Perşembe, Temmuz 21, 2005
Tatil
Ağustos sonuna kadar bahçeden son görüntüler eşliğinde veda ediyorum.Tekrar görüşmek umuduyla sağlıcakla kalın....
Süs ve bal kabağı ... Bıu kadar büyüyebiliyorlarmış!Kollar her yana uzandı...
Diktiğimiz tüm biber fideleri dolmalık biber çıktı !Şu ana kadar bir yemeklik topladım.
Domatesler oldukça irileşmelerine rağmen bir türlü kızaramadı. Sanırım daha fazla güneş görmeliler. Kiraz domateslerden tadabildik ancak...
İnanılmaz ama onlarca süs kabağım var ve bir sürü de çiçek. Dönüşte büyümüş hallerini fatoğraflarım. Peki ben bu kadar süs kabağını ne yapacağım :)
Vişnelerimiz ancak bu kadar kızarabildi...
Gitmeden önceki son yeşil soğan mahsulu. Salatalık gerçekten çok iyi ürün verdi, bir tane göründüğüne bakmayın kızlar kopardıklarını anında tüketiyor.
Mısırlarımızın son hali dönüşte koparacağız artık.
Sevgilerimle tüm arkadaşlara , komşulara iyi tatiller diliyorum.Enerjik bir şekilde dönmek umuduyla...
Pazar, Temmuz 17, 2005
The Cook Next Door
Komşularımın yazdıklarını mutlu mutlu okuyorken bende sobelendim:)
1) İlk mutfak maceran neydi , neler hatırlıyorsun?
Hatırlayabildiğim gerçek maceram , arkadaşım Özlem' in evinde (o zaman ikimizde ilkokuldaydık ) annesi yokken yaptığımız kek ve hanım göbeği tatlısıydı.Biz tatlıyı fırında pişirip şurubun içine attık . Takır takır birşeydi. Tatlı başarısız olunca, kek konusuna el attık .Nasıl becerdik bilmiyorum ama ortaya bir " şey " çıktı , ve biz Özlem'in annesi eve gelmeden herşeyi yok etme ihtiyacı hissederek yaptıklarımızı sokakta oynayan çocuklara dağıttık. Daha gerilere gidersek, bana hatırlatıldığına göre, 2 yaş civarında elimde un paketi tüm odaları gezip , unlamışım!
Bunun dışında hatırımda olan , en önemli maceram, hemen tüm aile üyelerinin unutamadığı " yemek davetim" . 14 yaşında idim .Hala, dayı , anneanne, babaanne, dedeler kim varsa aileden herkes davetliydi.Menümü , kitaplara bakarak hazırladım. O yıllarda herşeyi kendi başıma halledebileceğim inacı vardı ve kendime güveniyordum. Annem sabah erkenden evden çıktı. Akşama gelecek yaklaşık on kişilik davetli grubu için heyecanla koşuşturdum.
Menü 1) Meyaneli tavuk
2) Mantar çorbası
3)Domatesli pirinç pilavı
4) Şekerpare
Yemeklerin hiçbirini hazırlamadan , yemek masasını kurdum önce. Akşama kadar yapabildiklerim yalnızca meyaneli tavuk ve şekerpare oldu. Pilavı ve çorbayı babam işten gelince yaptık daha doğrusu O yapmıştı. Annem , anneanemle gelerek durum kontrolü yapıp beni kutladı.Halamda günün anlamını ifade eden yazısıyla ve tarihle birlikte büyük bakır bir cezve hediye etti.Ne günlerdi...Maceralar, sonrasında da ufak tefek işlerle davam etti ama üniversite yıllarında hiç mutfağa girmedim diyebilirim.Mutfağı kitaplardan teorik olarak takip ediyordum.Yemek yapmaktan ziyade doğru beslenme konusunda bilgilenmek önemliydi. Mutfakta maceraya vaktim yoktu. Bu işin çok zaman aldığından dem vurur, benim için "evlenince ne yapacağım konusunda " kaygılanan anneanneme, genlerimde Onun yeteneklerini taşıdığımı ve istediğim zaman ortaya çıkarabileceğimi söyleyip espiri yapardım.
2)Yemek yapma stilini en çok etkileyen kimdir?
Mutfakta hedefim lezzetli ve bir o kadar da sağlığı tehdit etmeyen , güvenilir yiyecekler ortaya çıkarabilmek. Uyguladığım tarifte değişiklikler yapmayı çok severim.Bir anlamda tarifi özgünleştirmekten kendimi alamıyorum. Annem , tıpkı anneannem gibi herşeyin olması gerektiği gibi yapılmasını savunur. Gerçi son yıllarda biraz daha esnekleşti ama farklı tarifler denemeyi genelde istemez.Hep aynı keki yapar mesela . Galiba bu konuda Tijen ile benzer durumdayız.
Doğru beslenmek için doğru yemekler ortaya koyma konusunda rahatlıkla halamdan etkilendiğimi söyleyebilirim. Özgün tarifleri hep vardır ve Onun yemeklerini yediğinizde kendinizi hafif hisedersiniz. Daima ilginç yiyecekleri bulur ve dener.Ketçap , boza, elma sirkesi, konserve, salça ...bunları üşenmeyip evde imal edip beni şaşırtır. Dolapta kalmış kayısıların çekirdeklerini çıkarıp az suyla haşlamış , rondodan geçirip püre haline getirmiş, kavanozlara doldurmuş.Şeker eklemeksizin biraz suyla sulandırıp bardakta ikram etti dün,çok hoşuma gitti soğuk soğuk. Fotoğrafta halam ve ben (3 yaşındayken). Yemek yediğime bakmayın , çok nazlı bir çocukmuşum. Galiba onun için hep yemek yerken çekmişler...
3)Yemeğe ve yemek yapma dünyasına ilgini kanıtlayan bir fotoğrafın var mı, bize göstermek ister misin?Bulabildiklerim bunlar. Doğum günü fotoğrafları çoğunlukta Ama şöyle bir şeyler pişirirken , karıştırırken fotoğrafım yok malesef.
4)Mutfakta fobin var mı?Avuçlarını terleten bir yemek mesela...
Son yıllarda ki fobim " yalnız olamamak ". Mutfakta tek başıma ,sakin sakin uğraşmayı severim,acele iş yaptığımda çok strese giriyorum ve birşeyler yanlış gidiyor.Bir de fırında tam ayarında pişirmek konusunda zorlanıyorum. Yakmamak için gözümü ayırmadan sabırla beklerim, çünkü fırında yaktığım malzemeler oldu zaman zaman ...Hamur açmak benim hala üstesinden gelemediğim bir konu (bir sürü başarısız demem oldu), ciddi ciddi eğilmem lazım. Görümcelerim , Necla abla, Leyla abla (Portakal Ağacından biliyorsunuz) ellerinin lezzeti olan çok maharetli insanlar.Kayınvaldem de çok güzel, çabucak hamur açardı, Onun yemeklerini unutamam . Anneanemde vefat edene kadar açma börek baklava yapmıştır hep bizi düşünerek. Ben de bu konuda ki yeteneğimin! ortaya çıkması için bekliyorum işte...Şöyle geniş geniş zamanım olsun hemen oklavayı alıp mutfağa gireceğim:)
5)Mutfakta hangi yardımcını vazgeçilmez buluyorsun? Alıp da çok gereksiz bulduğun neler mesela?
Bir dolu vazgeçilmez malzemem var, tencereler, tavalar, bıçaklar, spagetti kaşığı, rondo-blender,mikser,kesme tahtaları, kurabiye- kek kalıpları, su ısıtıcısı vs vs...
Bir o kadar da gereksiz malzeme...Evlenirken tavsiye üzerine aldığım her türlü sebzeyi şekilli kesebilen bir alet dolabımın en üst rafında , ulaşamayacağım bir yerde... Sarımsak konusuna bir çözüm bulamadım, ellerimin kokmasından hiç hoşlanmıyorum ama bu konuda aldığım ürünler galiba çocukların oyuncak sepetinde. Şimdiler de kayınvalidem gibi elimde bıçakla minik minik doğruyorum.Süslü süslü aldığım altı emayye , üstü porselen çaydanlığım, çok büyük ve sıcak su koyarken elimi yaktığı için en üst raflardan birinde... Biri çelik diğeri plastik dondurma kaşıklarım, aslında kullanabilirim de...Son olarak üç katlı pasta yapmak için aldığım kalıp biraz gereksiz geldi şimdi bana....
6) Senin çok sevdiğin ama senden başka kimsenin sevmeyeceğini düşündüğün , garip ya da komik yemek çeşidi var mı?
Kuru meyveleri çok severim, kuru üzüm, kayısı kurusu, dut kurusu...Çekirdeksiz kuru üzümü yufka ekmeğine yayıp üstüne, çekirdeği çıkarılmış bol yeşil çizik zeytin serip , biraz peynir ufalayıp dürüm yayıp yiyorum. Eşime garip gelen ama benim çok sevdiğim ( ne zaman olsa dayanamayıp yerim) yiyecek: Etli , sulu yerli yaz domateslerini rendeleyip, bol limon suyu ve yine fazla fazla sızma zeytinyağı dökerek karıştırıyorum, kaşık kaşık yiyorum. Bakın bunları yazarken de ağzım sulandı...
7)Hangi üç malzemeden ve yemekten vazgeçemezsin? Tahmin edeceğiniz gibi mutfağımı zeytinyağsız düşünemiyorum.Hiçbir zaman hayır diyemeyeceğim üçlemeler... Limon +zeytinyağı+ev yapımı kıtır ekmek , Zeytin +peynir+domates ...
8)Buraya eklemek ve cevabını vermek istediğin bir soru var mı?
Evet şöyle bir sorum olacak : Yemek için mi yaşamak , yaşamak için mi yemek hangisini tercih edersiniz? Cevabım yemeği hayatın odak noktasına oturtmamak.Amaçtan ziyade , yaşantımızı düzenli ve sağlıklı sürdürmek için kullanacağımız bir araç haline dönüştürebilmek...
9)En çok sevdiğin dondurma?
Kesinlikle sakızlı dondurmadır. Damla sakızı neyin içine girmişse severim. Maraş usülü dondurma ve çikolatalı dondurma diğer tercihlerim.
10)Asla yemeği düşünmediğin bir şey?
Çin mutfağının büyük bir kısmını tatmayı asla düşünmüyorum.Ağzımdan içeri girecek besinlerin niteliği çok önemli , her gördüğümü tadı nasıldır diye denemek istemem. Yemeyeceğim bir çok yiyecek var.Fast food türü besinler(hamburger , sosis) , asitli içeceklerle alkollü içecekler benden (ve çocuklarımdan)uzak dursun.
11)Özel bir yemeğin , specialin var mı?
Tüm zeytinyağlı sebze yemeklerini iyi pişirdiğime inanıyorum. Tek bir isim söylemem gerekirse zeytinyağlı taze fasulye diyebilirim.
12) Seni sobeliyen aşçı?
Gökçen, Tijen, Cimcime
Cevaplarım biraz gecikti kusura bakmayın, telaşelerim çoktu. Beni merak ettiğiniz için de ayrıca teşekkür etmek isterim...Yazmak gerçekten zevkli oldu.
13)Senin sobelediğin üç aşçı?
Birben , Akçahan, Hanife
1) İlk mutfak maceran neydi , neler hatırlıyorsun?
Hatırlayabildiğim gerçek maceram , arkadaşım Özlem' in evinde (o zaman ikimizde ilkokuldaydık ) annesi yokken yaptığımız kek ve hanım göbeği tatlısıydı.Biz tatlıyı fırında pişirip şurubun içine attık . Takır takır birşeydi. Tatlı başarısız olunca, kek konusuna el attık .Nasıl becerdik bilmiyorum ama ortaya bir " şey " çıktı , ve biz Özlem'in annesi eve gelmeden herşeyi yok etme ihtiyacı hissederek yaptıklarımızı sokakta oynayan çocuklara dağıttık. Daha gerilere gidersek, bana hatırlatıldığına göre, 2 yaş civarında elimde un paketi tüm odaları gezip , unlamışım!
Bunun dışında hatırımda olan , en önemli maceram, hemen tüm aile üyelerinin unutamadığı " yemek davetim" . 14 yaşında idim .Hala, dayı , anneanne, babaanne, dedeler kim varsa aileden herkes davetliydi.Menümü , kitaplara bakarak hazırladım. O yıllarda herşeyi kendi başıma halledebileceğim inacı vardı ve kendime güveniyordum. Annem sabah erkenden evden çıktı. Akşama gelecek yaklaşık on kişilik davetli grubu için heyecanla koşuşturdum.
Menü 1) Meyaneli tavuk
2) Mantar çorbası
3)Domatesli pirinç pilavı
4) Şekerpare
Yemeklerin hiçbirini hazırlamadan , yemek masasını kurdum önce. Akşama kadar yapabildiklerim yalnızca meyaneli tavuk ve şekerpare oldu. Pilavı ve çorbayı babam işten gelince yaptık daha doğrusu O yapmıştı. Annem , anneanemle gelerek durum kontrolü yapıp beni kutladı.Halamda günün anlamını ifade eden yazısıyla ve tarihle birlikte büyük bakır bir cezve hediye etti.Ne günlerdi...Maceralar, sonrasında da ufak tefek işlerle davam etti ama üniversite yıllarında hiç mutfağa girmedim diyebilirim.Mutfağı kitaplardan teorik olarak takip ediyordum.Yemek yapmaktan ziyade doğru beslenme konusunda bilgilenmek önemliydi. Mutfakta maceraya vaktim yoktu. Bu işin çok zaman aldığından dem vurur, benim için "evlenince ne yapacağım konusunda " kaygılanan anneanneme, genlerimde Onun yeteneklerini taşıdığımı ve istediğim zaman ortaya çıkarabileceğimi söyleyip espiri yapardım.
2)Yemek yapma stilini en çok etkileyen kimdir?
Mutfakta hedefim lezzetli ve bir o kadar da sağlığı tehdit etmeyen , güvenilir yiyecekler ortaya çıkarabilmek. Uyguladığım tarifte değişiklikler yapmayı çok severim.Bir anlamda tarifi özgünleştirmekten kendimi alamıyorum. Annem , tıpkı anneannem gibi herşeyin olması gerektiği gibi yapılmasını savunur. Gerçi son yıllarda biraz daha esnekleşti ama farklı tarifler denemeyi genelde istemez.Hep aynı keki yapar mesela . Galiba bu konuda Tijen ile benzer durumdayız.
Doğru beslenmek için doğru yemekler ortaya koyma konusunda rahatlıkla halamdan etkilendiğimi söyleyebilirim. Özgün tarifleri hep vardır ve Onun yemeklerini yediğinizde kendinizi hafif hisedersiniz. Daima ilginç yiyecekleri bulur ve dener.Ketçap , boza, elma sirkesi, konserve, salça ...bunları üşenmeyip evde imal edip beni şaşırtır. Dolapta kalmış kayısıların çekirdeklerini çıkarıp az suyla haşlamış , rondodan geçirip püre haline getirmiş, kavanozlara doldurmuş.Şeker eklemeksizin biraz suyla sulandırıp bardakta ikram etti dün,çok hoşuma gitti soğuk soğuk. Fotoğrafta halam ve ben (3 yaşındayken). Yemek yediğime bakmayın , çok nazlı bir çocukmuşum. Galiba onun için hep yemek yerken çekmişler...
3)Yemeğe ve yemek yapma dünyasına ilgini kanıtlayan bir fotoğrafın var mı, bize göstermek ister misin?Bulabildiklerim bunlar. Doğum günü fotoğrafları çoğunlukta Ama şöyle bir şeyler pişirirken , karıştırırken fotoğrafım yok malesef.
4)Mutfakta fobin var mı?Avuçlarını terleten bir yemek mesela...
Son yıllarda ki fobim " yalnız olamamak ". Mutfakta tek başıma ,sakin sakin uğraşmayı severim,acele iş yaptığımda çok strese giriyorum ve birşeyler yanlış gidiyor.Bir de fırında tam ayarında pişirmek konusunda zorlanıyorum. Yakmamak için gözümü ayırmadan sabırla beklerim, çünkü fırında yaktığım malzemeler oldu zaman zaman ...Hamur açmak benim hala üstesinden gelemediğim bir konu (bir sürü başarısız demem oldu), ciddi ciddi eğilmem lazım. Görümcelerim , Necla abla, Leyla abla (Portakal Ağacından biliyorsunuz) ellerinin lezzeti olan çok maharetli insanlar.Kayınvaldem de çok güzel, çabucak hamur açardı, Onun yemeklerini unutamam . Anneanemde vefat edene kadar açma börek baklava yapmıştır hep bizi düşünerek. Ben de bu konuda ki yeteneğimin! ortaya çıkması için bekliyorum işte...Şöyle geniş geniş zamanım olsun hemen oklavayı alıp mutfağa gireceğim:)
5)Mutfakta hangi yardımcını vazgeçilmez buluyorsun? Alıp da çok gereksiz bulduğun neler mesela?
Bir dolu vazgeçilmez malzemem var, tencereler, tavalar, bıçaklar, spagetti kaşığı, rondo-blender,mikser,kesme tahtaları, kurabiye- kek kalıpları, su ısıtıcısı vs vs...
Bir o kadar da gereksiz malzeme...Evlenirken tavsiye üzerine aldığım her türlü sebzeyi şekilli kesebilen bir alet dolabımın en üst rafında , ulaşamayacağım bir yerde... Sarımsak konusuna bir çözüm bulamadım, ellerimin kokmasından hiç hoşlanmıyorum ama bu konuda aldığım ürünler galiba çocukların oyuncak sepetinde. Şimdiler de kayınvalidem gibi elimde bıçakla minik minik doğruyorum.Süslü süslü aldığım altı emayye , üstü porselen çaydanlığım, çok büyük ve sıcak su koyarken elimi yaktığı için en üst raflardan birinde... Biri çelik diğeri plastik dondurma kaşıklarım, aslında kullanabilirim de...Son olarak üç katlı pasta yapmak için aldığım kalıp biraz gereksiz geldi şimdi bana....
6) Senin çok sevdiğin ama senden başka kimsenin sevmeyeceğini düşündüğün , garip ya da komik yemek çeşidi var mı?
Kuru meyveleri çok severim, kuru üzüm, kayısı kurusu, dut kurusu...Çekirdeksiz kuru üzümü yufka ekmeğine yayıp üstüne, çekirdeği çıkarılmış bol yeşil çizik zeytin serip , biraz peynir ufalayıp dürüm yayıp yiyorum. Eşime garip gelen ama benim çok sevdiğim ( ne zaman olsa dayanamayıp yerim) yiyecek: Etli , sulu yerli yaz domateslerini rendeleyip, bol limon suyu ve yine fazla fazla sızma zeytinyağı dökerek karıştırıyorum, kaşık kaşık yiyorum. Bakın bunları yazarken de ağzım sulandı...
7)Hangi üç malzemeden ve yemekten vazgeçemezsin? Tahmin edeceğiniz gibi mutfağımı zeytinyağsız düşünemiyorum.Hiçbir zaman hayır diyemeyeceğim üçlemeler... Limon +zeytinyağı+ev yapımı kıtır ekmek , Zeytin +peynir+domates ...
8)Buraya eklemek ve cevabını vermek istediğin bir soru var mı?
Evet şöyle bir sorum olacak : Yemek için mi yaşamak , yaşamak için mi yemek hangisini tercih edersiniz? Cevabım yemeği hayatın odak noktasına oturtmamak.Amaçtan ziyade , yaşantımızı düzenli ve sağlıklı sürdürmek için kullanacağımız bir araç haline dönüştürebilmek...
9)En çok sevdiğin dondurma?
Kesinlikle sakızlı dondurmadır. Damla sakızı neyin içine girmişse severim. Maraş usülü dondurma ve çikolatalı dondurma diğer tercihlerim.
10)Asla yemeği düşünmediğin bir şey?
Çin mutfağının büyük bir kısmını tatmayı asla düşünmüyorum.Ağzımdan içeri girecek besinlerin niteliği çok önemli , her gördüğümü tadı nasıldır diye denemek istemem. Yemeyeceğim bir çok yiyecek var.Fast food türü besinler(hamburger , sosis) , asitli içeceklerle alkollü içecekler benden (ve çocuklarımdan)uzak dursun.
11)Özel bir yemeğin , specialin var mı?
Tüm zeytinyağlı sebze yemeklerini iyi pişirdiğime inanıyorum. Tek bir isim söylemem gerekirse zeytinyağlı taze fasulye diyebilirim.
12) Seni sobeliyen aşçı?
Gökçen, Tijen, Cimcime
Cevaplarım biraz gecikti kusura bakmayın, telaşelerim çoktu. Beni merak ettiğiniz için de ayrıca teşekkür etmek isterim...Yazmak gerçekten zevkli oldu.
13)Senin sobelediğin üç aşçı?
Birben , Akçahan, Hanife
Salı, Temmuz 12, 2005
Yaz Güncesi
Güneş , sıcak , güneş...
Cildimizi güneşin bozucu etkilerinden azami korumamız gereken bir mevsimdeyiz. % 80 cilt kırışıklık sebebi güneş...Genetik etki ve mimik kullanımı kırışıklığa neden olan diğer faktörler. Güneş kremi kullanmadan sokağa bile çıkmamak gerekiyor.Gölgede durarak kurtulduğunuzu sanmayın.
Cildin nem oranının bozulmaması için su , su ve yine su.Hiçbir içecek suyun yerini tutamaz.Yalnız bu konuda benim anlayamadığım standart 2 lt. su tüketin önerisi.48 kilo bir insanla 70 kilo insanın aynı ölçüde su tüketmesi beklenemez herhalde...
Süt ve yoğurt cilt elastikiyetini korur.Hergün bir kase yoğurt alışkanlığı genç yaşta edinilmeli ki osteoporoz için bir önlem olsun...
Tuz tüketimi azaltılmalı çünkü vücutta su toplanması malum bölgelerde yağlanmaya sebep oluyor.Bu nedenle su tutucu beslenme tarzını bir kenara bırakmak gerek. Nasıl mı? Kızartma türü gıdalar nedense yazın çok tüketilir. İşlenmiş besinler , özellikle asitli içecekler.Bunları bir kenara bırakıp vitamin ve protein içeren şık bir salata , yaz günlerinin vazgeçilmezi olmalı.
Meksika Fasulyesi
İşte meksika fasulyesinden salata, yanında bol yeşillikle ve bir kase yoğurtla ...Daha ne istenir:)
100 gr(tarif öyle olduğu için tarttım) esmer meksika fasulyesi ıslatılıp, haşlanır. Tencereye 4 kaşık zeytinyağı ile 1 baş soğan , 1 diş sarımsak, 1 adet sulu domates, yarım kırmızı biber, yarım sarı biber konur , kapağı kapatılarak kısa süre pişirilir. Fasulyelerle karıştırılır. Kimyon, sumak , taze çekilmiş karabiber,kırmızı toz biber, acı pul biber, 2-3 dal yeşil soğan, limon suyu veya nar ekşisi (ben her ikisini de koydum) eklenir.
Vetrika
Yemeğin ismi ilginç . Ne anlama geldiğini bilmiyorum. Tuğrul Şavkayın " Osmanlı Mutfağı " kitabından. Çocuklar ve misafirler için farklı ve güzel bir tarif.
Hamuruna:20 çorba kaşığı yağ( 4 kaşık zeytinyağı kullandım)
4 +4/5 su bardağı un ( 1 subardağı yada tepeleme 4 kaşık )
5 adet yumurta (1 adet kullandım)
1 su bardağı su (hamur haline gelene kadar kendi ölçüm için küçük bir su bardağı kullandım)
Yapılışı : Yağ ve unu biraz kavurun , kavrulmuş una azar azar su ekleyip sürekli karıştırarak hamur haline getirin. tencerede kolay çevrilir ve yapışmaz duruma gelince ateşten alın karıştırarak hamuru ılıtın. Ilık hamura yumurtaları teker teker kırarak yedirin. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye yuvarlayıp içini çukurlaştırdığınız ( iyice çukur yapmanız gerek) vetrikaları dizin. 200 derecede pişirin.pişen vetrikaların içlerine peynir+maydanoz, domates ve biberle pişirilmiş kıyma veya cevizli koyun .
Benim uyguladığım ölçüde 6 adet vetrika oldu.
Cildimizi güneşin bozucu etkilerinden azami korumamız gereken bir mevsimdeyiz. % 80 cilt kırışıklık sebebi güneş...Genetik etki ve mimik kullanımı kırışıklığa neden olan diğer faktörler. Güneş kremi kullanmadan sokağa bile çıkmamak gerekiyor.Gölgede durarak kurtulduğunuzu sanmayın.
Cildin nem oranının bozulmaması için su , su ve yine su.Hiçbir içecek suyun yerini tutamaz.Yalnız bu konuda benim anlayamadığım standart 2 lt. su tüketin önerisi.48 kilo bir insanla 70 kilo insanın aynı ölçüde su tüketmesi beklenemez herhalde...
Süt ve yoğurt cilt elastikiyetini korur.Hergün bir kase yoğurt alışkanlığı genç yaşta edinilmeli ki osteoporoz için bir önlem olsun...
Tuz tüketimi azaltılmalı çünkü vücutta su toplanması malum bölgelerde yağlanmaya sebep oluyor.Bu nedenle su tutucu beslenme tarzını bir kenara bırakmak gerek. Nasıl mı? Kızartma türü gıdalar nedense yazın çok tüketilir. İşlenmiş besinler , özellikle asitli içecekler.Bunları bir kenara bırakıp vitamin ve protein içeren şık bir salata , yaz günlerinin vazgeçilmezi olmalı.
Meksika Fasulyesi
İşte meksika fasulyesinden salata, yanında bol yeşillikle ve bir kase yoğurtla ...Daha ne istenir:)
100 gr(tarif öyle olduğu için tarttım) esmer meksika fasulyesi ıslatılıp, haşlanır. Tencereye 4 kaşık zeytinyağı ile 1 baş soğan , 1 diş sarımsak, 1 adet sulu domates, yarım kırmızı biber, yarım sarı biber konur , kapağı kapatılarak kısa süre pişirilir. Fasulyelerle karıştırılır. Kimyon, sumak , taze çekilmiş karabiber,kırmızı toz biber, acı pul biber, 2-3 dal yeşil soğan, limon suyu veya nar ekşisi (ben her ikisini de koydum) eklenir.
Vetrika
Yemeğin ismi ilginç . Ne anlama geldiğini bilmiyorum. Tuğrul Şavkayın " Osmanlı Mutfağı " kitabından. Çocuklar ve misafirler için farklı ve güzel bir tarif.
Hamuruna:20 çorba kaşığı yağ( 4 kaşık zeytinyağı kullandım)
4 +4/5 su bardağı un ( 1 subardağı yada tepeleme 4 kaşık )
5 adet yumurta (1 adet kullandım)
1 su bardağı su (hamur haline gelene kadar kendi ölçüm için küçük bir su bardağı kullandım)
Yapılışı : Yağ ve unu biraz kavurun , kavrulmuş una azar azar su ekleyip sürekli karıştırarak hamur haline getirin. tencerede kolay çevrilir ve yapışmaz duruma gelince ateşten alın karıştırarak hamuru ılıtın. Ilık hamura yumurtaları teker teker kırarak yedirin. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye yuvarlayıp içini çukurlaştırdığınız ( iyice çukur yapmanız gerek) vetrikaları dizin. 200 derecede pişirin.pişen vetrikaların içlerine peynir+maydanoz, domates ve biberle pişirilmiş kıyma veya cevizli koyun .
Benim uyguladığım ölçüde 6 adet vetrika oldu.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)