Kalabalık, huzurlu, bereketli Ramazan sofralarını her üç kola markası da tüketiciyi etkilemek için kullanıyor. Şimdi hiçbir besin değeri olmayan , aksine birlikte yenilen yiyeceklerin de değerini düşürüp sağlıksız beslenmenin temeli olabilecek bu içecekleri reklama bakarak baştacı etmek mümkün mü? Reklamlardaki sofraların müreffeh ve gelenekçi aileleri kola görüntüsüyle bir o kadar da modern.Yazın konuştuğum köylüler yakınıyor. Sağdıkları süt ellerinde kalıyormuş.Sütü peynire , tereyağına dönüştürüp satana kadar akla karayı seçiyoruz diyorlar.Yakın zamanda bir devlet yetkilisi açıklamıştı(kim olduğunu hatırlayamadım) "süt banyosu yapacak kadar süt üretiyoruz" ama tüketemiyoruz. İstatistiğe göre Türkiye 'de kişi başına süt tüketimi yılda yanlızca 6 kilogram.Buna karşılık kola tüketimi sürekli artışta, üstelik reklamlar sayesinde bir moda , refahın bir göstergesi gibi gençler arasında.Bu içeceklerin getireceği sorunu düşünen yok, yalnızca sosyo ekonomik açıdan diğerine benzeme kaygısı var. Kola ve benzerlerini içebilenler beni gerçekten şaşırtıyor . Siz ne dersiniz?
Diğer ilginç reklam da sürekli tüketildiğinde kadınların sindirim problemlerine çare olacağı iddia edilen probiyotik yoğurtlar.Söylendiğine göre 15 gün süreyle bu yoğurtlardan tüketilirse sorun geçecek. Şişkinlik , kabızlık kalmayacak daha rahat kilo verilecek. Peki sonra... Hayat boyu böyle mi yapacağız. Hareketsiz kal, canının istediği gibi ye iç , sonra ben siştim, kilo aldım, kabızım probiyotik yoğurt yiyeyim kurtulayım.Bana hiç inandırıcı gelmiyor . Siz ne dersiniz?
Normal kilosunda bol meyva , sıvı tüketen bir kadın kabızlık çekmez bence. Kilo kontrolü her daim çok önemli bir konu , onun için aldığım kitapta bulduğum hesaplamaları paylaşmak istiyorum sizlerle(Kaynak : Departmant of Health COMA Report Dietary Reference Values)Yediğimiz yiyeceklerde aşırıya gitmemek için vücut ölçümüze göre günlük enerji gereksinimizi ve sağlıklı kilo ölçümüzü bilsek daha rahat oluruz. İşte size güvenilir bir hesaplama. Bünyenize ve yaşantınıza göre almanız gereken günlük kalori miktarı hesabı:
18-29 yaş için
14.3*kg+487
----------------
30-59 yaş için
8.3*kg+846
----------------
60'ın üzeri
(0.038*kg+2.755)*239
----------------
Yukarıdaki hesaplamayı kendi yaş grubunuz için yaptıktan sonra çıkan rakamı,
eğer hareketsiz biriyseniz(mesela ofiste çalışanlar) 1.4 ile
orta derece hareketliyseniz (ev hanımı) 1.5 ile
çok hareketli iseniz 1.6 ile çarpıyorsunuz.
Çıkan sayı sizin bir günlük kalori ihtiyacınızdır.
Örnek vermek gerekirse , 30-59 yaş aralığında 48 kilo ve orta derece hareket ( 8.3*48+846=12444*1.5=1866 kalori eder).
Bu hesaba göre günlük alınması gereken enerji gereksinimi 1866 kalori.
Peki sağlıkla yaşayabileceğimiz kütle index nedir , nasıl hesaplanır?
BMI=Kilo/(Boy)2 yani kilonuzu boyunuzun karesine bölüyorsunuz. Çıkan sonucun açıklaması şöyle:
BMI değeri 18 ve aşağısı ise yetersiz kilodasınız, kilo almalısınız
18-20 arasında ise sağlıklı kilodasınız fakat kilo kaybı olmamalı
20-25 arasında ise sağlıklı kilodasınız, gayet güzel :)
25-30 arasında ise kilolusunuz:(
30-40 arasında ise obez durumdasınız:((
Örnek hesap yaparsak: BMI=48/(1.60)2=18.75 yani sağlıklı kilo ama kilo kaybı olmamalı anlamına geliyor.
Hepimize sağlıklı günler diliyorum.
Diğer ilginç reklam da sürekli tüketildiğinde kadınların sindirim problemlerine çare olacağı iddia edilen probiyotik yoğurtlar.Söylendiğine göre 15 gün süreyle bu yoğurtlardan tüketilirse sorun geçecek. Şişkinlik , kabızlık kalmayacak daha rahat kilo verilecek. Peki sonra... Hayat boyu böyle mi yapacağız. Hareketsiz kal, canının istediği gibi ye iç , sonra ben siştim, kilo aldım, kabızım probiyotik yoğurt yiyeyim kurtulayım.Bana hiç inandırıcı gelmiyor . Siz ne dersiniz?
Normal kilosunda bol meyva , sıvı tüketen bir kadın kabızlık çekmez bence. Kilo kontrolü her daim çok önemli bir konu , onun için aldığım kitapta bulduğum hesaplamaları paylaşmak istiyorum sizlerle(Kaynak : Departmant of Health COMA Report Dietary Reference Values)Yediğimiz yiyeceklerde aşırıya gitmemek için vücut ölçümüze göre günlük enerji gereksinimizi ve sağlıklı kilo ölçümüzü bilsek daha rahat oluruz. İşte size güvenilir bir hesaplama. Bünyenize ve yaşantınıza göre almanız gereken günlük kalori miktarı hesabı:
18-29 yaş için
14.3*kg+487
----------------
30-59 yaş için
8.3*kg+846
----------------
60'ın üzeri
(0.038*kg+2.755)*239
----------------
Yukarıdaki hesaplamayı kendi yaş grubunuz için yaptıktan sonra çıkan rakamı,
eğer hareketsiz biriyseniz(mesela ofiste çalışanlar) 1.4 ile
orta derece hareketliyseniz (ev hanımı) 1.5 ile
çok hareketli iseniz 1.6 ile çarpıyorsunuz.
Çıkan sayı sizin bir günlük kalori ihtiyacınızdır.
Örnek vermek gerekirse , 30-59 yaş aralığında 48 kilo ve orta derece hareket ( 8.3*48+846=12444*1.5=1866 kalori eder).
Bu hesaba göre günlük alınması gereken enerji gereksinimi 1866 kalori.
Peki sağlıkla yaşayabileceğimiz kütle index nedir , nasıl hesaplanır?
BMI=Kilo/(Boy)2 yani kilonuzu boyunuzun karesine bölüyorsunuz. Çıkan sonucun açıklaması şöyle:
BMI değeri 18 ve aşağısı ise yetersiz kilodasınız, kilo almalısınız
18-20 arasında ise sağlıklı kilodasınız fakat kilo kaybı olmamalı
20-25 arasında ise sağlıklı kilodasınız, gayet güzel :)
25-30 arasında ise kilolusunuz:(
30-40 arasında ise obez durumdasınız:((
Örnek hesap yaparsak: BMI=48/(1.60)2=18.75 yani sağlıklı kilo ama kilo kaybı olmamalı anlamına geliyor.
Hepimize sağlıklı günler diliyorum.
19 yorum var, siz de yazabilirsiniz:
KOLA İŞİ BENİMDE ÇOK CANIMI SIKAN BİR MEVZU ASLI HANIM!ASİTLİ VE BOYALI İÇECEKLER:SİZİNDE DEĞİNDİĞİNİZ GİBİ;HİÇBİR FAYDASI YOK,ZARARI KÜLLİ ÇOK!BANA GÖRE EN ÖNEMLİLERİ;SELİLÜİT VE DİŞLERDE YAPTIĞI TAHRİBAT!(BU ARADA DİŞİNİZ NE DURUMDA ASLI HANIM?UMARIM GEÇMİŞTİR,TEKRAR GEÇMİŞ OLSUN)BEN DİYORUM Kİ;KOLAYA İNAT BU RAMAZAN;KOMPOSTO HAREKATI BAŞLATALIM NEDERSİNİZ?DEĞİŞİK MEYVE KURULARINDAN YAPACAĞIMIZ KOMPOSTOLARI SEVDİKLERİMİZE ALTARNATİF OLARAK SUNALIM!BAKIN GÖRÜN;KOLANIN ESAMESİ OKUNMAYACAK!NE DEMİŞLER;ALTERNATİF SUNMADAN,YASAKLAMA GETİRMEYİNİZ!HERKESE SAĞLIKLI VE BEREKETLİ RAMAZANLAR......
AYDIN'IN annesi
Soylediklerinize katilmamak imkansiz. Bence bu zararli ama herkes yapiyor diye edinilen aliskanliklarin temelinde, (sadece) kar amacli uretici firmalarin cok cazip reklamlari yatiyor, yani marketing ve imaj. Bu dunya devlerine karsi savas vermek zordan ote imkansiz bana kalirsa. Ancak birey bazinda cevremizdeki insanlara ulasip, bilinclendirebiliriz. En onemli sorumlulukta hanimlar olarak, bilincli (dusunen, kendi kararlarini veren, baskalarina ozenmeyen) cocuklar yetistirmek (bir ogretmen olarak size daha cok sorumluluk dusuyor galiba :-)). Aydin'in anneside cok yerinde bir tespitte bulunuyor bu noktada, alternatif sunmak cok onemli.
Duyarliliginiz ve arada daldigimiz uykudan bizi uyandirdiginiz icin tesekkurler.
Dilek...
Aslı sana her konuda tamamen katılıyorum. Tabi yoğut içindeki bakterilerin sağlığımıza ve barsak floramıza [tanım buydu] olan katkısını inkar edemeyiz. Bunu Mehmet Özünki dahil pek çok kitapta okudum.
Yazdıklarından çok yararlandım.
teşekkürler
+-> Komposto harekatına ok. diyorum. Biz eşimle bir süredir kolayı hayatımızdan çıkarmıştık. Hep beraber karar alırsak daha etkili olur bence.
xtra
Amerika'da "Ideal vucuda ulasmak icin hergun bir bardak sut icin ya da esdeger sut urunu (peynir, yogurt,vb.) tuketin." diyen bir reklam yayinlaniyor. Reklamda, yapilan arastirmalar sonucu icilen bir bardak sutun, vucudun yag yakma kapasitesini arttirip daha cabuk kilo vermeyi sagladigi vurgulaniyor.
asistente
Kesinlikle katılıyorum ama cola gibi içecekler galiba bağımlılık yapıyor zararlarını bilmemize rağmen insan bırakmakta çok zorlanıyor. Biz bir ara (1 ay öncesine kadar) cola olayını çok abartmıştık evde su yerine cola içer hale gelmiştik,o yüzden yaklaşık 1 aydır eve hiç cola almıyoruz.Probiyotik yoğurtlar da aynı şekilde bağımlılık yaptığı için bir süre sonra bağırsak tembelliğine varan sonuçları olabilir bence...
Yesim
Aynı şeyleri düşünmüşüz Aslı Hanım, daha dün akşam eşime söylemiştim, biz çocuklarımızı uzak tutmaya çalışırken minicik yavrular ellerinde kola şişeleri masum bakışlari böyle cezbedici reklamların hiç birisi süt ve ürünleri için çekilmiyor, tetra-pak'ın reklamı mesela süt reklamı değil de buzdolabı reklamı gib, albenisi yok, yukarıda saydığınız prebiyotik yoğrutlar olsun, kola olsun mesleğim nedeniyle de daha bilinçli yaklaşmaya çalışıyorum, marka veriyorum ama mesela Becel'in bir annenin bebeğini kullanarak işte bundan bilmemkaç gün sonra çocuğunuzun mezuniyetini görmek ister msiniz diye bir reklamı var, hala daha margarinler hakkında kesin bilgimiz olmamasına rağmen, tereyağı gibi katı yağlarda hisrojenler -cis olarak bağlanmışken sonradan doyurulan sıvı yağlarda bu bağlanma -trans şeklinde olmaktadır, ve butrition dersi hocamız kanser sayısının artması ile ilgili olabileceğini ama tam araştırmaların yapılamadığını söylemişti, sebeğler malum. Saydığınız örneklere şu ayçiçek yağı reklamını da eklemek istiyorum, daha yeni yürümeye başlamış bir bebeğin midesinin kızarmış sigara böreğini kaldırabileceğini hiç düşünemiyorum açıkçası.
Ben de bu konuda bayağı bir dolumuşum galiba ;D
Aliye
Aslı'cım,dün akşam internetde gezinirken okuduğum bir yazı tüylerimi diken diken yapmıştı benim de.Ülkemizde çocukların çok tükettiği bir ürünün içinde genetik kodlarıyla oynanmış maddeler olduğunu açıklıyordu bu yazı.Aklım almıyor bir türlü.Bize çok iş düşüyor.Hem anne olarak hem eğitimci olarak içim yanıyor. Okulda sabah kahvaltısını kola ve kızarmış sosis,patatesle yapan öğrenciler gördükçe sinirleniyorum.Herkesi kendim gibi görmek istediğimden bu çocukların annelerini anlayamıyorum.Kendi sınıfıma tembih ettim.Herkes her gün bir elmayla okula gelecek.Son iki dersten önce elma saati olacak.Sekizinci sınıf öğrencileri önce garipsediler;ama birer ikişer elma yiyenlerin sayısı çoğalmaya başladı.Ben hep doğallıktan yanayım.Yoğurt için de görüşlerine katılıyorum.Bu reklamlarda üstelik işinin uzmanı insanları görmek de üzüyor insanı.Sevgiler. Meltem Atan
Meltem Atan
Çok önemli bir noktaya temas etmişsiniz teşekkürler.Hiç kola içmeyen bir insan olmama rağmen, ilkokul 1.sınıfa giden oğlum bugünlerde ısrarla kola istiyor.Okul kantinlerinde hassasiyet gösterilmeli kola ve diğer zararlı besinlerle ilgili.Bizler veliler olarak girişimde bulunmalıyız.Meltem Hanım'ın bahsettiği ürünü merak ettim doğrusu.Ayrıca fesleğenini koparıp yiyen kişinin tek ben olmadığıma sevindim doğrusu.Selamlar.
akcahan
herşeyden önce 4 yaşında oğlu olan bir anne olarak bende çok endişeliyim ama biraz şanslı görüyorum kendimi çünkü yaşadığım yerde büyük şehirlere göre biraz daha doğal besinler bulabiliyoruz tabi bunun yanında kola cips tüketiminin haddi hesabı yok. oğlum biraz büyünce etrafına bakarak kola istedi bende biraz tuz kattım öyle verdim nefret etsin birdaha istemesin diye ama pek başarılı olmadı çünkü bir iki seferden sonra benim yanımda doldur içine birşey katmadan olsun demeye başladı evimizde tüketilmiyor ama gezmelerde ikram edilince durduramıyorum. neyseki çok düşkün değil biraz büyüdüğü zaman anlatayım diyorum zararlarını inşallah başarılı olabilirim. bazen çocuklar büyüklere özenip çay istiyorlar bende o zaman pekmezi biraz sulandırıp veriyorum. belki sizede fikir verir çok uzattım kusura bakmayın sağlıklı günler herkesebu arada en çok mısırın genetik yapısıyla oynanıyormuş ben mısır ununu bile almayı kestim. tandıklar değirmende yerli mısırdan çektiriyorlar onlardan alıyorum.
kadriye
Sevgili Aslı burada yazdıkların tamamen doğru. Eminimbir çok insanda benim gibi sana katılıyor bu yorumlardan da belli. Ama ne yazıkki bu reklamaların önüne geçmek biraz zor. Sadece kendi irademizle bunlara karşı gelmek mümkün tabiki. Etrafımda o kadar çok kola tüketen insnalar varki. Hatta kolasız yaşanmaz ya deyip geçenler bile var.Sanırım zaralı olan şeyler insanlar adah cazip geliyor. Ama kesinlikle yalnış. O neden bu gibi zaralı yiyecek ve içecek maddelerinde uzak durmak sadace bizim kendimizin karar verebileceği birşey. tabiki etrafımızdakileride uyarmak ve vazgeçirmek te bir görev halinde olmalı ne kadar etkili olabilirsek!
Derya
Merhaba Aslı,
Bahaneyle bir deneyimimi paylaşmak isterim çocuk beslenmesi ile ilgili. Doruk geçen sene okula başlayınca okul kantininden kola, cips vs. alıp tüketmeye başladı. Ben de arkadaşlarından görüyor kendini farklı hissetmesin diye ses çıkarmıyordum. Bir süre sonra Doruk da aşırı bir hareketliik ve öfke nöbetleri başladı. Hayatımızda ne değişti diye geriye yaslanıp şöyle bir baktığımda Doruk'un beslenmesi ile karşılaştım. Hemen harçlığı kestim, evden yaptığım limonata ve limonlu bitki çaylarını termosa, hazırladığım kek ve kurabiyeleri değişik şekillerde paketleyip çantasına koydum. Önceleri istemedi sonra arkadaşları ne güzel deyince hoşuna gitti. Ve inanır mısınız, o Doruk'tan eser kalmadı. İçlerinde ne var bilmiyorum ama çocukları zehirliyorlar bu kesin.
Bu arada probiyotik yoğurtlar kabızlığa iyi geldiği gibi ishalde de çok iyi geliyor.Çocuklarının beslenmesine çok dikkat eden teyzemin, oğlunda kronik bağırsak gazı vardı ve bu yoğurtlarla halletti. Şimdi yasak olan sütü bile içirebiliyor. Doğal ve zararsız bir çözüm bence.
Burcu
Kola içmeyi yıllar önce "bıraktım". Eskiden de fazla içmezdim ama bir yerde kolaya bırakılan bir et parçasının kısa zamanda çürüdüğünü okumam yetti. Bir daha içmedim. Midemi seviyorum! Yapay bir bağımlılık ve Amerika menşeli devasa bir endüstri sözkonusu. Yine de yeldeğirmenlerine karşı Don Kişot olalım, taze sıktığımız meyve sularını, köpüklü ayranlarımızı içelim! derim ben de:)
Sibel
Prebiyotik yoğurtlar gerçekten işe yarıyor. Kilo verme amaçlı bilemem ama bağırsak faaliyetini düzenlediği bir gerçek. Unutmayın ki her türlü şeyi yapmalarına rağmen(hareket, sebze tüketimi v.b.) bu sorunu yaşayanlar var. Ben düzenli olarak tüketmiyorum ama annem tüketiyor ve her gün biraz yoğurt yemek kimseyi sıkmıyor. Bir çok bayan bu problemle karşı karşıya. Seçim sizin. Adamlar zaten size mucize olacak demiyorlar. Eğer düzenli kullanırsanız rahatlayacaksınız diyor. Günde bir yoğurt yemek mi daha iyi yoksa karın ağrıları çekmek mi? Karar sizin.
Kola konusuna gelince. Açıkçası doğru bir şey yapmadığımı biliyorum ama ben de kola içerim. Sağlıksız olduğunu biliyorum ama henüz az kalorili ayran piyasada yok (varsa da restoranlarda yok). Bu yüzden ben de kola tüketiyorum. Ama böyle bir ürün çıkarsa tercihim ayrandan yana olacaktır.
Özge
Sevgili Aslı; özellikle Ramazan ayında "iftar sofrası başında buluşan geniş aile" kavramını her tür ürün için sonuna kadar kullanan reklâm mantığı beni de çok rahatsız ediyor! Hele ki kola grubu içecekler adına olması,"oruç" gibi temeli arınma ve sağlığa dayalı bir ibadetin suistimali bence. Ben evime sokmuyorum, çocuklara içirilmesine şiddetle karşıyım! Probiyotik yoğurt konusunda bu kadar katı değilim ama, onların da fazla medet umularak kullanılması yanlış fikrimce. Senin de dediğin gibi; lifli ve sağlıklı bir beslenme programı olan, habire ete, şekere ve yağa yüklenmeyen, bol su içen hiçbir insanın sürekli kabızlık sorunu çekmemesi beklenir. Yoğurt mucizevî bir gıda elbette, reklâmları kola türü ürünler kadar beni rahatsız etmiyor. Ben içinde kuru erik ve kayısı olan türlerini lezzetini sevdiğim için arada alıyorum, belirgin bir sindirim sorunum olmadığı için bu açıdan faydasını algılamam mümkün değil. Bir eşlik besini olarak yoğurda evet ama daha fazlasını beklemek ne kadar doğru olur, bilemem? Sevgiler...
Handan Demiralp
kabızlık problemi benim ailemde gentik bir mevzu günde 2lt. su içmeme, sabh kalkınca kuru kayısı yeyip, koca bardak ılık su içmeme, gün içerisinde bol bol meyve sebze yememe rağmen bu hastalıktan müzdaribim. o yüzden bence lütfen bu kadar katı olmayın. Sadece beslenmeyle ilgili olmayabiliyor.
duygu özgün
asli'cigim,
benim siteye bir bakar misin? çok komik bir sey olmus, ayni konulara takilmis, deginmisiz. biraz önce siteyi güncelleyip diger kizlar neler yazmis diye önce senin sitene girdim! bingo!
tijen
t
Tamamen sizinle aynı fikirdeyim. Ne yazık ki Süt o kadar az tüketiliyor ki ülkemizde , gençlerin-çocuklerın süt yerine kola gibi içecekleri tercih etmesi ve buna ailelerin izin vermesi beni üzüyor. Ben de kola içiyordum ama 1 senedir evime cola almıyorum ve içmiyorum. Kola yerine su , süt , bitki çayları , sodayı tercih ediyorum artık. Ama maalesef kullanmak zorunda olduğum bir ilaçtan dolayı sindirim sisteminde biraz sorun yaşıyorum ve bu sözü geçen yoğurtlardan tüketmeye başladım , istemesem de.. Böyle güzel bir yazıyı bizimle paylaştığınız için teşşeküür ederim.
Sevgilerimle:)
cimcime
merhabalar aslıcığım.ilk önce balıkesirde oturan arkadaşıma bana bu sitenin adresini verdiği için ona çok teşekkürlerimi iletmek isterim sonra sana böyle bir site kurduğun için sana teşekkür ederim.değindiğin konularda sana sonuna kadar hak veriyorum,ayrıca dile getirdiğin için tekrar sağol.
düriye
Sevgili Aslı Hanım,
Sitenizi yeni gördüm, tariflerinizin güzelliği kadar kullandığınız Türkçe'nin duruluğu ve imlanız da dikkatimi çekti. Sonradan gördüm ki eğitimciymişsiniz; hemen belli oluyor :) Türkçeyi doğru konuşmak ve yazmak ne kadar önemli.
Ancak sizin bile yukarıdaki yazınızda olduğu gibi kullandığınızı farkettiğim "bayan" kelimesi beni çok üzdü. Türkiye'de artık kadınlara kadın denmesi hakaret ile eşdeğer oldu maalesef ve pek çok aydın kadınımızın bile diline ve kalemine yerleşti. Bir çok yerde erkek kelimesinin karşılığı olarak "bayan" yazıyor ama bayan kelimesinin kullanıldığı hiçbir yerde karşılık olarak bay kelimesi kullanılmıyor elbette. Hiç erkek avukat yerine "bay avukat" ya da erkek doktor yerine "bay doktor" denildiğini duydunuz mu? Halbuki voleybol, basketbol takımları bile artık "bayan voleybol takımı" ve kadın doktorlar da "bayan doktor"!
Cinsiyetimiz kadın ve bu utanılacak bir şey değil diye düşünüyorum. Kendimizden ve etrafımızdakilerden "bayan" olarak bahsetmek sadece çarpık kültürel yargıları dilimize taşımak demek. Eğer hakikaten bu kadar çekiniyorsak kadın demekten, bari en azından "hanım" diyelim...
Sevgiyle kalın.
Göksun
Yorum Gönder