bol kullanılması. Kimyon, zencefil ve acı biberi unutmayalım. Karnabaharın ve turpun iç malzeme olarak kullanılması da , farklı tat arayanlar için tarifi denemeye değer kılıyor.
Taze kişnişe dikkat! Hiç denemediyseniz sevmeyebilirsiniz. Ayrıca şehirlerde yaşayanlar için kolay ulaşılır bir ot değil. Toz kişniş , kimyon ve zencefil kullanımı yeteri kadar fark yaratıyor zaten.
Malzemeler:
1 cup=250 ml su bardağı
Hamuru İçin:
-1 cup beyaz un
- 1 cup tam buğday unu veya kepekli un
-1/2 çay kaşığı tuz
-2 çorba kaşığı zeytinyağı
-1 /2 cup su ( gerekirse daha fazla)
Patatesli İç İçin:
-3 orta boy patates , haşlanmış
- 1 çay kaşığı kişniş
- 1/4 çay kaşığı acı pul biber
-1 çay kaşığı kimyon
- bir tutam taze kişniş yaprağı ( seviyorsanız)
-tuz
-1 küçük soğan , ince doğranmış ve yağda çevrilmiş
Karnabaharlı İç İçin:
-1 adet orta boy karnabahar , haşlanmış ezilmiş
-1 çay kaşığı kişniş
-1 çay kaşığı kırmızı biber
- taze kişniş yaprakları
-tuz
--1 adet soğan ve 1-2 diş sarımsak , ince doğranmış ve yağda çevrilmiş
Turplu İç İçin:
-3 -4 adet turp , rendelenmiş
- tuz
-taze kişniş
- 1 çay kaşığı acı pul biber
-1 çay kaşığı zencefil
Gözlemeleri kızartmak için zeytinyağı
Yapılışı
1. İstediğiniz iç malzemeyi hazırlayarak bir kenara koyun.
2. Yoğurma kabına unları ve tuzu alarak yağ ile karıştırın. Su ekleyerek , yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğurun.
3. Hamuru 12 eşit parçaya bölün.
4. Her parçayı yaklaşık 16 cm çapında yuvarlak olarak açın.
5. 6 adet yuvarlak hamura hazırladığınız içi sürün .
6. Kalan diğer 6 yuvarlağı iç sürülmüş yuvarlakların üzerine kapatarak, kenarlarını yapıştırın. İşte "Parathas " hazır.
7. Yağda kızartarak servis yapın.
Pazartesi, Kasım 30, 2009
İrlanda Soda Ekmeği ve Kırmızı Patates Salatası
İrlanda mutfak kültürünün ayrılmaz bir parçası ekmek ve patates. Öyle ki ülke tarihi , " Patates kıtlığı " diye anılan, uçsuz bucaksız patates tarlalarını yok eden talihsizliğin geri döndürülemez yaralarıyla doludur. Patates İrlanda' da bugün de çorbadan , tatlıya pek çok tarifin içinde ve önemini korumakta...
İrlanda soda ekmeği herhalde yapımı en çabuk ve kolay tarif olma özelliğini taşıyor. Mayalama derdi yok. Hamuru yoğurup pişiriyorsunuz, kabarık ve dolgun bir ekmeğiniz oluyor.
Tek sorun ekmeğin çabuk kuruması ve kabuğunun sert olması. Pişirme sırasında fırın içerisine , küçük bir kasede su konursa , suyun buharı , ekmeğin sertleşmesini önler.
Patates biraz zeytinyağı , baharat ve otla birlikte vazgeçilmez bir yiyecek .
1 cup= 250 ml su bardağı
Malzemeler
- 2 cup kepekli un veya tam buğday unu
-2 cup beyaz un
-1 çay kaşığı tuz
-1 çay kaşığı karbonat
-2 cup buttermilk
Buttermilk Nasıl Hazırlanır?
1 cup süt içine 1 yemek kaşığı limon suyu ekleyin ve biraz bekleyin.Buttermilk hazır.
Yapılışı
1.Tüm malzemeleri karıştırarak yumuşak bir hamur elde edin.Hamur cuvık olursa bir miktar un ekleyebilirsiniz.
2. Unladığınız tezgahta hamuru yuvarlayın.
3. Yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye hamuru yerleştirin.
4. Ekmek hamurunuzun üzerine derin bir çarpı işareti ya da kesik atmayı ihmal etmeyin. Ekmeğin kolayca kabarabilmesi için bu önemli. Pişirmeden önce hamurun üzerini fırça yardımıyla sütle ıslatın.
5. 230 C fırnda 50 -60 dakika pişirin.
Kırmızı patatesleri , cumartesi günleri kurulan Çayyolu pazarında buldum.Pazarlarda değişik patatesler bulamıyoruz. İki çeşit patates biliyoruz, haşlamalık ve kızartmalık. Bazen Niğde ve Nevşehir diye de satarlar. Ankara pazarlarında durum bu...
İrlanda soda ekmeği herhalde yapımı en çabuk ve kolay tarif olma özelliğini taşıyor. Mayalama derdi yok. Hamuru yoğurup pişiriyorsunuz, kabarık ve dolgun bir ekmeğiniz oluyor.
Tek sorun ekmeğin çabuk kuruması ve kabuğunun sert olması. Pişirme sırasında fırın içerisine , küçük bir kasede su konursa , suyun buharı , ekmeğin sertleşmesini önler.
Patates biraz zeytinyağı , baharat ve otla birlikte vazgeçilmez bir yiyecek .
1 cup= 250 ml su bardağı
Malzemeler
- 2 cup kepekli un veya tam buğday unu
-2 cup beyaz un
-1 çay kaşığı tuz
-1 çay kaşığı karbonat
-2 cup buttermilk
Buttermilk Nasıl Hazırlanır?
1 cup süt içine 1 yemek kaşığı limon suyu ekleyin ve biraz bekleyin.Buttermilk hazır.
Yapılışı
1.Tüm malzemeleri karıştırarak yumuşak bir hamur elde edin.Hamur cuvık olursa bir miktar un ekleyebilirsiniz.
2. Unladığınız tezgahta hamuru yuvarlayın.
3. Yağlı kağıt serdiğiniz tepsiye hamuru yerleştirin.
4. Ekmek hamurunuzun üzerine derin bir çarpı işareti ya da kesik atmayı ihmal etmeyin. Ekmeğin kolayca kabarabilmesi için bu önemli. Pişirmeden önce hamurun üzerini fırça yardımıyla sütle ıslatın.
5. 230 C fırnda 50 -60 dakika pişirin.
Kırmızı patatesleri , cumartesi günleri kurulan Çayyolu pazarında buldum.Pazarlarda değişik patatesler bulamıyoruz. İki çeşit patates biliyoruz, haşlamalık ve kızartmalık. Bazen Niğde ve Nevşehir diye de satarlar. Ankara pazarlarında durum bu...
Perşembe, Kasım 26, 2009
Çok Pratik ve Şık Bir Ev Böreği: Katlı Üçgen Börek
Merhaba arkadaşlar , bayram öncesi bu tarifi sizlerle paylaşmak istedim .
Hazır ürünler almak yerine , kendi yaptığım yiyecekleri misafirlerime ikram etmek her zaman tercihim olmuştur.
Bu tarif bana çok pratik geldi . Çay bardağı ölçüsüyle hamuru çabucak hazırlayabilirsiniz. Hamuru hemen açıp 5-6 cm lik şeritler kesip ,ucuna koyacağınız malzeme ile üçgen şekli verip pişirebilirsiniz. Şeritlere tereyağı sürüldüğünde, içi kat kat oluyor. Gerçekten lezzetli ve görüntüsüyle de şık bir börek. Yani tam misafire göre. Malzemeler 24 adet börek içindir.
Herkese afiyetle geçirecekleri iyi bir bayram diliyorum.
Malzemeler:
-1 çay bardağı su
-1 çay bardağı sulu yoğurt
-1 çay bardağı zeytinyağı (veya diğer sıvı yağlar)
-1 çay kaşığı tuz
-1 çorba kaşığı dolusu limon suyu
-3-3,5 su bardağı un (paşabahçenin normal su bardağı)
-Şeritlere sürmek için 2-3 kaşık eritilmiş tereyağı
İç Malzeme:
Kıymalı İç İçin: 200 gr kadar kıyma, 1 küçük soğan, 1 tutam maydanoz, karabiber
soğan ve kıyma kavrulur, ince doğranmış maydanozla karıştırılır.
Peynirli İç İçin: Peynir ezilerek ince kıyılmış maydanozla karıştırılır.Böreğin üzerine sürülen yumrta sarısının beyazını peynirli içe karıştırabilirsiniz.
Yapılışı:
- Öncelikle dilediğiniz iç malzemeyi hazırlayıp bir kenara koyun.
- Hamur yoğurma kabında, un hariç diğer malzemeleri karıştırın.Unu yavaş yavaş yoğurarak ekleyin.Kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde etmelisiniz.
-Hamuru 6 parçaya bölüp, zamanınız varsa yarım saat dinlendirin.
- Her bir parçayı teker teker açın. Açtığınız hamuru 3 şerit halinde kesip,her bir şeride tereyağı sürün, ucuna malzemeyi koyup , üçgen şeklinde sarın.Şeritler 6 cm genişliğinde 25 cm uzunluğunda olabilir.
Böreğin sarılışını videoda izleyebilirsiniz:
Ben çekim yaparken tek elimle sarmak zorunda kaldım :) İki elle bu kadar yavaş sarılmıyor.
-Tepsiye yerleştirdiğiniz böreklerin üzerine yumurta sarısı sürün.
- Fırınınız fanlıysa 230 C derece yarım saat pişirmeniz yeterli.
Tarif için Esen Kayır 'a teşekkürler.
Hazır ürünler almak yerine , kendi yaptığım yiyecekleri misafirlerime ikram etmek her zaman tercihim olmuştur.
Bu tarif bana çok pratik geldi . Çay bardağı ölçüsüyle hamuru çabucak hazırlayabilirsiniz. Hamuru hemen açıp 5-6 cm lik şeritler kesip ,ucuna koyacağınız malzeme ile üçgen şekli verip pişirebilirsiniz. Şeritlere tereyağı sürüldüğünde, içi kat kat oluyor. Gerçekten lezzetli ve görüntüsüyle de şık bir börek. Yani tam misafire göre. Malzemeler 24 adet börek içindir.
Herkese afiyetle geçirecekleri iyi bir bayram diliyorum.
Malzemeler:
-1 çay bardağı su
-1 çay bardağı sulu yoğurt
-1 çay bardağı zeytinyağı (veya diğer sıvı yağlar)
-1 çay kaşığı tuz
-1 çorba kaşığı dolusu limon suyu
-3-3,5 su bardağı un (paşabahçenin normal su bardağı)
-Şeritlere sürmek için 2-3 kaşık eritilmiş tereyağı
İç Malzeme:
Kıymalı İç İçin: 200 gr kadar kıyma, 1 küçük soğan, 1 tutam maydanoz, karabiber
soğan ve kıyma kavrulur, ince doğranmış maydanozla karıştırılır.
Peynirli İç İçin: Peynir ezilerek ince kıyılmış maydanozla karıştırılır.Böreğin üzerine sürülen yumrta sarısının beyazını peynirli içe karıştırabilirsiniz.
Yapılışı:
- Öncelikle dilediğiniz iç malzemeyi hazırlayıp bir kenara koyun.
- Hamur yoğurma kabında, un hariç diğer malzemeleri karıştırın.Unu yavaş yavaş yoğurarak ekleyin.Kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde etmelisiniz.
-Hamuru 6 parçaya bölüp, zamanınız varsa yarım saat dinlendirin.
- Her bir parçayı teker teker açın. Açtığınız hamuru 3 şerit halinde kesip,her bir şeride tereyağı sürün, ucuna malzemeyi koyup , üçgen şeklinde sarın.Şeritler 6 cm genişliğinde 25 cm uzunluğunda olabilir.
Böreğin sarılışını videoda izleyebilirsiniz:
Ben çekim yaparken tek elimle sarmak zorunda kaldım :) İki elle bu kadar yavaş sarılmıyor.
-Tepsiye yerleştirdiğiniz böreklerin üzerine yumurta sarısı sürün.
- Fırınınız fanlıysa 230 C derece yarım saat pişirmeniz yeterli.
Tarif için Esen Kayır 'a teşekkürler.
Perşembe, Kasım 19, 2009
Londra'da Alışveriş, Nerede?Nasıl?
Londra'nın sanat - kültür başkenti olmasının yanı sıra ,dünyanın en önemli - ve pahalı alışveriş merkezlerinden biri sayılması, alışveriş düşkünü olmasanızda mağazalara kayıtsız kalamayacağınız anlamına geliyor. Müzeleri gezerken , bazı mağazaları da müze niyetine adımlıyorsunuz. Sokaklarda , alışveriş mekanlarında vakit geçirirken , buradaki insanlar nasıl yaşıyor konusunda da ipuçları edinebilmek mümkün.
Londra'ya geldiğimiz gün otelimize yerleştikten sonra hemen metroya koşup Gloucester istasyonundan, Piccadilly Circus'a ulaştık. Gecenin karanlığında ışıl ışıl bir meydan. Küçük Eros heykeli çevresinde bekleşen insanlar , yerler izmarit dolu . Reklam panolarının renkleriyle cadde boyunca gidip gelen kalabalık Shaftesbury ' e doğru ilerliyor.
Biz Regent Street'e doğru gittik, gece oldukça tenhaydı. Ama gündüz çok canlı ve kalabalık. Türkiye'de olan markaların- Zara Home, Habitat, Burberry, Champer, Godiva - yanı sıra , Hamleys , Liberty ve National Geographic mağazaları görülmeye değer. Ayrıca cadde üstünde Çin ve İngiliz porselen çay takımlarının satıldığı bir dükkan var ki buradaki ürünler yıllar öncesinde Türkiye 'de sosyete -semt pazarlarında satılırdı. Çiçek desenli bardaklar ve çaydanlıklar meraklılara ilginç gelebilir.
Hamleys, Regent Street 'te bulunan 7 katlı , her katı tıka basa oyuncak dolu bir mağaza. Her yaş çocuk , hatta büyük olup çocuk ruhlu olanlarda kendileri için fazlasıyla birşeyler bulabilir. Özellikle kızlara ayrılmış olan pembe bir kat var.
Liberty , Regent Street ' de müze niyetine gezilebilecek bir mağaza. Ben mimarisine hayran kaldım.1875 yılında açılmış .
Liberty'de çok şık tasarım kıyafetler var. Özellikle kordela, kumaş, diki-nakış, iplik gibi elişine yönelik malzemelerin bulunduğu kat, daha önce görmediğim çeşitlilikte ürün içerdiğinden dolayı benim için etkileyiciydi.
Regent Street , pek çok mağazanın bulunduğu bir başka cadde ile , Oxford Street 'le kesişiyor. Regent Street 'ten Oxford Street 'e geldiğinizde inanılmaz bir kalabalıkla karşılaşırsanız şaşırmayın. Oxford Street 'in Tottenham Court 'a doğru uzanan bölümünde ilgiç bir şey bulamadım. Diğer bölüm yani Hyde Park tarafına uzanan kısımda ise müthiş mağazalar var.
1 GBP =2,5 TL olduğu düşünülürse, Londra 'da alışveriş yapmak kolay değil. Türkiye 'den daha uygun fiyatlı ürünler , özellikle tekstilde bulmak nerededeyse imkansız derken, işte Oxford Street 'in Hyde Park 'a yakın kısmında Primark a rastladık. Burada gerçekten kaliteli ama çok ucuz fiyata her çeşit giyim eşyası var. Kasalarda ise uzun kuyruklar. Bu mağazada Türkçe konuşan müşterilere rastlamanız da fazlasıyla mümkün.
John Lewis Oxford Street 'te en sevdiğim mağaza oldu. Bu aydınlatmayı orada buldum, çok beğendim ama maalesef satın alamadım. :( Aklım kaldı. House of Fraser , Selfriges , BHS geze geze bitmeyecek , çok büyük mağazalar.
Londra'dan alınacak en uygun şey : Kitap
Çok kaliteli yemek kitapları , çocuk kitapları , dergiler, popüler romanlar, değişik konularda kitapları, Türkiye 'den daha uygun fiyata edinmeniz mümkün. Bavuluma sığdığı kadar kitap aldım. Hatta yetmedi havaalanında bile almaya devam ettim. Büyük mağazaların kitap reyonlarından, Oxford, Soho , Nothing Hill bölgelerindeki kitapçılardan, müzelerin alışveriş yerlerinden iyi kitaplar seçilebilir.
İşte Harrods ! Vakit geçirmek için çok zaman ve alışveriş içinse bavullar dolusu para gerektiren yer. Kapıdan girer girmez 5000 GBP lik çantalar karşıladı bizi. Knightsbridge en zenginlerin alışveriş yaptığı bölge. Lükse düşkünlüğün açıkça görüldüğü bir adres burası. Harrods'da tüm katları gezemeyeceğimizi anladıktan sonra, alt katta yer alan yiyecek -şarküteri kısmını keşfedebildik.
Dünyanın dört bir tarafından gelmiş yiyecekler , meyveler , hazır yemekler, şarküteri , et , balık bölümü inanılmaz zengin.Tariş' in zeytinyağını görmek ise ayrı bir mutluluk.
Harrods 'da küçük bir sepet physalis 1 pound. İşte alabildiğim tek şey:)
Harrods yiyecek reyonunda regarenk , kavanozlar dolusu şekerler... Mutfak eşyaları bölümünü de gezmeden çıkmadım. Elime bir Harrods kartı tutuşturdular , dünyanın neresinde olursanız olun istediğinizi gönderiyorlarmış.
Şimdi Kensington High St deyiz. High Street Kensington durağında inip buradaki Mark & Spencer 'a uğrayın. Oxford Street de de büyük bir Mark & Spencer bulunuyor. Türkiye'ye göre ürün çeşitliliği ve fiyat farklılığı var. Ayrıca bol bol hazır yiyeceklerin satıldığı market mağazaları da sokaktaki insanın nelerle beslendiğini görmek açısından incelenebilir.Londralıların evde yemek pişirmediği kesin. Mark &Spencer ,Tesco ve Waitrose hazır yiyeceklerin satıldığı marketler. Yemekler , salatalar paketlenmiş. Bu marketlerde vakitin nasıl geçtiğini anlamıyor insan. Güzel yemek kitapları da satılıyor.
India Jane şık ev eşyaları, aydınlatma, mutfak malzemeleri , ev aksesuarları satan bir mağaza. Oldukça pahalı ve hoş. Kensington High Street te , Laura Ashley de görebilirsiniz. Türkiye 'deki mağazalardan daha ucuz buradaki , indirim de var.
Alışverişin bir diğer adresi Apple Maket , Covent Garden bölgesinde . Haftasonları çok kalabalık ve eğlenceli bir yer. İnsanlar kendi ürettikleri ürünleri sattıyor. Fiyatlar uygun ve beğenirseniz pazarlık yapmayı ihmal etmeyin.
Marketin alt katında bulunan iki dükkanı sevdim. Biri değişik krem rengi ferforje hediyelik eşyaların satıldığı dükkan , diğeri rengarenk cupkeklerin sergilendiği butik.
İngilizlerin kayda değer bir yemek kültürü olduğunu söyleyemeyeceğim. İngilizlere özgü kek, puding, reçel , marmelat türü yiyecekler çok güzel özellikle kek ve pudingle ilgili pek çok kitap da mevcut. Kahvaltıda yağda yumurta , pastırma, haşlanmış fasulye yeniyor. Türk , İtalyan , Hint, Fransız ve Çin mutfaklarına sıklıkla rastlamak mümkün . Özellikle Hint ve Arap mutfağı çok yaygın..
Gezi notları tutmayı yaptıklarımı, gördüklerimi unutmamak için önemsiyorum. Diğer yandan bir yolculuğa çıkmadan önce , özellikle "Gördüklerini ayrıntısıyla paylaşan kişisel günlükler" den çok faydalanıyorum.Kısaca hem unutmamak hem de belki faydalı olmak amacıyla bu yazdıklarım.
Londra'ya geldiğimiz gün otelimize yerleştikten sonra hemen metroya koşup Gloucester istasyonundan, Piccadilly Circus'a ulaştık. Gecenin karanlığında ışıl ışıl bir meydan. Küçük Eros heykeli çevresinde bekleşen insanlar , yerler izmarit dolu . Reklam panolarının renkleriyle cadde boyunca gidip gelen kalabalık Shaftesbury ' e doğru ilerliyor.
Biz Regent Street'e doğru gittik, gece oldukça tenhaydı. Ama gündüz çok canlı ve kalabalık. Türkiye'de olan markaların- Zara Home, Habitat, Burberry, Champer, Godiva - yanı sıra , Hamleys , Liberty ve National Geographic mağazaları görülmeye değer. Ayrıca cadde üstünde Çin ve İngiliz porselen çay takımlarının satıldığı bir dükkan var ki buradaki ürünler yıllar öncesinde Türkiye 'de sosyete -semt pazarlarında satılırdı. Çiçek desenli bardaklar ve çaydanlıklar meraklılara ilginç gelebilir.
Hamleys, Regent Street 'te bulunan 7 katlı , her katı tıka basa oyuncak dolu bir mağaza. Her yaş çocuk , hatta büyük olup çocuk ruhlu olanlarda kendileri için fazlasıyla birşeyler bulabilir. Özellikle kızlara ayrılmış olan pembe bir kat var.
Liberty , Regent Street ' de müze niyetine gezilebilecek bir mağaza. Ben mimarisine hayran kaldım.1875 yılında açılmış .
Liberty'de çok şık tasarım kıyafetler var. Özellikle kordela, kumaş, diki-nakış, iplik gibi elişine yönelik malzemelerin bulunduğu kat, daha önce görmediğim çeşitlilikte ürün içerdiğinden dolayı benim için etkileyiciydi.
Regent Street , pek çok mağazanın bulunduğu bir başka cadde ile , Oxford Street 'le kesişiyor. Regent Street 'ten Oxford Street 'e geldiğinizde inanılmaz bir kalabalıkla karşılaşırsanız şaşırmayın. Oxford Street 'in Tottenham Court 'a doğru uzanan bölümünde ilgiç bir şey bulamadım. Diğer bölüm yani Hyde Park tarafına uzanan kısımda ise müthiş mağazalar var.
1 GBP =2,5 TL olduğu düşünülürse, Londra 'da alışveriş yapmak kolay değil. Türkiye 'den daha uygun fiyatlı ürünler , özellikle tekstilde bulmak nerededeyse imkansız derken, işte Oxford Street 'in Hyde Park 'a yakın kısmında Primark a rastladık. Burada gerçekten kaliteli ama çok ucuz fiyata her çeşit giyim eşyası var. Kasalarda ise uzun kuyruklar. Bu mağazada Türkçe konuşan müşterilere rastlamanız da fazlasıyla mümkün.
John Lewis Oxford Street 'te en sevdiğim mağaza oldu. Bu aydınlatmayı orada buldum, çok beğendim ama maalesef satın alamadım. :( Aklım kaldı. House of Fraser , Selfriges , BHS geze geze bitmeyecek , çok büyük mağazalar.
Londra'dan alınacak en uygun şey : Kitap
Çok kaliteli yemek kitapları , çocuk kitapları , dergiler, popüler romanlar, değişik konularda kitapları, Türkiye 'den daha uygun fiyata edinmeniz mümkün. Bavuluma sığdığı kadar kitap aldım. Hatta yetmedi havaalanında bile almaya devam ettim. Büyük mağazaların kitap reyonlarından, Oxford, Soho , Nothing Hill bölgelerindeki kitapçılardan, müzelerin alışveriş yerlerinden iyi kitaplar seçilebilir.
İşte Harrods ! Vakit geçirmek için çok zaman ve alışveriş içinse bavullar dolusu para gerektiren yer. Kapıdan girer girmez 5000 GBP lik çantalar karşıladı bizi. Knightsbridge en zenginlerin alışveriş yaptığı bölge. Lükse düşkünlüğün açıkça görüldüğü bir adres burası. Harrods'da tüm katları gezemeyeceğimizi anladıktan sonra, alt katta yer alan yiyecek -şarküteri kısmını keşfedebildik.
Dünyanın dört bir tarafından gelmiş yiyecekler , meyveler , hazır yemekler, şarküteri , et , balık bölümü inanılmaz zengin.Tariş' in zeytinyağını görmek ise ayrı bir mutluluk.
Harrods 'da küçük bir sepet physalis 1 pound. İşte alabildiğim tek şey:)
Harrods yiyecek reyonunda regarenk , kavanozlar dolusu şekerler... Mutfak eşyaları bölümünü de gezmeden çıkmadım. Elime bir Harrods kartı tutuşturdular , dünyanın neresinde olursanız olun istediğinizi gönderiyorlarmış.
Şimdi Kensington High St deyiz. High Street Kensington durağında inip buradaki Mark & Spencer 'a uğrayın. Oxford Street de de büyük bir Mark & Spencer bulunuyor. Türkiye'ye göre ürün çeşitliliği ve fiyat farklılığı var. Ayrıca bol bol hazır yiyeceklerin satıldığı market mağazaları da sokaktaki insanın nelerle beslendiğini görmek açısından incelenebilir.Londralıların evde yemek pişirmediği kesin. Mark &Spencer ,Tesco ve Waitrose hazır yiyeceklerin satıldığı marketler. Yemekler , salatalar paketlenmiş. Bu marketlerde vakitin nasıl geçtiğini anlamıyor insan. Güzel yemek kitapları da satılıyor.
India Jane şık ev eşyaları, aydınlatma, mutfak malzemeleri , ev aksesuarları satan bir mağaza. Oldukça pahalı ve hoş. Kensington High Street te , Laura Ashley de görebilirsiniz. Türkiye 'deki mağazalardan daha ucuz buradaki , indirim de var.
Alışverişin bir diğer adresi Apple Maket , Covent Garden bölgesinde . Haftasonları çok kalabalık ve eğlenceli bir yer. İnsanlar kendi ürettikleri ürünleri sattıyor. Fiyatlar uygun ve beğenirseniz pazarlık yapmayı ihmal etmeyin.
Marketin alt katında bulunan iki dükkanı sevdim. Biri değişik krem rengi ferforje hediyelik eşyaların satıldığı dükkan , diğeri rengarenk cupkeklerin sergilendiği butik.
İngilizlerin kayda değer bir yemek kültürü olduğunu söyleyemeyeceğim. İngilizlere özgü kek, puding, reçel , marmelat türü yiyecekler çok güzel özellikle kek ve pudingle ilgili pek çok kitap da mevcut. Kahvaltıda yağda yumurta , pastırma, haşlanmış fasulye yeniyor. Türk , İtalyan , Hint, Fransız ve Çin mutfaklarına sıklıkla rastlamak mümkün . Özellikle Hint ve Arap mutfağı çok yaygın..
Gezi notları tutmayı yaptıklarımı, gördüklerimi unutmamak için önemsiyorum. Diğer yandan bir yolculuğa çıkmadan önce , özellikle "Gördüklerini ayrıntısıyla paylaşan kişisel günlükler" den çok faydalanıyorum.Kısaca hem unutmamak hem de belki faydalı olmak amacıyla bu yazdıklarım.
Pazartesi, Ekim 05, 2009
Kanlıca Mantarı- Mantar Toplama Adresi- Mantar Turşusu
Ankara 'dan yola çıkıp Karabük / Safranbolu yol ayrımına geldiğinizde, Kastamonu'nun Araç ilçesine doğru devam edin. İlçeye varmadan "Gürmen" fabrikasının hemen yanında bulunan "Boyalı " yı işaret eden yolu izleyin. Arabayla yaklaşık 45 dakikalık bir tırmanıştan sonra, ulu ve sık çam ağaçlarının bulunduğu, kaybolabileceğiniz kadar derin ormana ulaşacaksınız ve tabii eşsiz güzellikte sisli yaylalara...
Bu yıl yağışların fazla olması , mantar sezonunun erken başlamasını ve daha verimli geçmesini sağladı.
Üst fotoğrafta bir bilen eşliğinde topladığımız lezzetli kanlıca mantarlarını görüyorsunuz. Mantarı , turuncuya çalan kırmızı iç renginden kolayca ayırt etmek mümkün ama sakın tarif ve fotoğrafa dayanarak mantar toplayıp yemeyin , en iyisi tecrübeli birinin yardım etmesi. Bu konuda yörenin misafirperver insanları seve seve yardım edecektir. Mantar sezonu Ağustos sonu ve Eylül ayıdır. Ayrıca Araç ilçesinde cuma günleri kurulan pazarda özellikle Eylül ayında, ormandan köylüler tarafından toplanan , mantar başta olmak üzere, kuşburnu, ahududu, böğürtlen , dağ çileği gibi ürünler satılır.
İşte güzel görünümlü ama dokunulmaması gereken bir mantar :)
Karşımıza aniden ! çıkarak bizi şaşırtan mantarlar...
Orman yürüyüşü kolayca mantar inceleme ve toplama gezisine dönüşebilir.
Bazı mantarlar büyüklük ve şekilleri nedeniyle ürkütücü, bir de sessizliğin sesini dinlediğiniz karanlık bir ormanın ortasındaysanız...
Mantar Turşusu
-Küçük ya da orta boy kanlıca mantarları toplanır.
-Şekilleri bozulmadan temizlenip 15- 20 dakika haşlanır.
-Soğuduktan sonra kavanoza düzgünce yerleştirilir.
-Kavanozun yarısı tuzlu su ile kalanı sirke ile doldurulur , sarımsak eklenir olgunlaşana kadar bekletilir.
Bu yıl yağışların fazla olması , mantar sezonunun erken başlamasını ve daha verimli geçmesini sağladı.
Üst fotoğrafta bir bilen eşliğinde topladığımız lezzetli kanlıca mantarlarını görüyorsunuz. Mantarı , turuncuya çalan kırmızı iç renginden kolayca ayırt etmek mümkün ama sakın tarif ve fotoğrafa dayanarak mantar toplayıp yemeyin , en iyisi tecrübeli birinin yardım etmesi. Bu konuda yörenin misafirperver insanları seve seve yardım edecektir. Mantar sezonu Ağustos sonu ve Eylül ayıdır. Ayrıca Araç ilçesinde cuma günleri kurulan pazarda özellikle Eylül ayında, ormandan köylüler tarafından toplanan , mantar başta olmak üzere, kuşburnu, ahududu, böğürtlen , dağ çileği gibi ürünler satılır.
İşte güzel görünümlü ama dokunulmaması gereken bir mantar :)
Karşımıza aniden ! çıkarak bizi şaşırtan mantarlar...
Orman yürüyüşü kolayca mantar inceleme ve toplama gezisine dönüşebilir.
Bazı mantarlar büyüklük ve şekilleri nedeniyle ürkütücü, bir de sessizliğin sesini dinlediğiniz karanlık bir ormanın ortasındaysanız...
Mantar Turşusu
-Küçük ya da orta boy kanlıca mantarları toplanır.
-Şekilleri bozulmadan temizlenip 15- 20 dakika haşlanır.
-Soğuduktan sonra kavanoza düzgünce yerleştirilir.
-Kavanozun yarısı tuzlu su ile kalanı sirke ile doldurulur , sarımsak eklenir olgunlaşana kadar bekletilir.
Çarşamba, Eylül 30, 2009
Londra 'da Olmak Ya Da Olmamak!
Londra düşündüğümden daha kozmopolit bir şehir . Hintliler, Yahudiler, Araplar, Müslümanlar, Hıristiyanlar, Japonlar, Amerikalılar, Afrikalılar, çılgın gençler, şıklar, salaş görünümler, çok zenginler şehir sokaklarında ... Bu karmaşada kendi kişiliğinizi yitirmeden , özgürce varolabilirsiniz. Kurallarla işleyen bir hayatı yaşayan, saygılı ve kibar insanlar burada . Belki güneşi az gördüğünden gri ve sisli diye anılabilir ama , Londralılar içlerinde çok renkler barındırıyor. Bu şehirden sıkılmak imkansız.
İnsanın sevdiğiyle birlikte Londra sokaklarını adımlaması kadar eğlenceli ne var :)
Burası Covent Garden . Canlı , insanların kıpır kıpır olduğu bir yer.
Sokak göstericileri adım başı seyirci çekmeye çalışıyor. Önlerindeki kutuya birkaç pence atarak eğlenceye dahil olabilirsiniz.
İşte " Barbershop" show . Apple Market içinde ve çevresinde gitarıyla şarkı söyleyenler , opera ariası seslendirenlere rastlamak mümkün. West End bölgesi Londralıların eğlence ve kültür merkezi . Tiyatro salonları insanları mıknatıs gibi çekiyor. Agatha Cristie ' nin 60 yıldır gösterimde olan oyunu " The Mouse Trap " a gitmeyi isterdim. Ya da bir müzikal seyretmeyi...Yetişilemeyecek kadar çok olan sanatsal aktiviteden birine dahil olmayı...
18. Yüzyıldan bugüne gelen "Underground" Londralılara kalan en önemli miras olsa gerek. Bazı istasyonlar, 150 yıl öncesinin görünümünde adeta geçmişe yolculuk hissini veriyor. Metroda bile eğlenmek mümkün . Aniden birisi yerinden kalkıp harika bir dans gösterisi sunabilir .
İşte " British Museum" . Dünyanın en eski müzesi. 18. ve 19. yüzyıllarda , yani İngiltere'nin en güçlü olduğu zaman diliminde Kaptan Cook ,Lord Elgin , Lord Curzon gibi gezginlerin dünyanın dört bir yanından topladıkları hazineler sergilenmekte. Müze ücretsiz gezilebiliyor .
Özellikle firavun mumyaları , kedi mumyaları en ilgi çeken bölümdü benim için .
British Museum 'da , "Great Court" yani büyük avlu üzerini örten çatı gerçekten çok göz alıcı. Müzelerde sergilenen eserlerle ilgili kitap, hediyelik eşya satan mağazalar kolay ayrılamadığım yerler. British Museum hediyelik eşya mağazası görülmeye değer.
Çocukların Gezmesi Gereken Müze:Natural History Museum
Ne müthiş bir yapı ! İçeride sergilenen eserler ise çok daha etkileyici. Müzeye girerken çocuklar aileleriyle birlikte uzun bir sıra oluşturmuşlardı. Bahçesinde kitap satış yeri ve kelebek türlerinin toplandığı büyük bir çadır var. Burada çocuklar ve tabii ebeveynler kelebekleri gözlemleyebiliyor. Fosil ve taş kolleksiyonları ve gerçek boyutta dinazor, hayvan iskeletleri merak uyandırıyor.
National history Museum ücretsiz gezilebiliyor. Bizimde bir tabiat tarihi müzemiz var; Ankara'da MTA bahçesinde bulunan " Tabiat Tarihi Müzesi " her nedense yıllardır kapalı. Mahkeme kararıyla kapatılmış.
İşte tipik İngiliz evleri ! Kırmızı tuğla ile kaplanmış bitişik sıra evler. Ön ve arkada bulunan küçük bahçeleriyle özgün bir görünüme sahip. Siyah ferforje parmaklık , bahçe kapısı ve klasik aydınlatma ile tamamlanmış.
Böylesine hareketli ve yaşayan bir şehirde parklar dingin. Hyde Park, St. James's Park ve Regent' s Park. Son derece doğal , adeta kendi kendine oluşmuş gibi , ulu çınarlar, göletler, hayvanların serbetçe dolaştığı , betona yer verilmemiş yaya yolları, estetik ahşap banklar. Hiç çam ağacı görmedik, sanırım yetişmiyor. Park alanlarının tamamı Kraliçe 'ye aitmiş ve kendisi bir lütuf göstererek halkın kullanımına açmış. Belki de bu yüzden yüzyıllar boyunca bu devasa parklar korunabildi ve bakımlı kaldı.
Pahalı, klasik "Black Cab" . Geleneksel siyah taksilere sürücü olabilmek 2 yıllık bir eğitim gerektiriyormuş.Londra sokaklarının vazgeçilmezi ise bisikletliler. Pek çok insan bisiklet kullanıyor. Bisikletle ilgili satış yapan dükkan da çok fazla.Dümdüz pürüzsüz yollarda sürmek ve trafikte öncelikli olmak ne güzel !
Trafiğin soldan işlemesi alışık olmayanlar için ciddi bir sorun . Tehlike atlatmadık değil.Yayalar da soldan yürüyor.İngilizlerin kendilerinden taviz vermeyen yapılarının da bir göstergesi herhalde.
Buckingham Palace kapısı .
Geleneksel kıyafetiyle " Bagpipe " çalan bir İskoçyalı. Arkada " Thames " ve " London Eye" .
Madame Tussauds müzesi sadece balmumu heykellerden oluşmuyormuş .Pek önem vermemiştim ama eğlenceli bir yermiş.
İnsanın sevdiğiyle birlikte Londra sokaklarını adımlaması kadar eğlenceli ne var :)
Burası Covent Garden . Canlı , insanların kıpır kıpır olduğu bir yer.
Sokak göstericileri adım başı seyirci çekmeye çalışıyor. Önlerindeki kutuya birkaç pence atarak eğlenceye dahil olabilirsiniz.
İşte " Barbershop" show . Apple Market içinde ve çevresinde gitarıyla şarkı söyleyenler , opera ariası seslendirenlere rastlamak mümkün. West End bölgesi Londralıların eğlence ve kültür merkezi . Tiyatro salonları insanları mıknatıs gibi çekiyor. Agatha Cristie ' nin 60 yıldır gösterimde olan oyunu " The Mouse Trap " a gitmeyi isterdim. Ya da bir müzikal seyretmeyi...Yetişilemeyecek kadar çok olan sanatsal aktiviteden birine dahil olmayı...
18. Yüzyıldan bugüne gelen "Underground" Londralılara kalan en önemli miras olsa gerek. Bazı istasyonlar, 150 yıl öncesinin görünümünde adeta geçmişe yolculuk hissini veriyor. Metroda bile eğlenmek mümkün . Aniden birisi yerinden kalkıp harika bir dans gösterisi sunabilir .
İşte " British Museum" . Dünyanın en eski müzesi. 18. ve 19. yüzyıllarda , yani İngiltere'nin en güçlü olduğu zaman diliminde Kaptan Cook ,Lord Elgin , Lord Curzon gibi gezginlerin dünyanın dört bir yanından topladıkları hazineler sergilenmekte. Müze ücretsiz gezilebiliyor .
Özellikle firavun mumyaları , kedi mumyaları en ilgi çeken bölümdü benim için .
British Museum 'da , "Great Court" yani büyük avlu üzerini örten çatı gerçekten çok göz alıcı. Müzelerde sergilenen eserlerle ilgili kitap, hediyelik eşya satan mağazalar kolay ayrılamadığım yerler. British Museum hediyelik eşya mağazası görülmeye değer.
Çocukların Gezmesi Gereken Müze:Natural History Museum
Ne müthiş bir yapı ! İçeride sergilenen eserler ise çok daha etkileyici. Müzeye girerken çocuklar aileleriyle birlikte uzun bir sıra oluşturmuşlardı. Bahçesinde kitap satış yeri ve kelebek türlerinin toplandığı büyük bir çadır var. Burada çocuklar ve tabii ebeveynler kelebekleri gözlemleyebiliyor. Fosil ve taş kolleksiyonları ve gerçek boyutta dinazor, hayvan iskeletleri merak uyandırıyor.
National history Museum ücretsiz gezilebiliyor. Bizimde bir tabiat tarihi müzemiz var; Ankara'da MTA bahçesinde bulunan " Tabiat Tarihi Müzesi " her nedense yıllardır kapalı. Mahkeme kararıyla kapatılmış.
İşte tipik İngiliz evleri ! Kırmızı tuğla ile kaplanmış bitişik sıra evler. Ön ve arkada bulunan küçük bahçeleriyle özgün bir görünüme sahip. Siyah ferforje parmaklık , bahçe kapısı ve klasik aydınlatma ile tamamlanmış.
Böylesine hareketli ve yaşayan bir şehirde parklar dingin. Hyde Park, St. James's Park ve Regent' s Park. Son derece doğal , adeta kendi kendine oluşmuş gibi , ulu çınarlar, göletler, hayvanların serbetçe dolaştığı , betona yer verilmemiş yaya yolları, estetik ahşap banklar. Hiç çam ağacı görmedik, sanırım yetişmiyor. Park alanlarının tamamı Kraliçe 'ye aitmiş ve kendisi bir lütuf göstererek halkın kullanımına açmış. Belki de bu yüzden yüzyıllar boyunca bu devasa parklar korunabildi ve bakımlı kaldı.
Pahalı, klasik "Black Cab" . Geleneksel siyah taksilere sürücü olabilmek 2 yıllık bir eğitim gerektiriyormuş.Londra sokaklarının vazgeçilmezi ise bisikletliler. Pek çok insan bisiklet kullanıyor. Bisikletle ilgili satış yapan dükkan da çok fazla.Dümdüz pürüzsüz yollarda sürmek ve trafikte öncelikli olmak ne güzel !
Trafiğin soldan işlemesi alışık olmayanlar için ciddi bir sorun . Tehlike atlatmadık değil.Yayalar da soldan yürüyor.İngilizlerin kendilerinden taviz vermeyen yapılarının da bir göstergesi herhalde.
Buckingham Palace kapısı .
Geleneksel kıyafetiyle " Bagpipe " çalan bir İskoçyalı. Arkada " Thames " ve " London Eye" .
Madame Tussauds müzesi sadece balmumu heykellerden oluşmuyormuş .Pek önem vermemiştim ama eğlenceli bir yermiş.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)